Ara biraz açıldı ama sınavlarımız var sonra daha sık yeni bölüm yükleyeceğim keyifli okumalar
Azra&Zeynep
*******************************Etrafı incelerken evin önüne sarı taksinin geldiğini gördüm. İçinden çıkan adam siyahlar içindeydi. Yüzünde kar maskesi, elinde "O" yazılı bere vardı. Kafasını yukarı kaldırdığında ilk bakışta insanı kendine büyüleyen çimen yeşili gözlerini gördüm. İçeriden kapının sesi geldi. Merakıma yenik düşüp aşağıdan gelen konuşmaları dinlemeye başladım.
" Lan ben size bu kıza düzgün bakın dihe emanet ettim."
" Kayra sakin ol şuan odasında herşey kontrolümüz altında,hem sen kıza görünmeden geldiğine eminmisin."
"Barış sen benim işime burnunu sokma. Bu kızın kılına zarar gelirse hepinizi mahvederim" dedi. Şiddetli bir kapı kapanma sesinden sonra taksiye binip gitti. Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Adam niye öyle söylemiştiki. O kadar güçlü duran Barışın birinden azar işitmesi helede benim yüzümden olması gerçekten şaşırtmıştı. Gelen adamın elindeki şapkadan bendede vardı. Acaba başları bu adammıydı. Ellerimin sızladıgını farkettim. Elime bakınca avcumun kanadığını farkettim. Tırnaklarımla avcumu kanatmıştım. Elimin halini görüncr ağlamaya başladım. Burda kalmam imkansızdı. Hemen camın önüne gidip kendime bir yol belirledim. Acele etmem gerektiğini bildiğim için camı açtım ve yavaşca önce alt pencere uzandım sonrada ordan kendimi yere attım. Şuan canımın aşırı derecede yanması umrumda değildi. Düşerken elimi yere koyduğum için herhalde kırmıştım. Hava çok soğuktu. Issız bir yerdeydik. Tahminimce bir saat kadar dayandım. Ama her adımıda elim inanılmaz sızlıyordu ve soğuktan donmak üzereydim. Üstüm inceydi ve donarak ölmek istemiyordum. Bir ağacın altına attım kendimi. Tekrar oraya dönemezdim. Nereye gidicektim. İki ucu boklu dereydi. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Arkamı döndüğümde çimlerin üzerinde oturmuş doğayı izleyen Barışı gördüm. O anki sinirle kosarak yanına gittim. Kafasını cevirip bana baktı. Aglamamı durduramıyordum. Aklıma ne gelirse söylüyordum şuan. Ama resmen bilincim kapanmıştı. Zorlukla yanına oturup "sizden nefret ediyorum" dedim. Beni kendine cekip sarıldı. "Çok üsüyorum" dedim. "Hepsi geçicek dayan" dedi. Çok üşümüştüm ve Barışın o sözünden sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü açtığımda yumusacık bir cisme temas ediyordum. Yatakta olduğumu anlamam uzun sürmedi. Başımda iki kız vardı. Biri sarışın biri esmer. Çok ayırt edemiyordum şuan ama Banu ve Afra olabiliceklerini düsündüm. Gözlerimi açyığımı fark edince Banu " tatlım iyimisin cok korktuk" dedi. Çok susamıştım. Zor bela "su" diyebildim. Afra hemen kalkıp gitti. Kısa süre sonra elinde bir bardaksuyla geldi. İçmeme yardımcı oldu. Çok sıcak kanlılardı. Daha tanışmadık ama iyi anlaşacağımızı tahmin ediyorum. Biraz kendime geldikten sonra gittiler bu sırada biraz konuşmuştuk. Herşey karanlık olmadan önce konuştuklarımızı hatırlayınca utanmıştım. Ama o hiçbirsey olmamış gibi ciddi davranıyordu. Nasıl olduğumu sordu. Sıraan bir şekilde konuştuk. Lavaboya gitmem gerekiyordu. Yataktan kalkmamla yerle buluşmam bir oldu. Barış oflayarak yanıma geldi. Koluma girip lavaboya götürdü. Cıkınca zorla ikna edip salona yemek yemeğe götürdü. O büyük masada yerimi almıştım. Herkes gecmis olsun demişti. Yemekte en sevdiğim yemek lahmacun olunca direk yemeye başladım. Yemek bitince kızlarla yukarı çıktık. Bizim sohbet gittikçe koyulaşıyordu. Burda yanlız değildim artık. Bana " canın sıkılırsa ne zaman istersen yanımıza gel" dediler. Konusurken odaya Dincer girdi ve "kızlar çabuk şerefsiz Tilki depoyu basmış" dedi. Sonra bana dönüp " Elif evden ayrılma sakın"dedi ve kızlarla cıktı. Cama koşup baktım. Barış ve Dağhanın yüzünde kar maskesi vardı. Diğer üçlü aşagı inince onlarda taktı ve son model arabaya binip gittiler. Lan resmen evde tek kalmıştım. Şu robot adamları saymassak tabi. Tilki kimdi merak etmiştim. Gelince kızlara sorardım. Evde tek olduğuma göre kitaplarda okuduğumu uygulayabilirdim. Gidip odaları kurcalama fikri bence harikaydı. Önce bu kattakilere baktım. Kapıların üstünde isimler yazıyordu. Önce Çağların odasına girdim. Odasının her yerinde gemiler vardı. Çağların gemilere bu kadar ilgili olduğunu bilmiyordum. İlginç bir şey olmadığı için çıkıp Dağhanınkine girdim. Dağhanın odası simsiyahtı. Az eşya vardı ama hepsi aşırı pahalı görünüyordu. Alt kattaki Dinçerin odasına gittim. Odanın tamamı fenerbahçeliydi. Duvarlarda posterler vardı. Koyu bir galatasaraylı olarak burda daha fazla durmaya dayanamayacağım için hemen çıktım. O odanın hemen yanında Barışın odası vardı. Girmeye korkuyordum. Odanın kapısını açarken kalbim deli gibi atıyordu. En son cesaretimi toplayıp girdim. Odanın duvarlarında galatasaray posterleri vardı. Galatasaraylı olmasına istemsizce mutlu olmuşum. Dolap kapaklarını açınca çok efsane bir koku yayıldı etrafa. Ben onu sadece takım elbise giyiyor zannediyodum ama dolabında kazaklar çoktu. Bide üç tanr galatasaray forması vardı. Dolabın altında bir çekmece vardı. Orayı açtım. Karşımda bir kutu vardı. Buraya kadar gelmişken açmamak olmazdı. Kutuda çok tatlı bir kız ve Barışın resimleri vardı. Çok mutlu görünüyorlardı. Bir tane CD vardı. Ettafta bilgisayar aradım. Masanın üstünde vardı. Hemen alıp videoyu açtım. Barış ve o kız çimlerde yatıyordu. Ama uçurumun kenarıydı. Kız heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Barışta onu dinliyor ve gülüyordu. Kız ayağa kalktı ve onunla beraber Barışta kalktı. Dans etmee başladılar. Bittiğinde kız kendi etrafında döneye başladı. Uçuruma çok yakındı tam o an kız düştü. Barışın bağırması küfürleri havada ucuyordu. Ağlamaya başladım. Böyle bir olay olması yani inanılması güç bir olay. Ben hayatta kaldıramazdım. O esnada biri bilgisayarı kapattı. Kafamı kaldırdım ve gelene baktım. Karşımda gözleri ateş saçan Barış vardı. O kadar korkutucu bakıyorduki aglamam artmıştı. Hemen ayağa kalkıp "Ben ben çok özür dilerim" dedim.
"Kim sana izin verdi lan kime güvenerek girdin kızım, hadi girdin özelimden sanane ha sanane" diye bağırmaya başladı. Ağlamam gittikçe artıyordu. O sahne aklıma geliyordu Barış haklıydı tam bir aptaldım.
"Defol odamdan bir dahada adım atayım deme" dedi. Hemen odaya koştum. Birine anlatmam gerekiyordu olanları anca öyle sakinleşebilirdim. Şuan tek Banu ve Afra vardı. Hemen onları buldum. Afranın odasına çıktık.
"Ben ben bişey yaptım" dedim hıçkırıklarımın arasında.
Afra "Elif sakin ne yapmış olabilirsinki" dedi.
"Gerçekten çok kötü bişey yaptım"
"Elifcim hadi söyle sakin sakin anlat" dedi Banu.
"Siz yokken Barışın odasına girdim"
"Hee tamam ya bişey olmaz üzülme buna" dedi Banu
Afra "Yoksa birşeyimi karıştırdın" dedi.
"Bir çekmeceyi açtım,içinden CD çıktı bende bilgisayara taktım" sözümü bitiremeden tekrar ağlamam şiddetlendi.
"Tamam gerisini anlatma" dedi Banu
Afrada "sakın başka birşey yapma, Banu yürü abime bakalım" dedi. Ardından odadan cıktılar. Ağlamaktan yorulmuştum. Afranın yatağının çekim gücüne dayanmayı bırakıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
-BARIŞTAN-
Bu kız kim oluyor ya. Ben tam unutmuştum. Allahım çıldırıcam. Kızı görünce değişik oluyorum çok masum,insanı kendine bağlıyor resmen. Ama bugün çok ileri gitti. Eğer burda kalırsam delireceğimi bildiğim için Kayranın yanına gitmeye karar verdim. Montumu alıp haber vermek için Afranın odasına girdim. Afranın odasında Elif uyuyordu. Yine kahrolası merhamet damarlarım kabardı ve üstünü örtüp odadan çıktım. Kapıda Banu ve Afra beni izliyordu. Ne var be bakışları attıktan sonra "ben Kayraya gidiyorum kızlar" dedim ve evden çıktım. Yol çok uzundu. Sonuçta dağ evindeydik. Yaklaşık bir saat sonra gelmiştim. Evinin anahtarı bende vardı. Kapıyı açıp eve daldım. Her zamanki gibi televizyon izliyordu. Yanına oturdum. Konusmaya başladık. Ben Elifin yaptıklarını anlattım. Benim bu konuda hassas olduğumu bildiği için duyinca sinirlendi. Ama oda Elif'e birşey yapamazdı. Konuşurken telefonum çaldı. Dinçer arıyordu. "Ne var lan" diye açtım telefonu.
"Ne o kaçmışsın yenilginizden sonra ezilmektenmi korktun" dedi. Hay ben benim.... bugün derbi vardı lan. Artık nasıl sinirlendiysem onu unutmuştum. "Kapa lan telefonu, geliyorum bak kim kimi eziyor." Hemen Kayraya "Kardeşim bugün derbi var ben gidiyorum,Dinçerin ağzına laf vermemem lazım" dedim.
"Lan orda ben olacaktım. Acaba kafama maske takıp gelsemmi" dedi.
"Saçmalama ben kactım" dedim ve arabaya bindim. Kayrada koyu cimbomluydu. Bugün olmaması büyük kayıptı. Normalden daha hızlı gelmiştim. Hemen eve girdim. Odama çıkıp formamı giydim ama benim üç formam vardı. Dolapta iki tanesi duruyordu. Bunu düşünmeden kosarak aşağı indim ve koltuğa yayıldım. Elifte burdaydı ve üstünde forma vardı. Benim formamı onamı vermişlerdi. Bir yandan galatasaraylı olmasına mutlu olmuştum. Kendimi dünyadan soyutlayıp maca odaklandım.
-ELİFTEN-
Uyandığımda başım ağrıyordu. Aşağı inip kızlara baktım. Hepsi salonda oturup konuşuyorlardı. Kapıdan girince bütün kafalar bana döndü. "Pardon" deyip arkamı döndüm. Daghan arkadan "Elif hangi takımlısın" dedi. Dönüp "Galatasaray" dedim. Konu takımlarsa karşımda kim olduğunu pek önemsemem. "Bugün cimbom fener derbisi var sende gel izleyelim" dedi. Ben formam olmayınca izleyemiuordum. Uğursuzluktu bence. "Formam olmadan izleyemem ama" dedim. Afra yerinden heyecanla kalktı ve "ay abimde çok var bir tanesini veriyim sana" dedi. Hemen odasına götürdü ve formayı verdi. Bunun üsgündede Barış'a has harika koku vardı. Hemen giydim ve salondaki yerimi aldım. Maç başladıktan on dakka sonra Barış geldi. Odasına gittiğini tahmin ediyorum. Cünkü formasıyla çıktı. Biraz bana baktıktan sonra adeta dünyayla ilişkisini kesip maça odaklandı. Bol küfürlü gergin doksan dakika sonunda zafer bizimdi. Ben maçı kesinlikle sakin izleyemezdim. Son dakikalarda attığımız goldeki sevincimizi anlatamazdım. Mac sonunda tüm galatasaraylılar olarak evde marş söylüyorduk. Zaten Dinçer ve Banu hariç herkes galatasaraylıydı. Marş söylerken Barışla göz göze gelmiştik. İçten bir şekilde gülümsemişti ama çok kısa sürdü. Arada Dinçerle Banuya laf atmayı unutmuyorduk. Bu kadar kısa sürede burdaki insanlara alışmıştım. Çok saçmaydı kendimden şüpheleniyordum artık. Şuan burfa olmamam lazımdı. Günün şerefine digerleri içiyorlardı. Ben ne olursa olsun içmezdim. Bir zaman sonra sıkılıp "iyi geceler" deyip odaya çıktım. Yatağa yatıp şarkı söylerken kapı açıldı. Barış yanıma gelip "Vay be birgün kaçırdığın kızla aynı takımda olucaksın ve beraber maç izleyip zaferinize seviniceksiniz deselerdi inanmazdım" dedi. Biraz sarhoş olduğu için düzgün konusamıyordu ama çok sevimli görünüyordu. Odadan çıkmadan "çak sampiyon"dedi ve elini uzattı. Eline beşlik caktıktan sonra gitti. Galiba mutluydum.
![](https://img.wattpad.com/cover/57966763-288-k981419.jpg)