Aşk Çıkmazı | Düzenleniyor

-1-

"Gündüz kızım hadi zorluk çıkarma!"

"Ulan gelmiş burada benden evlenmemi bekliyorsunuz birde zoruluk çıkarmamı diyorsun anne!"

"Kızım ne yaparsan yap, bu evlilik olacak."

"Olmayacak!"

Salonu sert adımlarla terk ederek odama ilerledim. Odama girdikten sonra kapıyı sertçe kapatarak yatağıma yüz üstü atladım.

Ben evleniceğim ha? Nah!

Aynen öyle, nah!

Ramazan yine dertlendim canım.

Senin dertlenmen, benim dertlenmemdir kızılım!

Ramazan benim iç sesim. Evet herkesin iç sesi vardır fakat benimkini diğerlerinden ayıran özellik bir ismi olması. Yeri gelince arkadaş, yeri gelince kardeş, yeri gelince sevgili, yeri gelince düşman olabiliriyoruz. Ama hep içimde olduğu için asla ayrılmıyoruz.

Kapı açılma sesi gelince yatakta doğrulup kapıya baktım. Dört göz gelmişti. Dört göz dediğim, sebebini bilmeden evlenmek zorunda olduğum çocuk. Onun odama girip kapıyı kapatmasıyla gözlerimi devirdim.

"Çık dışarı!" dedim. Sözümün aksine, odamın içindeki mavi pufa ilerleyerek oturdu. "Türkçe konuşuyorum dört göz, çık dışarı!"

"Güzelim." dedi. Bunu demesiyle suratımı ekşittim. Tamam şimdi Allah için çocuk yakışıklı ve inanılmaz tatlıydı. Fakat bu onunla evleneceğim anlamına gelmiyordu.

"Evlenmeye çok meraklı değilim ama güzel hatunsun!" diye devam etti.

Ben bi ölüp geliyorum.

Beni de götür Ramazan.

"Oğlum malmısın nesin ya? Ulan git kendine evlenecek başka kız bul!"

"Valla zorunlu olmasa daha güzelini bulurumda..."

"Benden daha güzeli sana bakardı zaten." dedim ve gözlerimi devirdim. O da böyle bir tepki vereceğimi tahmin etmiyordu herhalde ki kaşları havaya kalktı.

Tugh life yaptın lan aptal kızıl.

Tabi oğlum o iş bizden sorulur.

Biz ne diyoruz lan? Şurda seni zorla evlendiriyorlar.

Laf sokmama sevinirken, Ramazan'ın evlenmek zorunda olduğum gerçeğini hatırlatması koymuştu. Ellerimi belime koyarak adını dahi bilmediğim çocuğa bakmayı sürdürdüm. Hayır yani ben onu dövmeden kalkıp gidecekmiydi yoksa illa harekete mi geçmeliydim?

"Kalkıp gidecekmisin? Yoksa ben mi kaldırayım." dedim fakat o bu dediğimi ciddiye almayarak alayla güldü. "Sanki kaldırabilecekmişsin gibi."

"Deneyelim istersen."

"Kendine bu kadar güvenme kızılcık."

"Birde kızılcık diyor ya! Kalk git şurdan!"

"Deneyelim diyorsun, çok merak ettim nasıl kaldıracaksın beni?"

Ulan Allah ne verdiyse dalıyorum ben.

Dal lan.