Los Angeles'a geri dönmek,gözümü korkutuyordu.
Burada doğmuş ve büyümüş olsam da,son 8 yılımı geçirdiğim İskoçya'ya o kadar alışmıştım ki,19,yaşımda,doğduğum ve 11 yaşıma kadar yaşadığım yere gelmek bile,tedirgin hissettiriyordu.
İskoçya'da sakinliğe ve düzene alışmıştık.Geceleri sokaklardan geçerken bağıran sesler duymazdınız ama Los Angeles'da her şey daha farklı olabilirdi.İskoçya'nın tam tersi olacağına emindim,sonuçta 11 yılım burada geçmişti.Bir kaç gün alışamayacağımın farkındaydım.
Bir kaç ay önce,ilk kitabımı yazmaya başlamıştım.Küçükken hep kısa hikayeler yazar ve ailemin bütün üyelerinin okumasını sağlardım.Kendimi bildim bileli,gerçek,basılmış bir yazar olmanın hayalini kurmuştum.Kitabımın yazım süreci iyi gitmekte olsa bile,İskoçya'dan,Los Angeles'a geri taşınmak her şeyi değiştirecekti.
Yayınevleri için yaptığım planlar bile mahvolmuştu.
''Gergin misin Amelia?''diye sordu arabayı süren babam.
''Biraz.''dedim,elimdeki telefonu bırakarak.''Doğduğum yerde yabancıymışım gibi hissediyorum.''
''Öyle hissetme,tatlım.''dedi annem kafasını bana çevirip gülümseyerek.''Yine eski evimizde olacağız.Her şey eskisi gibi olacak.''
Bunlara inanmak onlar için kolay olabilirdi fakat,bir yerden küçük yaşta ayrılınca,geri dönmek,her şeyi tekrar hatırlayıp,hiç bir şey olmamış gibi davranmanız için yeterli olmuyordu.Artık 19 yaşındaydım ve istersem İskoçya'da yaşayabilir ve Glasgow'da ki evimizde kalabilirdim.Ancak ailemin yanında olup onlarla gitmeye karar vermiştim çünkü,eğer gelmemeyi seçseydim,annemi,o belli etmemeye çalışsa da üzmüş olurdum ve bu, olması en son istediğim şeydi.Glasgow'da ki evimiz her ihtimale karşı duruyordu.Hem biz geri dönersek hem de ben geri dönmek istersem diye.
Her ne kadar orayı sevsem de annem de,ben de oraya dönmeyeceğimi ama burada da kalmayacağımı biliyorduk.Geçici olarak buradaydım.Üniversiteye olan başvurum kabul edilmişti ancak,hazırlık derslerimi,dünyanın her yerinden alabiliyordum.Bu hazırlık yılı biter bitmez,New York'a taşınmak istiyordum.Okuyacağım bölüm,Yaratıcı Yazarlık'tı.Üniversitenin imkanlarını da kullanarak yayın evleriyle iletişime geçmek istiyordum.
''Evine tekrar hoş geldin,hayatım.''diye bana seslenen babama,zorla olsa da gülmeyi başardım.Arabanın kapısını açarken ki titreyen ellerim,her şeyi daha da zorlaştırıyordu.
Arabadan çıkıp da 8 yıl önce bırakıp gittiğimiz eve baktım.Tamamen hatırladığım gibi.Ve bir an için gerçekten de sanki gezmeye gittiğimiz bir yerden,eve dönmüşüz gibi hissettim.
''Hadi,içeri girelim.''dedi,omzuma dokunan annem.Bagajdan bavullarımdan bir tanesini alıp eve doğru yürüdüm.Annem kapıyı açar açmaz içeri girdim.O hatırladığım çam ağacı kokusunun hala yerini koruduğunu fark etmek,bir an için bile olsa merdivenlerden babasına seslenip koşarak inen sarı saçları iki yandan toplanmış,tombul,küçük kızı görebildim.Yüzümde oluşan gülümsemeyle bavulumu merdivenin altına bıraktım ve salona doğru ilerledim.
Eşyalarımızın hiç birinin yeri değişmemişti çünkü İskoçya'ya giderken hiç birini yanımıza almamıştık.Biz gelmeden önce de teyzem,gelip evi temizlemişti.Bıraktığımız gibi duran kırmızı koltuklara baktım.Etrafımda şöyle bir döndükten sonra,merdivenlerden çıkarak eski odama geldim.
Odamı biraz değiştirmiştik çünkü,bilirsiniz ya?11 yaşındaki bir kızla 19 yaşında bir kızın odası arasında farklar vardır?
Glasgow'dayken seçtiğim eşyalar,yerleştirilmişti.Boş duran kitaplıklara bakıp,yandaki kitaplarla dolu kolilere göz attım.Büyük ihtimalle daha akşam yemeğinden önce kitaplarımı yerleştirecektim.Onları,kolilere koyarken yaşadığım acı,evlat acısından farksızdı.Telefonum çaldığında ekranda gördüğüm Los Angeles uzantılı numarayla garip hissettim.Çünkü normalde bu uzantıları açmıyordum ama burada,gerçekten Los Angeles'dayken açabilirdim.Arayan Paige'di.Burada ki en yakın arkadaşım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Girl Who Writes//C.D
Fanfic''Sen istediğin gibi kendini kandırmakta özgürsün.''dedi,ormanın alışılmadık sessizliğiyle arkasını dönerken.''Ama ben,hiç bir zaman senin istediğin kız olamam Dallas.''