Bölüm 4: Bayan Yang

844 84 43
                                    

Jungkook Tarafından

Şu an herkes sessiz sakin bir şekilde oturuyordu. Bende kahveden bir yudum daha aldıktan sonra dudaklarımı yalayıp konuşmaya başladım.

"Hyung. Konuş artık. Seni bekliyoruz" dedim NamJoon hyunga. Bir açıklama bekliyorduk herhalde. Bunu bizden şimdiye kadar saklaması ayrı bir hataydı zaten.

"Tanıdığım bir kız." dedi o kadar düşündükten sonra tek bir cümleyle.

"Ama seni tanımıyor" dedim ve devam ettim.

"Hyung. Bizden saklaman anlamsız. Şuan bunu söylemek istemiyorum a-"

"Söyleme o zaman Kook" dedi.

"Sende bizden saklama o zaman. Bu kadar ciddi olmayı sevmiyorum tamam mı? Hyunguma böyle şeyler söylemek istemiyorum. Ama böyle davranmayı bırak lütfen"

"Kook. İnan bana. Bir kıza aşık olduğun zaman bunları sana hatırlatacağım."

"Bir şey söylediğim yok. Sevgilim olsa sizden saklamam, senin aksine. Konuyu kapatalım tamam. Ama o kızın kim olduğunu söyle." Dedim.

"Bak Jung-" dediğinde kapı çalındı.

"Gir" dedim. İçeri yeniden Shi Hae girdi. Tanrı aşkına bu kız her zaman konuşmamızı bölmek zorunda mıydı?

"Efendim, özür dilerim ama yaklaşık 2 saat 30 dakika sonra girmeniz gereken bir toplantı var. Haber vermemi istediler." dedi.

"Oh, selam" dedi Tae gülümseyerek ona bakarken. Shi Hae'ye döndüğümde ise o önce şaşırmış daha sonraysa kafasını eğmişti. Tae'ye sinirle baktığımda NamJoon hyung durumu anlayıp kolundan vurdu.

Nasıl olursa olsun, bir çalışanla konuşmak bana anlamsız geliyordu. Sonuçta herkes seviyyesini bilmeli.

"Menejer olduğunu biliyorsun değil mi? Senden bunu yapmalarını istememeliler. Sen önceden bunları öğrenip gelmelisin buraya. Açıkçası beynini kullanamayan insanlarla çalışmak istemem. Haksız mıyım?" dedim. Ondan 'Haklısınız efendim' ve ya 'Özür dilerim' laflarını beklerken o beni daha fazla sinirlendirmeye başladı.

"Haksız olduğunu söylemiyorum. Sakın yanlış anlama. Sadece ilk günüm ve bunları öğrenmem içi-"

"Anlama? ANLAMA? PATRONUNLA BÖYLE KONUŞA BİLECEĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUN SENİ-" derken sözüm Jimin tarafından kesildi.

"Aynen! Sana saygıyı nerede öğrettiler ha? Değil mi Jung?" cevap vermeme izin vermeden devam etti

"Çık dışarı çık. Bu seferlik affediyoruz" dedi. O'ysa hala burda durmuş, aptalca bakıyordu. Jimin kalkıp yanına gitti ve kulağına birşey söyleyip omzundan tutarak onu ters yöne çevirdi ve kapıya doğru götürdü. Daha sonraysa onu çıkarıp kapıyı kapadı. Gelip yine oturdu yanımıza.

"Affettik mi? Kim affetti? Nasıl konuşmasını öğrenmesi gerek"

"Biraz sakin ol dostum" dedi Namjoon.

"Böylelerini şimdi affedersen tepene çıkarlar. İlk günüymüş. Umurumda mı?"

*(o)*

Toplantı odasına gittiğimde daha herkes gelmemişti. 45 dakika vardı toplantının başlamasına. Bizim şirkette olduğu için önceden gelip etrafı kontrol etmeliydim. Bir aksilik çıkmaması için. Shi Hae gelip gidene bir şeyler yapmasını söylüyor ve yanlış bir şey yaptıklarında "Yo, yo, yo. Oraya değil" diyerek tekrar yönlendiriyordu. Neden burada durup onu izlediğimi bilmiyordum. Belkide etrafı nasıl yönettiğini öğrenmek istemişimdir. Sonuçta menejerimin aptal olmasını istemem değil mi?

Yapacağımız ihale gerçekten büyüktü. Taraftarlar hazırdı ancak menejer sorunu yüzünden alan hazırlanmamıştı. Gerçi olay bundan ibaretde değildi. Daha önce bu sorunu halletmeyi başarmış ve menejerin yerini Yuri adında bir kız almıştı. Fakat yeniden sanki planlanmışcasına Yuri her tarafı dağıtıp sonrada bu şirketten defolup gitmişti. Ve bu yüzden sonuç olarak şimdi hazırlanıyordular.

Elindeki dosyayla onun açısından arka-arkaya giderken bana taraf geliyordu. Masanın önünde elimi cebime koyarak yaptıkılarını izliyordum. Geri-geri gelirken elini masada bir şey arıyormuşcasına haralet ettiriyordu. Susadığını ve bu yüzden masadaki şişeyi almak istediğini anlayıp yavaşca suyu aldım. Pet şişenin kapağını açıp suyu içerken bana çarptı ve hızla buraya taraf döndü.

Pek susamamıştım ama bu kıza haddini bildirmek gerekti. Kullandığım yöntem çocukça olsa bile.

"Ah, hadi ama" dedi kısık sesle. Suyun neredeyse tamamını içip bitirdikten sonra kapağını kapattım. Dudağım bir çizgi şeklini aldıktan sonra

"Ne?" dedim anlamamışca kaşlarımı kaldırıp ona biraz yaklaşarak. Dudaklarını bir-birine bastırdıktan sonra biraz etrafına baktı. O küçük elleri yumruk şeklini almıştı.

"H-azır oldu neredeyse. Birkaç şeyi düzenledikten sonra birazdan herşey hazır olacak. Merak etmeyin efendim, demiştim. Şimdi izninizle, bir dakikalığına" deyip yanımdan geçmeye çalışırken içimden gelen gülme dürtüsünü bastırarak kolumu uzattım ve geçmesini engelledim.

"Bence daha bitmedi. Nerede tatlılar, kahveler? Taraftarların açlıktan ölmesini mi istiyorsun? Sabah kahvaltı etmeden buraya gelmiş iş adamları onlar. Eminim açtırlar. Ve sen masanın üzerine sadece bilgisayar koyarak işinin bittiğini mi sanıyorsun?" dediğimde arkaya gelerek bana baktı. Gerçekten yorulmuştu ve aç olduğunu hissediyordum. Ama, n'apsak? Ona acımak gibi bir düşüncem yoktu.

"Benden sana karşı anlayış göstermemi istedin. Ve bende sana anlayışla yaklaşıyorum. Her sırada en az 2 paket tatlı ve kahve olsun. Bunların hepsini yaptıktan sonra -baş parmağını kaldırdı- bir dakikalığına izin verebilirim" dedim. Boyu benden küçük olduğu için eğilerek konuşmak zorunda kalmıştım.

"Seni izliyorum Shi Hae. Unutma ve işinin başına dön" dedim gülümseyerek. Köpek yavrusu bakəşlarıyla bana bakarken bir yararı olmayacağını anlayıp kafasıyla onayladı. Yeniden ama bu sefer başka amaçla yanımdan uzaklaşırken elimdeki pet şişeye baktım. Gülerek pet şişeyi sol elime aldım ve karnına bastırarak gitmesini engelledim. Bana 'yine ne var' gibi attığı bakışları görmezden geldim.

"Su... Gelirken bana su getir. Mümkünse, ki mümkün olmalı, açılmamış olsun" dedim ve gözlerim kısılana kadar güldüm.

Yeni başlıyoruz Bayan Yang.

~~~

Buyrun dövebilirsinizz. Yorun gelmeyince yazamam ben tabi. Bol bol yorum yapın bana. 10+ vote ve 20+ yorum bekliyorum. Yazmam ona göre. Djekeooe hem suçlu hem güçlü bana be like. Medyalara ölünür.

 Medyalara ölünür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cruel | Jeon Jung Kook (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin