2. Bölüm;

8 1 0
                                    

O çirkin ve hayal kırıcı olayın üzerinden tam üç ay geçmişti ve ben bu süreçte Jack'le az da olsa görüşmüş, aramızda birşey yokmuş gibi davranmıştım. Neden böyle davranmıştım? Aileme herşeyi anlatıp onu bir çırpıda hayatımdan yok etmektense, Neden böyle davranmıştım? Çünkü korkuyordum o odadan, ondan, ve ona dair herşeyden! Ben bütün bunları düşünürken telefonum çalıyordu;
Jack;
-Alo?
-Elsa benim aşağıdayım, hadi hemen in...
-Neden?
-Soru sorma, aşağı in...
Dedikten sonra benim cevap bile vermeme izin vermeden telefonu kapatmıştı, onunla ilk tanıştığımda sekiz yaşındaydım ve emin olun o böyle bir insan değildi! Bu kadar kaba hiç değildi! ...
...
Hemen üzerime dolapta ilk bulduğum elbisemi geçirdim, üstü gömlek kumaşından sade bir bluz gibiydi ve açık deniz mavisiydi, elbisenin karın kısmında kahverengi bir kuşağı ve dantelli beyaz bir eteği vardı. Altına ise yine mat, açık bir deniz mavisi renginde olan topuklu ayakkabılarımı geçirdim, koluma taşlı bir bilezik takıp, saçlarımı örüp sağ omzuma attım...
...
Aşağı indiğimde babam gazetesini okuyup, sıcacık görünen kahvesinden yudumunu alıyordu, beni görür görmez gözlüğünü eliyle hafif aşağı indirip gülümsedi;
-Hayırdır nereye, Sultanım,
Dedi. Bunu demesi üzerine ona bakıp gülümsedim ve;
-Babacım çok acelem var gelince konuşsak?
Dedim, o da beni onaylayarak gözlüğünü geri taktı ve gazetesini okumaya devam etti.
...
-Bana bağırmayacak mısın?
-Ne için?
Dedi siyah güneş gözlüğünden bana bakarak, biraz da endişeliydi sanki yüzü;
-Geç kaldığım için, Belkide beni o işkence odana götürürsün? Yada bıçak felan batırırsın ha? Tabi aklında daha egzotik bir şey yoksa!
Dedim, bunu demem üzerine biraz bekledi ve ani bir şekilde arabayı durdurdu, elini çenemde gezdirmeye başladı;
-Elsa, bende seninle bu konuyu konuşmak istiyordum, buna çok ihtiyacımız var, herşey düzelecek emin ol.
Dedi ve dudaklarıma bir öpücük kondurup, direksiyona geri döndü, Tanrım! Ne yapmaya çalışıyordu bana kızdırıyordu beni, daha sonra aniden geri mutlu ediyordu!
...
-Burası neresi?
-Merak etme zararlı biryer değil, sadece oturup baş başa konuşmamız gerek,
Diye ekledi burası ürkütücü biryerdi heryer Kırmızı ve siyahtan oluşuyordu, tıpkı bir genelev gibi!
...
-Genelev'e neden getirdin beni!! Yeterince doyamadın mı?!!
-Hayır odalarda kamera yok, ses geçirmez duvarları var, tek nedeni bu!
-Neden senin evine gitmedik!
-Çünkü orada sana sürekli birşey yapasım geliyor!!! Kendimi tutamıyorum ne yapayım bu kadar güzel olmasaydın sende!!!
Uzun bir süre sessiz kalmıştık ikimizde olayın genelini baştan sona düşünüyorduk, göz teması kurmadan, yakınlaşmadan  daha sonra Jack konuşmaya başladı;
-Bu böyle olmaz tamam mı? Ben evliliği felan bekleyemem! Sen benim olacaksın! Eğer bunu kabul etmiyorsan da, evlilik hayatımız boyunca bu genelevde! Başka karıları beceririm!
-Bu mu sence hayat gerçekten sadece bu mu!?? Aşk ne demek? Sevgi ne demek? Mutluluk,umut,neşe ne demek bilir misin senn?!!
      Derken, bir yandan nasıl bu kadar güzel ve anlamlı konuştuğumu anlamaya çalışıyor bir yandan ise darmadağınık saçlarımı geriye atıp, göz yaşlarımı siliyordum. Daha sonra;
-Lanet olsun!!
      Diyerek odayı terk ettim, taksiye elimi uzatıp durdurdum taksi hızla hareket ederken, arkamdan koşan Jack'a ve onun kırgın yüzüne bakıyordum...
...
-Yavaş be kızım,
Babam kapıyı hızla çarpıp içeri girmeme bu tepkiyi vermişti. Ayakkabılarımı ayağımdan çıkartıp yere fırlattım ve babamın yanına koştum, ona sarıldım ve ağlamaya başladım gözümden akan her bir yaş babamın sıcacık omzuna oradan ise yere damlıyordu.
-Ne oldu prensesim? Kim üzdü seni?
Hafif geri çekildim ve babamın yanağına kocaman bir öpücük kondurdum;
-Baba hayat neden bu kadar zor?
-Hayat zor değil aslında kızım, insanlar zor, duygular zor ve onlar olmasaydı hayat'ın bir anlamı kalmazdı, şimdi ne oldu anlat bana?
-Annem nerde baba?
-Alışverişte sana elbise bakmaya çıktı,
...
-Baba benim birşeyim yok Anna'yı çok özledim sadece bu,
Babam saçlarımı eli ile geriye attı ve anlıma bir öpücük kondurdu, bu öpücük içimi ısıtmış tüm üzgünlüğümü, yorgunluğumu üstümden atmıştı. Fakat babama gerçekleri anlatmak istemiyordum onu üzmek, kırmak istemiyordum. Babam bana güvenirdi fakat annem beni her ay "kadın doğum"a götürüp hamile miyim, bekaretim hala duruyor mu? Bunlara baktırırdı ve ben bu olaydan gerçekten sıkılmıştım!!
-Kızım yakında gelecek takma kafana, hem keyfinden gitmedi ki eğtimi için bu gerekiyordu, bir tatile çıkmaya ne dersin? İster bizle, ister yalnız? Senin buna ihtiyacın var.
Başımı babamın omzundan kaldırdım ve gözlerimi iri, iri açtım, bunu neden daha önce düşünememiştim ki? Bir tatil bana çok iyi gelirdi! Yapayalnız, tek başıma.
-Bilmiyorum babacığım ben odama çıkıyorum, rahatsız etmezsen sevinirim.
-Tamam güzelim.
...
Uzun bir süredir Google'da en güzel tatil yerlerime felan bakıyordum, bir sürü indirimli, güzel turlar vardı, ama neden turla gideyim ki? Yalnız gidip başımı dinlemek varken?
Tur dışında gidilen yerler;
Mardivler
Paris
Moskova
Los angeles
İstanbul
Bakü
Hawaii
Bir dakika ya! İstanbul! İstanbul neden olmasın ki!? Çok güzel bir şehir olduğu söyleniyor hem ben hiç gitmemiştim! Uzun süren arayışım sonunda istanbula biletimi almış babama haber vermiştim. Babam bu kararımı hoşgörü ile karşılamıştı.
...
-Oley babammm!
-Tamam be sırnaşma hemen,
Babamı şapur şupur öpüyordum ve onun bundan zevk aldığımı sanmıyordum. O sırada annem arkasında üç adamla bitlikte kapıdan girdi annemin eli boştu arkasında ise kan ter içinde kalmış elleri poşetlerle dolu üç adam...
...
-Anne bu benim için çok güzel olacak anlamıyor musun?! Kafamı dinlendirmem lazım!
-Bana sesini yükseltme 3 hafta sonra düğünün var ve sen tatil peşindesin!
-Sana ne ya hem! Ben kendi kararlarımı alabilecek yaştayım! Gidiyorum o kadar!!
Üst kata çıkıp kapımı çarpmıştım, ve yatağımın altından valizimi çıkarıp içine bir sürü elbise, makyaj malzemesi ve yaklaşık yirmi sekiz çift ayakkabı koymuştum valiz büyük olduğu için hepsini taşıya biliyordu
...
Yaklaşık 2 saat sonra;
Ben yatağımda uzanmış telefonumdan "Instagram"'a fotoğraf felan koyarken kapım nazikçe tıklandı;
-Elsa annecim benim açar mısın kapını?
Telefonu sertçe masanın üstüne koydum kafama kadar yorganı çektim ve;
-Ya odamda da mı huzur yok ya!?
-Anneciğim sadece konuşmamız lazım hadi aç kapını?
Ayağa kalktım ve odanın kilitli kapısını açıp anneme yol veridim,
...
-Tamam Elsa git ama kesinlikle erken geleceksin, erkeklerin sana yan gözle bakmasına izin vermeyeceksin, telefonunu hep açık tutacaksın, sürekli bizi arayacaksın? Anlaştık mı ?
Annemin bu telaşına bir yandan gülüyor bir yandan da endişeleniyordum, ben yokken anlaşılan çok yalnız kalacaktı.
-Tamam canım annem sağol!
Annemin yanağına bir öpücük kondurdum ve ona sarıldım, daha sonra birlikte benim yatağıma uzandık ve saatlerce birbirimize sarılarak uyuduk! Onun kokusunu özlemiştim uzun zamandır ona sarılmıyor, koklamıyordum.
-Seni seviyorum Anneciğim.
Annem beni o güzel dudaklarından dökülen iki kelime ile mutlu etmişti...
-Bende seni çok seviyorum!..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayal Et..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin