KEREM ASLI'YI ÇOK SEVİYOR

81 9 6
                                    

      Bir kalp! Evet minik bir kızın kalbi. Minik ile başlayınca bu kız için hepimizin zihninde 8-9 yaşlarında, saçları iki tane örülmüş, tatlı bir elbise giymiş( ki benim zihnimde yeşil çiçekli bir elbise canlandı )ve elinde de bir bebek olan şirin bir kız canlandı muhtemelen. Canlanmadıysa bile bu tanımdan sonra hayal etmişsinizdir. :) 

Ancak minik kızın bunla alakası bile yok. Bizim hikayemizde ki kız 16 yaşında korkularına ve hayata yenilmiş; artık pes etmiş ancak yinede şirin bir kızdır. :) Buradaki minik kavramımız ise hayatında ilk defa gönül yarası almasından geliyor... ( belki biraz klişe oldu )

     Bu minik kız prensesler gibi büyümüyor. Çünkü prenseslerden nefret eder kendisi. :) Ama hayatından memnun en azından 8 yaşına kadar olan dilimden... Şimdi bu minik kızın 8 yaşına iniyoruz. 

Çok başarılı bir tekvandocu. Üstelik kara kuşak olmasına az bir dönem kalmış. Paten sürmeyi seviyor ve kendini yarışmalara hazırlıyor. Ayrıca resim çizmeyi, ney üflemeyi ve piyano çalmayı da çok seviyor ve bunlara karşı kabiliyeti var. Minik kızın o zamanlarda en sevdiği gün cumartesi. Minik kızın rutin bir cumartesi günü şöyle geçerdi ; sabah erken kalkar ailesiyle neşeli bir kahvaltı yapıp tekvando kursuna giderdi. Kurs çıkışı arkadaşlarıyla buluşup paten yarışmaları için kendi kendilerini eğitirlerdi. Akşam ezanı ile eve girer duşunu alıp akşam yemeği yedikten sonra ailesiyle zaman geçirirdi. Böyle mutlu geçerdi minik kızın cumartesileri. Cumartesi aile için çok önemliydi. Çünkü bir tek o gün aile bir araya toplanabilirdi. Annesi avukat babası beyin cerrahı idi. 2 abisi vardı. İkisi de inekti o yüzden çok ders çalışıyorlardı. Biri 16(lise 2) diğeri 17(lise 3) yaşındaydı.(tabi bu minik kız 8 yaşındayken şimdi ikisi de üniversite mezunu biri hakim biri savcı ) ve tam gazla üniversite hazırlığı yapıyorlardı. Ancak okul notları çalıştıklarını gösteremiyordu. Minik kız onların aksine ders çalışmaktan hiç haz etmez. Evin minik kızı olduğu için gözler hep onun üstünde.

 Her şey harika değil mi? Ne yazık ki değil. Tam her şey mükemmel derken minik kıza kalbinin delik olduğu teşhisi konuluyor. Kısaca minik kızın hastalığından bahsedeyim  genelde kalpteki delik doğuştan gelir, doğum sırasında fark edilir ve henüz bebekken kişiye ameliyatla kalp pili takılır. Ancak minik kızda bu farklı gelişmekte. Minik kızın kalbi mucizevi bir şekilde 8 yıl kalp pili olamadan dayanmıştı. Muhtemelen delik küçük olduğu için dayanabilmişti. Ancak bu 8 yılda delik iyice büyümüş, hastalık ilerlemiş ve sonunda kalp alarm vermişti. Bunca zaman nefes darlığının astım olabileceği düşünülen minik kızın vücudu aslında çok daha ciddi bir hastalıkla mücadele ediyordu. teşhis konulduktan sonra acil kalp ameliyatına alınarak kalp pili takılıyor minik kıza. Ancak minik kız için hayat aynı rutin de devam edemiyor. Çünkü ciddi hasarları önlemek için bir çok yasak konuluyor. Paten sürmek ve henüz sürmeyi yeni öğrendiği bisiklete binmek yasaktır artık minik kıza. Tekvando'ya devam etmesi de yasaktır ancak doktor ikna edilerek 1 ay daha yani kara kuşak olana kadar devam etmesi için sınırlar zorlanıyor. O 1 ay minik kız için çok zor geçiyor. Bayılma krizleri ve nefes darlığına rağmen minik kız azim ve hırsı ile kara kuşak alacağı güne kadar dayanıyor. Ve sonra olan oluyor... birden gözleri kararıyor ve dengesini kaybediyor. Nefes alamıyordu ve bu ciğerlerinin yanmasını sağlıyordu. Etrafına toplanan kalabalık, ambulans, hastane, ameliyathane... Korkulduğu gibi küçük kalp krizi geçirmişti. Artık yasaklara tekvando, koşmak, spor, ağlamak, ani şeyler de eklenmişti... Ve en önemlisi adrenalin hormonu salgıladığı için çikolata da yasaktı. BU BİR KIZIN KABUSU OLMALIYDI. Gözlerini hasta odasında açtı. Yanında tekvando hocası ve arkadaşları vardı. Tekvando hocası hak ettiğini söyleyerek onu kara kuşak yapmış ve sertifikasını vermişti. Ama artık pek de önemi yoktu.

     Böyleydi minik kızın geçmişi... Şimdi 16 yaşındaydı. Ailesi eskisinden çok daha fazla ilgileniyordu onunla. Abileri daha fazla zaman geçirmeye çalışıyordu. Ama o hayattan sıkılmıştı. Çünkü sürekli etrafındakiler " aman onu yapma nefesin daralır, aman şunu yapma kalbine bir şey olur" deyip duruyorlardı. Bu yüzden ailesi artık hastalığı konusunda bahsetmeme kararı almışlardı. 

Evet ona minik kız diyorum çünkü benim kalbimde o hep minik kızdı. Çok önemli olmasa da bu minik kızın adı Aslı. :) Ben mi? Benim adım Kerem. Sadece 7 yaşından beri minik kızı seven ve o farketmese de her anında yanında olmaya çalışan sıradan bir erkeğim. Nasıl mı bu kadar ayrıntılı biliyorum minik kızın herşeyini ? Çünkü 9 yıldır ve gerçekten seviyorsanız siz istemeseniz de onun hakkında ki her şey ; en küçük ayrıntı bile hafızanıza kazınır... :) 






ASLI KEREM'İ SEVMEZSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin