İblislerde Ağlar

109 2 1
                                    

Benim hikayem melekle şeytanın oğlunun hikayesi..Adım Dante...Yaşadığım yer Limbo şehri..
Oynak hatunlarla dolu şeytan kızların
şehri..pizza ve çilekli dondurmasız yaşayamam galiba...İşime gelince ben bir şeytan avcısıyım..lanet insanların hiçbir zaman bilemeyeceği bir dünyanın avcısıyım..Ceketime aşığım..
Silahlarımın ismi ebony ve ivory.. Bir de Babam Spardanın kılıcı tabi.....Ofisimin ismi İblislerde Ağlar..
İş olmadığı sürece uzanıp uyumayı severim demisken......
'Hey Dante aç şu lanet kapıyı iş için geldim bu seferki tam istediğin gibi belki borçlarını bile kapatırsın'
Evet tam da demişken bu moruğun ismi Morrison..bana iş bulur ve nedense kodumun borçları nedense bitmez..avladığım şeytanlar insanlardan daha insanlar..borç..pizza..çilekli dondurma..uyku..ve insan şeklindeki kodumun şeytanları ilgimi çeken şeyler en onemliside vakit bulursam tabi oynak hatunlar eh maglum benim de ihtiyaclarım var..bütün bunları düşünürken bizim moruk burnumun ucuna kadar geldi..
"-Dante her zamanki gibi bu boktan durumdasın işe gelince bundan 2 gün önce Grace isimli bir kadın abisinin hapse girdiğinden bahsetti..
-Morrison insanların ne yaptıklarıyla ilgilenmedigimi biliyorsun..onlarla iş yapmak şeytanları kesmekten de zor git kendine başka birini bul..ayrıca karşılığında ne alıcam?
-Bundan pek emin değilim ama kadının sana verebileceği tek şey sadece bir yüzük durumu çok kötü gerçekten abisini kurtarmak için bu kadar uğraştığını görmek ilgimi çekti bu sefer sana verebileceğim pek bir şey yok ama senin şu bozulan televizyonunu tamir edebilirim..Ne dersin..belki yanında pizzada olabilir?
-Pizzadan dolayı evet demek istiyorum Morrison ama beni yanlış anlama sadece bu seferlik bir şey ayrıca olayın tamamından bana bahsetmedin sadece öylesine bir insanın hapsinden dolayı yanıma gelmezdin mutlaka işin içinde iblisler vardır.
-Seni bu kadar heyecanlı konuşurken görmek beni şaşırttı Dante..Neyse kadının söylediğine göre abisinin bir gün kaldığı kasabanın nehir yakınında bir maske ile eve geldikten sonra tuhaf hareketler sergilediğini söyledi..Maskeyi bulduktan 2 gün sonra en yakın arkadaşını öldürdüğünü hatta erittiğini anlattı..sencede Dante bu olay senin için ilgi çekici değil mi...
-Evet haklı olabilirsin herneyse ne zaman yola çıkıyoruz her şeyden önemli olan pizzamı işten sonra yiyebileceğim garantisini bana verirsen tabi..
-Nasıl istersen öyle olsun eski dostum..
Dışarı çıktığımızda yağmur şiddetini arttırmıştı..Kasabanın bu kadar karanlık olacagını tahmin etmiyordum küçük bir kafetaryaya girdiğimizde Grace isimli kadın masada elinde bir yüzük ile bekliyordu..Endişeli ve korku dolu gözlerle etrafına bakıyordu..Melek ve Şeytanın oğlu olabilirdim belki biraz tembel ve umursamaz görünüyor olabilirim ama birisinin gözüne baktığımda ne olduğunu anlardım..
-Bayım lütfen abime yardım edin lütfen o yapmadı o öyle bir insan değil
Ne isterseniz vermeye hazırım bu yüzük benim her şeyim bana abimi geri getirin..
İşte nedense buna katlanamıyordum herkes sevdiği birisinin suçsuz olduğunu düşünür ama nedense kabullenmek istemezdi gerçeklerin en fazla ve en çok acı getirenin o sevdiklerimiz olduğunu nedense kimse göremezdi...
Morrison:Grace Danteye daha somut şeylerden bahsetmelisin sakin olup maskeden başlayabilirsin..Bize abinin hapse girmeden 2 3 gün önceki durumundan arkadaşını nasıl öldürdüğüne dair bilgi vermelisin..
Grace:Abim çiftçilikle uğraşan biriydi..Ama en çok ta hoşlandığı şey arkadaşı Dylan ile akşamları oynadıkları dart oyunuydu..Dylan insanı çabuk kızdırmayı başaran ve kazandığını belli etmeye seven birisiydi..İşin garip kısmı da tam olarak burda başlıyordu..Abimi o gece nehirde bir maskeyle konuşurken gördüm maskenin insan sureti altın gibi ışığı ve havada durduğunu görebiliyordum..Abime dilek istemesini gerektiğini söylediğini duydum..
-Bu hikayeyi daha öncede duymuştum abin maskeden cok para istedi ve maske bunu yerine getiremem dedi o zaman çok güçlü olayım dedi ve maske bunu da yerine getiremem dedi..soktumun iblis maskesinin özelliği de bu ya senin istediğini değil kendi istediğini yaptırana dek peşini bırakmaz ve yaptırdıktan sonra bir anda kaybolur aynı tek gecelik işini bitiren limbo fahişeleri gibi..
Grace:Ama siz bütün bunları nerden biliyorsunuz.
-Benim işim iblis avlamak..
İşin doğrusu bunu Lucia sayesinde duymuştum bundan yaklaşık 3 ay önce ofise geldiğinde bu maske mevzusunu bana açmıştı Cephanelik hastası Lucia benim gibi iblis avcısı olan en yakın ve sadece işi düştüğünde yanıma gelen göğüs hatları hoşuma giden arkadaşım sayılabilecek birisiydi.. en çok da bu sürtüğe borcum vardı..
-Abinin adını söyle kadın dediğim an
Morrison:Kızın ismi Grace ismiyle seslen dedi..
İşin aslı insanların ismi benim sikimde bile değildi insanlar gözümde kırılgandı o kadar zavallıydılar ki en güçsüz durumda bile sizi alt etmeye çalışırlardı belki bendede seytanlık var diye böyle düşünüyordum ama insanların özü buydu onlar benim için tek kazanctı bunun için katlanmalıydım..
-İşte her neysen diye seslendim tekrar abinin kaldığı hapishane ve ismi dedim
Grace:İsmi Steve ve kaldığı hapishane İblis hapishanesi..
Bu hapishane dünyadaki cehennemdi..Sadece insanların mahkum olduğu insan suretli iblislerin bekçilik yaptığı işkencenin olduğu cehennem..
Morrison:Galiba başından beri imkansızdı bu işten vazgeciyo....
Derken
-Denemeden asla bilemeyiz ve bana verdiğin pizza sözünü unutma iş iştir
Morrison gözlerini bana devirerek baktı
-Bunun saçmalık olduğunu biliyorsun Dante ordan çıkmanın imkansız olduğunu da biliyor olman gerek silahsız bir hiç olduğunu bilmen gerek..
Bu bunağın her şeyi biliyormuş gibi konuşması bazen beni iblis kesmekten bile yoruyordu..
-Benim kim oldugumu unutma Morrison ben Spardanın oğluyum
Yani en güçlü iblisim..aynı zamanda en güçlü melek..hapishaneye silahsız giricek değilim baştan silahları verip sonra geri alıcam..
Morrisom:Yani silahlarınla bir suç işlemen lazım ve sadece hapishaneye girmen lazım
-Tam olarak öyle derken..
Grace e bakan bir çift göz gördüm işte beklediğim şey buydu uzun zaman olmuştu bu bir iblisti insan gibi gülebilen insan gibi bakabilen içten içe bir iblis bana bahşedilen güç buydu.Ayırt etme..Ve hapishaneye girmenin yolunu işte bulmuştum..Morrisona benimle 1 hafta sonra saat 14:15 te arabayla hapishane önünde beklemesini ve şimdi Gracei alıp gitmesini söyledim..
En eğlenceli kısmı burda başlıyor işte dostum kan partisi içinde kesip biçme keyfi ebony ve ivorynin pasını silme vakti..Sadece 2 saniye kalmıştı lanet Morrison cık şu kafeden artık..Morrison ve Grace kapıdan cıkar çıkmaz Kafe calışanın kulaklıkla arkası dönük bardakları sildiğini farkettim..Benim eğlence zamanım iblise bakarken ivory ile ışıklara ateş etmiştim kafe çalışanının yere yattığını çığlıklar attığını duydum..İblis üzerime geliyordu..Kılıcımı hemen kullanmayı sevmiyordum işin eğlencesi kalmıyordu..
-Spardanın oğlu senin için burdayım demesine kalmadan
Ebony ve ivory ile mermilerimi yüzüne boşalttım kabul etmek gerekirse pek bir etkisi olmuyordu ama bunları kullanmayı her şeyden çok seviyordum lanet silahlar benim küçük bebeklerimdi..Ama artık son darbeyi yapmam gerekiyordu kılıcımla iblis azını tam suratıma dayamısken o salyasını ceketime damlattığında dayanma sınırımı artık asmıştım.. gırtlagını parcalarken sadece 4 kelime duyabilmistim
-Mundus senin için gelicek....
Ne demek istiyordu anlamamıştım Mundus neydi ya da benim için ne anlam ifade ediyordu ama bu ismi sanki duymuştum rüyamda bir kadının sesini duyarken o kadını küçük bedenimde kollarımın arasında kalbi alınmış bir şekilde taşırken yanımdaki melekler ağlarken ama o kadının yüzünü hiç göremedim kolyemdeki isim olabilir miydi Eva?
Kendimi bildim bileli Eva isimli taşıdığım kolye belkide beni en güçlü kılan şey benim meleğim miydi yoksa?
İnsan suretindeki iblisler gelmişti bunlar onlardı iblis hapishaneleri zebanileri şimdi tek yapmam gereken hapishane yolunu tutup Steveden maske hakkındaki gerçekleri öğrenmekti..
Ama kendi gerceklerimi göz ardı edemiyordum Mundus gelicekti..Rüyamdaki kadın Eva bana artık kendini gösterecek miydi...
Eğlence esas şimdi başlıyordu..

Devil May CryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin