Süren Bitti

Yeni Okul

Sabah alarmın sesine uyandım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp, Saçımı tarayıp yandan ördüm Boynumdaki morluğu hatırlayıp ördüğüm saçı açıp morluğu kapatım. 'Pislik herif!' Banyodan çıkıp okul üstümü giymindim.Yakışmıştı ama dizimdeki yara bacaklarımın güzeliğini kesiyordu. İçi boş olan çantamı alıp kahvaltı için annemin yanına gittim. Kokular müthişti. Babam erkenden gitmişti korna çalıyordu. Camdan dışarıya baktığımda servisti azıma iki üç şey dıkıp koşa koşa servise gitim.İçeride çoğunlukla kız vardı. Arkada boş bir yer vardı. Oraya oturduğumda herkes bana bakıyordu. Biraz bekledikten sonra önlerine dönmüşlerdi. Cam kenarında zaman çabuk geçiyordu. Gelimiştik servisten inip okula girdim sınıfımı bilmiyordum müdürün odası tam karşımda duruyordu kapıyı tıktıklayıp içeri girdim. Karşımda duran en az elli yaşında bir adamdı saçlarındaki beyazlık uzun süre bu okulda olduğunu gösteriyor. İçgüdülerim bunu söylüyürdu.
"Sen Komserin kızısın otursana!"
Kafamı sallayıp kahverengi deri koltuğa oturdum. Ve müdürü dinledim.
"Benim adım Faruk Ali senin adın da Gözde sanırım baban söylemişti."
"Evet sınıfımı söyliycekmisiniz?"
Sıkılmıştım vücudumu bu gerilimden kurtarmak istiyordum. Müdür nazik bir şekilde
"Seni sınıfına kadar eşlik edeyim!"
"Gerek yok sınıfımı söyleyin ben kendim giderim!"
"Farketmez 13/E !"
"Teşekürler!"
Odadan çıkıp 13/ E ye gittim sanırım hoca girmişti. Kapıyı çalıp içeriye girdim herkes ayrı bir kafadaydı. En arkada oturan o gördüğüm kötü pislik adamdı. Ona bakmaya kesip bana el salayan kızlara dözdüm ilk okul arkadaşlarımdı. Bende onlara el salladım. Hocanın yanına gidip bekledim. Kibar ses tonuyla "Yoklamayı alıyım ondan sonra tanışırız!"
Kafamı olumlu anlamda salladım. Oçocuğun ismini öğrenmek istiyordum listenin sonlarına doğru 'Oğuz kara' demişti. Bakışlarımı ona çevirdiğimde oda bana bakıyordu. Gülümsemişti ona gülmek yakışıyordu ama bana yaptığı kötülükleri unutmadım. Hoca yoklamayı bitirdiğinde bana dönüp
"Evet sınıfa kendini tanıta bilirsin!"
Kafamı sallayıp kendimi tanıtmaya başladım.
"Adım Gözde soy adım Tolga!"
Hocaya dönüp
"Bitti!"
Dedim hoca kararlı bir şekilde
"Dersimiz boş arkadaşların sana soru soracak!"
"Nee!"
Hoca parmak kaldıran ilk erkeğe söz hakkı verdi.
"Evet Yusuf seni dinliyoruz!"
"Şimdi hangi okuldan niye ve niçin gelmiş!"
Sanırım sınıfın soytarısı. Arkamı sınıf tahtasına dayayıp sorusuna cevap verdim.
"Buraya ......... Okulundan babamın cezasıyla geldim!"
"Anlatsana!"
Ne kadar meraklı çıktı.
"Dün akşam geç geldimde eve o yüzden!"
'Dün akşam'a' vurgu yaptım sırf Oğuz duysun diye.....Hoca bana dönerek
"Peki niye geç gittin eve!"
"Hocam anlatmasam olurmu?"
Hoca kafasını olumlu anlamda salamıştı. Kızların yanına gidip oturdum. İrem bana sevinçli bir şekilde bakıyordu.
"Soru sormıycakmısın?"
"Duyacağımı duydum!"
Kafamı sallayıp zilin çalmasını belkedim. O sirada telefona mesaj geldi.
Gönderen: Sahibin
Ne sahibinmi? Mesaja girip okudum.
Arka bahçeye gel!!!
Arkamı dönüp Oğuza baktım sadece göz kırpmıştı. Bende ona karşilik
Gönderilen:Sahibim
Hayır gelmiyorum!
Ne sahibim mi? Delirmiş olmalı...Biraz bekledikten sonra mesaj gelmişti arkamı döndüğümde sinirle bana bakıyordu. Zil çalsın direk lavobaya gidicektim yoksa Oğuzla uğraşamazdım.
Gönderen: Sahibin
Demek öyle ama belan seni görmek istiyor!
'Ah pislik' ne istiyordu benden lanet olsun nasıl bir belaya bulaştın Gözde mesaja karşılık
Gönderilen:Sahibim
Dün olanlardan sonra mı?!

Gönderen: Sahibin
Evet dün olanlardan sonra tenefüste arkabahçeye benden önce git ve seni orda görmezsem sana yapacaklarım herkesten farklı olur onu o kalın kafana sok!

Bu neydi şimdi. Arka bahçede ne yapacaktık ki? Asla onunla bir yere gitmeyecektim birde beni tehtid ediyor 'bay ukala!' Mesaj yazmadım arkamıda dönmedim sadece zilin çalmasını bekledim.Zil çaldığında hızlıca sınıftan çıkıp lavobaya gittim. Beş on dkka sonra telefona mesaj geldi. Bakmak istemiyordum ama merakta ediyordum.
Gönderen: Sahibin
Demek bana karşı çıkıyorsun sınıfta görüşücez
Benim suçum neydi ki şimdi korktuğum için gidemiyordum. Ve şimdi .... Lanet olsun!
Zil çalmasıyla irkildim. Lavobadan çıkıp sınıfa yavaşça ilerledim. Sırama oturduğumda Oğuz sınıfta yoktu. Hoca gelmişti ve derse bile geçmiştik ki sınıfa girdi. Hocaya bir şey demeden yerine oturdu ama hoca kızgın kızgın Oğuza bakıyordu. Elindeki kitabı bırakıp sınıfa göz gezdirdi. Parmağıyla iremi işaret etti. "Kızım sen kalk... Oğuz sen gel İremin yerine otur!"
Bu neydi şimdi. Hoca yerine oturduğunda Oğuz ağır adımlarla yanıma geliyordu. Oturmuştu araya kendi çantamı koydum.Hocaya telefon gelmişti. Koşarak çıkmıştı sınıftan ve ağlıyordu. Ne olmuştu acaba annesini yada babasını mı kaybeti yoksa? Oğuz Aradaki çantayı hızla yere fırlatı. Oğuza bakıp yüksek sesle
"Ne yaptığını sanıyorsun!"
Herkes bana bakıyordu. Oğuz ayağa kalkıp bağararak
"herkes dışarı çıksın!"
Ne yani çıkacaklarmıydı. Olamaz herkez sınıfı hızla boşaltı. Sınıfta sadece ben ve Oğuz vardı. Oğuza bakmayı kesip etrafa baktım. Oğuz aynı şekilde bağararak
"Benim dediğim niye yapılmıyor!"
"Çünki ben senin hizmetcin değilim ve istediklerini yapmıycam!"
Elini sıraya hızlıca vurmuştu. Yerimden sıçrayıp düşen kalemlere baktım.
"Arka bahçeye niye gelmedin!"
"Bana kötü bir şey yaparsın diye gelmedim!"
Yüzündeki o sinir yok olmuş meraklı bakışlar geçmişti.
"Niye benden korkuyorsun!"
"Niye mi birde soruyormusun gözümün önünde adam öldürdün Oğuz!"
"Herkes haketini bulur oda bunu hak etmişti!"
"Öldürmen gerekmiyordu!"
"Gerekiyordu!"
"Peki niye .... Niye gerekiyordu!"
"Ben onu öldürmeseydim o beni öldürecekti!"
"Niye!"
"Çok soru soruyorsun.....!"
İçeriye "Abi Müdür geldi!"
"Tamam girin!"
Herkes içerideydi İrem meraklı bakışlarla bana bakıyordu. Müdür sınıfa girip sınıfın susmasını beklemişti. Sustuklarında
"Çocuklar hocanızın annesi kalp kırizi geçirmiş o yüzden gitti sizde dağila bilirsiniz.!"
Oğuz kolumu tutup beni arka bahçeye götürdü.