GALAPTAGUS

-3-

ARKADAŞLAR VOTELAR VE YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM. O KADAR EMEK VERİP YAZIYORUM. HER YORUMUNUZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ. ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜRLER.

ÖNCEKİ BÖLÜMDEN: Eğer gerçekten babamsa bu anın tadını çıkarmalıydım diye düşünerek bende ona sımsıkı sarıldım. Babam bana bakarak ''Aç mısın? Bir şeyler hazırlatayım mı sana hı ister misin?'' ''Hayır, şimdilik istemiyorum. Sadece seninle sohbet etmek istiyorum babacım.'' ''Peki, kızım.'' dedi babam. Babamla uzunca sohbet ettik. Kapı çaldı. Gelen Malcolm du. Bana dönerek ''Yatma vakti geldi ufaklık. Yarın bizi büyük bir gün bekliyor.'' dedi. Babama iyi geceler diyerek odama gittim. Pijamalarımı giydim ve uykuya daldım.

ŞİMDİKİ BÖLÜMDEN: Gün ışığından rahatsız olmuş bir şekilde gözlerimi araladım. Odamda perde yoktu bu yüzden güneş ışınları direk yüzüme vuruyordu. Normalde bu kadar erken kalkmaya alışkın olmadığım için biraz garipsemiştim. Bu gün ilk işim Malcolm'u görünce odama perde istemek olacaktı. Şu an sadece düşündüğüm yumuşacık yorganımın altında yatmaktı, ama insanın uykusu kaçınca ne kadar uyumaya çalışsa da başarısız oluyor. Yani ben başarısız oluyorum.

Küçük adımlarla yatağımdan kalkıp duşa doğru yürürken kapım çalındı. Sinir bozucu bir ses kapıya vuruyor ve şöyle diyordu: ''Hadi kalk artık ufaklık. Geç kalıyoruz bu gün çok işimiz var.'' İlk başta sesimi çıkarmadım sandalyeme oturdum ve gitmesini bekledim. Bana ''Eğer kalkmazsan seni o yatağından kötü bir şekilde ben kaldıracağım. Üstünde ne olduğuna bakmadan seni dışarı çıkaracağım. Artık ne kadar rezil olursun sen düşün.'' Ne? Bunu bana mı söyledi yoksa ben mi yanlış duydum? Bana? Bana bunu mu dedi? İşte şimdi çok kızmıştım.

Üstümde ne olup olmadığına bakmadan kapıyı açtım. Tehdirgâr bir ses tonuyla ''Bana bak sen kendini ne sanıyorsun ha? Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu? Seni terbiyesiz adi!'' Sanki ne dediğimi hiç umursamıyordu. Benim ne düşündüğümü umursamıyordu. Ben konuşurken beni baştan aşağıya süzmüştü.

Konuşmam bittiğinde bana muzip bir bakış atarak ''Üstündekiler çok şirin. Ayrıca seni çok şirin ve güzel yapmış. Birde şu dağınık saçlarınla çok hoş duruyorsun. Seni beğendim. Eğer seninle farklı yollardan tanışmış olsaydık sana kesin âşık olurdum.'' Bunları söylerken yanaklarımın kızardığını anlamıştım. Yinede ona karşı hâlâ öfkeliydim. Ağzımı açmama izin vermeden ''Neyse bunları bırakalım artık. Hadi git biran önce üstüne başka bir şeyler giy de gel 30 dakikan var. Seni bekliyorum.''

Bazen bu çocuğu gerçekten hiç anlayamıyordum. Beni tehdit ediyordu iki dakika sonra iltifat edip utandırıyor sonrada hiçbir şey olmamış gibi ciddileşiyordu gerçekten kafamı karıştırıyordu. İtiraf etmeliyim ki bu hali bazen hoşuma gidiyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp ''Bir daha beni tehdit etmeye kalkma sakın! Ben de kalkmıştım zaten sen eğer gelmeseydin duş alıp üstümü giyindikten sonra senin yanına gelecektim. Bana 30 dakika yetmeyebilir 1 saat olsa olur mu? Ha bide unutmadan üstüme ne giyeyim? Sıradan şort ve tişört mü yoksa sen bana kıyafet getirecek misin?'' ''En fazla 1 saatin var. Kıyafeti de ben ayarlayacağım. Sen sadece duşunu al ve beni bekle.'' ''Tamam'' dedim ve kapıyı kapattım.

Hiç zaman kaybetmeden suyu açıp ısınmasını bekledim. Su ısınırken bende üstümdekileri çıkartıp bornozumla suyun ısınmasını bekledim. Su ısındıktan sonra küvete girdim ve kendimi serbest bıraktım.

MALCOLM'DAN...

Simay'ın yanından ayrıldıktan sonra kendi odama gittim. Koltuğa oturdum ve bu gün konuştuklarımızı düşündüm. Şimdilik benim kıyafetlerimi giyse sorun olmaz herhalde. Birkaç gün sonra ona kıyafet alırız. İnşallah bir sorun çıkarmaz. Bu gün biraz ileri mi gittim acaba? Çok bağırdı bana. Aman neyse ne çok ta önemli değil. Sabah gerçekten çok şirin görünüyordu ayıcıklı pijamasının altında birde o saçlarıyla gerçekten çok hoşuma gitti. Acaba sevgilisi var mıdır? OF! Kendine gel Malcolm! O senin amcanın kızı saçmalamayı kes. Ayrıca o senin için fazla şımarık.