Kadıköy - Beşiktaş iskelesinde ki insan yığınlarını aşmış, vapurun ahşap basamaklarını adımlarken düşünmüştü, yeşille kaplanmış zeminin mavinin valsine davet edildiğini. Denizin kirlenmiş kokusuna eşlik edecek sigarasını yakmak için sakin bir köşe buldu, duraksadı ve sigarasını yaktı. Nereye gittiğini düşündü, sonra düşünmekten vazgeçip iskelede kalan insanlara baktı, avucunun içine gizlediği sigarasından derin bir nefes aldı. Martılara üfledi dumanını. Vapur terk etti iskelesini ve o an vazgeçilmiş hissetti kendini, aldırmadı. Göz bebeklerini denize sevdalı güneşin utangaçlığıyla saklarken göz kapaklarının ardına, Nazım'ın o en sevdiği mısraları geldi aklına."ve güneş doğarken çöp kamyonlarıölüleri toplar kaldırımlardanişsiz ölüleri aç ölüleri" (1)
Gözlerini açtı, rüzgarın sürekli tacizlerinden koruyamadığı bitmiş sigarasını denize bıraktı, bi an için bu haraketinden utandı. Üç-beş adım kadar uzağında bulunan basamağa oturdu, eskimiş lacivert ceketinin iç cebinden kalemini alırken fark etti, beyaz gömleğinin kirli kol uçlarında ki yıpranmış yalnızlığını. Saatine kaydı gözleri, sekizi kırkbeş geçiyordu.Hemen yanında duran siyah evrak çantasını açtı, ufak uğraş sonucu bulduğu posta gazetesini çıkardı ve hemen bulmaca sayfasını buldu, daha ilk kelimede ufacık sınıflarda, gencecik bedenlere umut olduğu, o eski kalabalık ve mutlu günlerini anımsadı. Çocukları severdi, kendi çocuğu hiç olmamış, kendi çocukları gibi sevip-yetiştirmeye çalışmıştı öğrencilerini. Sınıfları ve vapurları seviyordu. Bir karısı olmuştu elbet, çok sevdiğin karısı, bir haylide uzun sürmüştü evlilikleri, sekiz ay kadar önce, düğününde giydiği gelinliğine benzer beyaz bir elbiseyle bulutlara gidene kadar karısı.
Elini üç gündür kesmediği çirkin sakallarına götürdü, yavaşça sıvazladı. Bu gününden dününe, dününden bugününe baktı, vapur Beşiktaş iskelesine kavuşmuştu, ayağa kaltı. Elinde tuttuğu posta gazetesini çöp kutusuna bıraktı. Gözlüğünü çıkardı, eskimiş ceketinin kirli kollarıyla göz yaşlarını silip, adımlarını derin bir yalnızlığa attı.
(1) Nazım Hikmet'in Umut Şiirinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bugünden Dün, Dünden Bugün
Non-FictionKadıköy - Beşiktaş iskelesinde ki insan yığınlarını aşmış, vapurun ahşap basamaklarını adımlarken düşünmüştü, yeşille kaplanmış zeminin mavinin valsine davet edildiğini. Denizin kirlenmiş kokusuna eşlik edecek sigarasını yakmak için sakin bir köşe b...