2. Bölüm - Find Trues For Forever

16 0 0
                                    

İnsan olduğunu hatırlatırcasına uyanılan ilk günde, bütün 30 yılın yorgunluğu içerisinde hazırlanan derme çatma bir kahvaltı ve Bizim Feride'nin meşhur tost ekmeğinin kokusu hemencecik sarmıştı bütün mahallenin havasını.

İsminin Phill olduğunu anladıktan sonra bu çocuğa bakmayı, oğlu Murat'ın yâdigarıymışçasına şefkatle büyütmeyi kafasına koyan Feride, bir yandan da bir avuç eski dostla sıkışıp kaldıkları bu adanın ufak bir mahallesini yokluyordu...

30 yıl, kanı donuk bir şekilde tabuta benzeyen bu kurulu uyku makinesinde her şeyden habersiz uyuyup kalmak, elbette zamanın Türkiye'sinin dağılışını izlemekten, o büyük acıları yaşamaktan iyidir. Rahattır bir kere. Kimse karışamaz, soramaz size; ne diye uyuduğunuzu kakamaz başınıza ve her şeyin sessizliğiyle 30 yıllık bir rüyaya dalarsınız.

Herhangi bir nükleer savaş tehlikesine karşı 2019 yılında bütün ülkekerde inşaası tamamlanan nükleer sığınakları sadece içindeki seçilmiş 50'şer insanı değil, yerin altındaki 5000 metrekarelik alanı da korumuştu. Şüphesiz bütün zamanların tek yararlı icadı olarak görülen Giyilebilen Nano Elbiseler ve de Büyük Manyetizma Kalkanları, savaşın sonunu getirmek üzere geliştirilmişken sonucun tam tersi olması değiştirmemişti savaş denen gerçeği.

Herkes tedirgindi, yanlış insanlara hak vererek en tepeye çıkardılar ve sonuçlarını görmeksizin en sonuna kadar bu konuda direttiler. Şimdi gelin görün ki, o yüce Türkiye'den sadece 5 bin metrekare arazi ve 50 insan örneği kalmıştı.

Diğer ülkelerin hâli farklı, mesela onlardaki alan bizdekinin 10 hatta 100 katı. Savaşı kazandılar kazanmasına da insanlığı kaybettiler... Adaleti kaybetti dünya, görecek daha neyi kaldı ki insan ırkının?

Tam 30 yılın uyumakla geçmesi, bu milletin ondan önce de uyumadığı anlamına gelmiyor. O kadar ki, bu 30 yıllık uyku rahattır en azından.

Kızı Mina ve evlatlığı Phill ile ortalığı keşfe çıkan Feride, çok değişik bir olayla karşı karşıya kaldığının farkında değildi. Bu mesele daha önce görülmemiş ve duyulmamıştı bu topraklarda. Yaşayan insanların çoğunun engelli olduğunu gören Feride, çocukları korkutacaklarından şüphelendiği için yolunu değiştirmek istedi. Ama sonuç yine aynı...

Bu engellilik normal bir engelliliğe benzemiyordu. Herkes adeta zombi gibiydi... Onunla beraber uyuyan 47 kişiyi bulmak zorundaydı. En azından bir durum değerlendirmesi yapmak herkes için, gelecek için en iyi şey olabilirdi...

Herkesten sonra uyandığını bildiğinden, ona bir tek ev kalmıştı. Ancak dünya cayır cayır yanıyordu. Nefes alınmıyordu. Sanki oksijen bitmiş gibiydi.

Gökyüzünü izlemeye dalan Feride, gördükleri karşısında vücudu nerdeyse inme inmişcesine kaskatı kesilmişti.

Siyah, simsiyah bir melek gökyüzünden aşağı süzülüyordu. Her yerde vardı ondan... Yüzü yoktu, titreşimde gibi bir hali vardı. Sabit duramıyordu. Aynı anda 2 yerde birden bunulamaz kuralı çiğnenmiş olmalıydı. Bunlar da kimdi? Dilimizi biliyorlar mıydı? Konuşarak mı anlaşıyorlar yoksa teleportlar mıydı? Onlar dünyayı istila mı etmişti?

Uzaylı olduklarını düşünen Feride, o şeytan kadar kara olan melek tam önüne konana kadar ağzı öyle açık kalmıştı ki, tam indiğinde ağzındaki suyu yere tükürmek zorunda kaldı...

İnsana çok benziyor, iki kolu ve bacakları var. Koskoca bir de kuyruğa sahip, kamçı gibi! Boyu en az 3 metre olmalı. O korkunç görüntünün ardından gelen yumuşacık bir sesle uykuda gibi hissetti kendini Feride.

O ses... Elindeki bebeği yukarı tutmasını, ona sunmasını istiyordu Feride'den. Hipnotize olmuşcasına ellerini yukarı doğrulttu ve istemeyerek de olsa içinden: "Pis şeytan! Bırak bedenimi! "diye fısıldadı.

Şeytan kılıklı yaratık eğildi ve,

"Sakin ol, sana her şeyi anlatacağız. Ben ve kuzenlerimden korkmana gerek yok. Bizler ortak bilincin parçalarıyız ve buraya huzuru sağlamaya geldik. İstersen senin ailene cenneti sunabiliriz. "

dedi..

"Ben o tanrı masalına inanmayı bırakalı Bir asır geçti."
diye çıkıştı Feride. Sanki kulaklarını Bir gerçeğe açmak istiyordu ama bir yandan istemiyordu da...

Herşey çok karışık ve bir o kadar da acımasızdı. Bütün insanlar radyasyonun etkisiyle kalıcı olarak kör, sağır ve konuşamaz hale gelmişti. Savaştan önceki hayatında bir Astronom olan Feride, onca zenginliğe rağmen bir köyde yaşamıştı hayatını... Şimdiki ise hayat mıydı yoksa ölmüş ve tekrardan dirilmiş miydi bilmiyordu...

Her şeyi bulmak için şeytana güvenmek zorundaydı.

Kazanmak İçin YaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin