KEHANETİN BÜYÜCÜSÜ

132 13 73
                                    

geçtiğimiz olayları saymazsak büyücülük günlerim oldukça eğlenceli geçiyor. konsey üyeliğine seçilmeme çok mutluyum. kim olmaz ki? tüm okulun saygınlığını üzerimde hissediyordum. Hem de bu güçlü olduğun anlamına gelmiyor mu? konsey üyelerinin tümünden oluşan yeni ailemle mutluyum. Ritsu Aika Yui Misa Katy Allen Lena Kanda Kuroko Mahiro sanırım hepsini saydım. Ha bir de şu havuçlu odun. Namıdiğer Lavi. Her ne olursa olsun aile gibiydik. Büyü gücüme gelecek olursak bugün üyelerden biri beni özel olarak çalıştıracakmış. Birkaç günlük çalışmamla da birlikte bugün nasıl bir büyücü olduğumu öğrenmek istiyorum. Ayrıca bugün hep beraber eğlenceli bir çalışma yapacağımızı duymuştum. Ritsu ya bunları sorsam iyi olacak gibi. Bu arada nerede o?!

-Hoii Katy! Ritsu yu gördün mü?

-Okuma salonunda senpai.

-Ah kitapları severim. Ben de gidiyorum.

-Sherlock Holmes ha?! Cidden bunu mu okuyorsun?

-Sanane bundan Lavi.

-Sherlock u bende seviyorum. (Katy)

-Ben de! Ben de! (Yui)

-Düzgün şeyler okuyamıyor musunuz? (Lavi)

-Lavi sen kitap okumuyorsun bile. (Aika)

-Evet buna rağmen yorum yapma. Ritsu gibi bir kitapsever nasıl senin kardeşin anlamıyorum. (Kanda)

-O da saçma şeyler okuyor. (Lavi)

-Saçma mı?! ¤_¤

-Mahiro sakin ol! (Allen)

-Shakespeare in tiyatroları saçma falan değil! (Kendisi de anime de Hamlet okuyordu da *-*)

Bizimkilerin tatlı tartışmalarının arasından süzülerek okuma salonuna yöneldim. açıkcası Ritsu ya hala sormak istediğim şeyler vardı. okuma salonunun büyük kapısının önünde birkaç saniye bekledim. evet soracaklarımı aklımda topladıktan sonra kapıyı açtım. okuma salonu çok büyüktü. okulda ki diğer yerler gibi. kalabalık olmadığından Ritsu yu çabuk buldum. arkasından gelip ne okuduğuna baktım. kulağındaki kulaklık ve kendini kitaba kaptırmasından dolayı beni fark etmemişti. fırsat bu fırsat gözlerini kapattım.

-Senpai.

bir anlık şaşkınlıkla durdum. bu hafif, soğuk ve ciddi ses kesinlikle Ritsu nun değildi. yanlış kişi mi? rezalet! oysa o olduğuna emindim. hızla ellerimi çektim. bana dönen kıza baktım. bu şaşkınlığımın daha fazla artmasına neden olmuştu çünkü karşımda az önceki sesi gibi soğuk ve ciddi duran gözleriyle Ritsu bana bakıyordu.

-Senpai doğru bildim. otursana.

masanın diğer tarafındaki sandalyeyi çekip oturdum. ritsu tiyatro senaryosu falan okumuyordu. önünde birkaç devasa kitap vardı. nefret edilen türden. saman kağıdı, küçük yazılar, aralarda boşluk yok. Bu kız yine ne araştırıyor sorusuyla bakınırken kapalı olan tek kitabın üzerindeki dev yazıyı - ki bu görmek isteyeceğim son konulardan biriydi - okudum.

-Kehanet mi?! Bunu mu araştırıyorsun?

-S-sadece merak ettiğimden.

-Hadi ama.

-N-ne oldu?

-Yalan söylüyorsan da bunu anlamayacak birine söyle.

-Ne yalanından bahsediyorsun senpai. Bu seneki kehanet dersleri için bir şeylere bakı-

-Boşuna çabalama Lavi anlattı.

derin bir nefes verdi. "şimdi anlaşıldı" der gibi gözlerini kapattı bir süre.

-Vazgeçmeyeceksin değil mi?

-Bu konuyu konuşmasak.

-Lavi bu konuyu çoktan kapattığını sanıyor ama.

-Kapatmıştım.

-O halde sorun ne Ritsu? bu yalnızca eski bir kehanet. biliyorsun ki gerçek bile olsa o büyücüye ihtiyacımız yok. Bunu hep beraber başarabiliriz. Bize güvendiğini sanıyordum.

-Güveniyorum!

-O zaman bu konuyu daha fazla deşmeyeceğine söz ver.

-Hayır.

-Şimdi ne var?!

-Yalnızca dediklerinle bitmiyor.

-Nasıl yani?

-Bir sorun olursa herkesi koruyabiliriz. bunu biliyorum. bu yüzden abime verdiğim sözde ciddiydim. ama sonra bunun bulmamız gereken büyücüyü etkilediğini öğrendim.

-Ne tür bir etkilenmeden bahsediyoruz?

-Birinin yaşaması için diğerinin ölmesi gerekir. bunu daha önce duymuş muydun?

-H-hayır ama. şimdi kehanete uymazsak o büyücü mü ölecek?

-Hem de yok yere.

-Yok yere mi?! hayır senin için ölmüş olacak. Ritsu bırak da öyle olsun. hem belki bir çaresini buluruz.

-Kendimi kurtarmak için başkasını feda etmek istemiyorum.

-Sende diyorsun işte. BAŞKASI! Hiç tanımadığımız bağlanmadığımız biri. Bi-biliyorum onunda sevdikleri vardır ama.. ama ailemden sonra da sizden birini kaybetmek istemiyorum.

-Senpai o başkası değil. Yui!

-Y-Yui mi?!

bu konuşma da kendimi tamamen haklı hissediyordum. bunu öğrenene kadar onu ikna edebileceğime emindim. ama şimdi..

-A-ama -

Yavaşça oturduğu sandalyeden kalkarak yanıma geldi. Ben yanağımda ince çizgiler oluşturan gözyaşlarımı yeni fark etmişken Ritsu nun sarılmasıyla irkildim.

-Üzgünüm senpai. Ama kendi soyumun yaptıklarından dolayı başkalarının acı çekmesine izin veremem. Bu sen olsan yine aysını yapardım. Bu yüzden artık bu konuyu kapaltalım ve Yui ye bunun hakkında bir şey söyleme. Neden yokken kendisini suçlu hissetmesin. Hem ayrıca hemen bir yere gittiğim yok ya.

Az önceki ciddi ifadelerini bir kenara atmış ve özüne dönmüş şekilde gülümsüyordu. Benden ayrıldığında zor da olsa gözlerine baktım. Orada bir iki damla yaş görmenin üzüntüsüyle tüm sinirimi üzerine kustum. Benim bile nereden geldiğini bilmediğim bir tokatla Ritsu yere düşmüştü.

-A-aptal kız!

Bunu der demez koşarak uzaklaştım. Yapacak başka bir şey bulamıyorum.

~~~~~~~~~~Ritsu~~~~~~~~

Onca şeyden sonra bu tokatı onun hakkı gibi görüyorum. Diğerlerini düşündümde büyük ihtimalle daha fazlasını yaparlardı.

-Üzgünüm senpai, umarım buson yalanımdır. Elbette o büyücünün sen olduğunu söyleyemezdim. Ancak diğerlerinden birini söylersem çaresiz kalıp karşı çıkamazdın. Üzgünüm.

Bu bölümü burada bitiriyorumm. Kısa oldu gomen. Umarım diğer bölün daha güzel olur. OKUDUĞUNUZ İÇİN ARİGATOUUU ^^ Ha birde bu bölümde yazım yanlışları büyük harfleri falan düzeltmeye üşendim bu seferlik idare edin ^^ Medyada yine senpai var ^^

Gakka No SatsujinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin