beş dakika daha

118 7 2
                                    

Multimedya Hazal

Onun ne işi vardı burda yaa. Olayların gelişme yönü birbirimizi hiç görmememiz üzerineydi ama o şu anda tamda karşımda duruyordu. Niye bu aralar benim kurduğum hayaller gerçek olmuyor.

Ayyyy yoksa "seni seviyorum Hazal lütfen beni affet evden öyle çıkmamalıydım" mı diyecek.

Yok lan bu mafya bozuntusu kim öyle şeyler yapmak kim. "Ne istiyorsun" diye sorduğumda "benimle çalışmalısın" dedi. Tek kaşımı kaldıramadığım için iki kaşımı kaldırarak baktım. Niye onunla çalışmamı istiyorki ?

Eymen "istersen içeriye geçelim" dediğinde gözlerimi devirip kapıdan çekildim. Eymen içeri girince kafamı kapıdan dışarıya uzatıp koruma müsfettelerine "kovuldunuz" dedim. Hayır nasıl korumalar anlamadım ki eve ateş açsalar haberleri olmayacak.

Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde Eymenin beni izlediğini gördüm. Onu takmayıp salona doğru yürüdüm. Eymene baktığımda hala ordaydı. "Neyi bekliyorsun" dediğimde peşimden gelmeye başladı

Solondaki koltuklara oturunca "söyle " dedim. "Bundan sonra hem casusum hem sekreterim olarak çalışacaksın" dedi. Ne saçmalıyordu bu bok kafalı.

Ona dönüp "ne saçmalıyorsun sen. Efe kafana fazla vurmuş senin" dediğimde "hakkımda çok fazla şey biliyorsun. Hem işimede yaraya bilrsin" dedi.

Hımm.

Bu adam hakkında daha fazla bilgi sahibi olup onu maf edebilirdim. Sonrada resminin üzerine kocaman bir M harfi atardım. Aslında gerçekten olabilirdi. Küçük bir oyun oynamam yeterli.

"Tamam" dediğim şeye biraz şaşırsada kendini toparlayıp "o zaman yarın işe başlıyorsun" dedi.

Gözü bir an televizyona kaydığında küçümser bir şekilde "bunu mu izliyorsun" dedi. "Evet" dediğimde "bide Türkiye'nin en iyi casusu olcaksın. Cık cık cık. Türkiye'nin yüz karası" dedi. "Sen hadi evine naş. Fazla bile durdun... Yarın saat kaçta geleyim" dediğimde "saat sekizde gelmiş ol" dedi. Başımı sallayarak onaylayınca kapıya doğru ilerledi.

Benim gelmeyeceğimi görünce durup bana baktı "kalkıp yolcu etmeyecekmisin" dediğinde oniz silkip "kapının yerini biliyorsun" dedim.

Kafasını sabır dilenircesine iki yana sallayıp evden çıktı. Bu Eymen tam bir bok kafalıydı yakışıklı bir bok kafalı.

Eymen gittikten sonra elime başka bir kitap alıp okumaya başladım.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Saat 3.30 ve ben hala yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyorum. Bu durum serçe ayak parmağını sehpaya çarpmak gibi iğrenç bir durum.
Yataktan kalkıp odadan çıktım. Salona inip televizyonu açtım. İnternete bağlanıp astral seyahat filmini açtım. Bu film gerçekten güzeldi.

Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım. Akşam film izlerken uyuya kalmıştım.

Telefonumu el yordamıyla bulup açtım. "Ne var veya kimsiniz" diye mırıldandım. Karşı taraftan sinirli bir ses "sen hala uyanmadın mı? Çabuk kalk saat 10 oldu" dedi. Neden bahsediyordu bu yaa. "Ben bu saatte niye uyanayımki bok kafalımısın sen yaa" dedim ve esnedim. "Sen nededin !" diye bağırdığında ne yalan söyleyeyim korkmuştum. En sevimli ses tonumla "ne demişim" dediğimde derin bir nefes alıp verdi. "Bundan sonra patronunla doğru konuş" dediğinde aklım başıma daha yeni geldi.

Ben onu tamamen unutmuştum. "Tamam patroncuğum ben 5 dakika daha uyuyayım söz gelcem" deyip telefonu kapattım.

Tam uykuya dalacakken telefonum tekrar çaldı. Telefonumu sinirle açıp "ne var bok kafalı. Bir uyutmadın" dediğimde karşı taraftan "ne diyorsun kızım sen. Bok kafalı ne demek" diyen babamın sesini duyduğumda koltukta doğruldum. "Baba se- sen miydin yaa bende yeni uyanmıştım" dedim. "Neyse ne başkası için çalışmaya başlamışsın. Hayırdır ne oldu" dedi.

2  PsikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin