Siyah taytımın üzerine salaş gri bir tişört giydim. Spor ayakkabılarımıda giyip odadan çıktım. Merdivenlerden zıplayarak inip (bunu evde denemeyin ilk deneyişte inanın zıplayarak değil yuvarlanarak iniyorsunuz) koltuğa oturdum.
Eymen gelince onu süzmeye başladım. Siyah dar pantolonunun üzerine gri bir tişört giymişti. Şu an azımı bir karış açamış mal gibi suratına bakıyordum tabi içimden.
Eğer dışımdan yapsaydım benle dalga geçebilirdi. Zaten hiç yakışıklı olmamış. Benim içimden azımı bir karış açtıran şey aynı şeyleri giymiş olmamız. Çok yakışıklı olması aman olmaması yüzünden değil.
Suratına en tatlı gülümsememi takındım. Tam azımı açıp birşey isteyecekken "hayır" dedi. "Ne ama daha ne isteyeceğimi bilmiyorsunki" diye bağırdığımda derin bir nefes alıp "söyle" dedi.
"Ben şey. Yaa yanımızda sprey boya götürüp duvarlara felan resim çizelim. Yada depoyu yakalım" dediğimde ilk defa gülümseyip "olur ama ben depoyu yakmaktan yanayım. Duvar felan boyayamam" dedi. Bende başımı sallayıp onayladım.
Elimi tutup beni hızla evden çıkarıp "bomba mı atalım yoksa benzin mi dökelim" de- oyyş inandınızmı siz kıyamam yaa. Eymen kim öyle şeyler yapmak kim. Bir kere uzun konuşmasından ve gülümsemesinden anlamalıydınız.
Eymen her zamanki gibi somurtup "hayır" dedi. "Ama niye. Bence depoyu yakalım böylece dahada sinirlenir hem mallarıda yandı sanar. Yaa yanlız böyle mal deyince bir tuhaf oluyor sanki insanları kaçırıyormuşuzda onla-" sözlerimi kesmemin sebebi Eymenin bana attığı ölümcül bakışlardı.
Şirince gülümseyip bir cevap bekledim. "Bir şartım var. Yarın buraya iki kişi daha gelicek bir gün kalıp gidicek" dediğinde gözlerimi fal taşı gibi açtım tabi yine içimden. Suratına ifadesiz bir şekilde bakıp "kim bunlar ve kaç yaşındalar" deyince "biri senle yaşıt küçük kardeşim biride beş yaşındaki kuzenim" dedi.
Benle "ben senden büyüğüm" diye dalgamı geçti o. Senin yaşındaki küçük kardesim diyor yaa amaaan şükretmek lazım "seninle yaşıt beş yaşındaki kuzenim" de diye bilirdi.
Eymen benim saçma salak bakışlarımdan takmadığımı anlamış olacakki "tamam o zaman yarın sabah gelirler. Depoyu yakarız" deyip evden çıktı.
Bende evden çıkıp arabanın içinde oturan Eymene baktım. Aslında arabaya binecektim ama bir gıcıklık yapmassam olmaz deyip beklemeye başladım.
Eymen benim beklediğimi görünce camı açıp "neyi bekliyorsun bin şu arabaya" diye bağırınca korksamda sonuçta benim evim korumalarım var deyip özgüvenimi geri getirdim. "Hep senin arabanla gidiyoruz. Bu sefer benim arabamla gidicez" dediğim zaman arabanın tavanına baktı. Galiba sabır dileniyor.
Arabadan inip yanıma geldi. Kolumdan tutup arabaya sürükledi ve arabanın içine fırlattı. Arabaya tekrar binince ona baktım. O' da bana bakıp konuşmaya başladı "bilerek yapıyorsun değilmi. Sinirden seni keseyim diye" dediğinde korksamda gülme hissi daha baskın geldi ve kahkaha atmaya başladım.
Eymen küfürler eşliğinde arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Bana tip tip bakmayı unutmadı.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Telefonum çalmaya başlayınca kulağımı tıkayıp duymamaya çalıştım ama ne çare. Eymen diğer koltuktan "sustur şu lanet şeyi" diye bağırınca sehpadaki telefonumu alıp tamamen kapattım. Telefonumu sehpaya tekrar koyacağım sırada koltuktan düştüm ve yerde tekrar uyumaya çalıştım. Sadece çalıştım çünkü yere düşünce dün olanlar aklıma geldi ve sinirden tüm uykum kaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Psikopat
De TodoHAZAL GECE Annesini beş yaşındayken kaybetmiş babasından hiç sevgi görmeyem asi bir kız. Herkezi güldürebilen sinirini direk döken açık sözlü bir kız EYMEN KURTULUŞ Türkiyenin en kötü mafyası. Sinir bozucu tavırlar sergileyen bir mafya. Aynı zamanda...