1.BÖLÜM

14.4K 405 22
                                    

Hayat mı? Benim hayatım mı vardı? Tüm ipler annemin ve babamın elinde ordan oraya gidiyordum. Hiç bir zaman kendi istediğimin yapmanın tadını çıkaramayacaktım ta ki o gün karsı gelene kadar. 16 sene sonra ilk defa karsı gelmistim ve aldigim cevap olur olmustu. Sasirmistim dogrusu. İstedigim yere gelemesemde artik bana karisan bir ebeveyinlerim yoktu. O kadar rahatlamıstim. Artik istediklerimi yapabilecek. Onlarin keyfini cikaracaktim. Bunun basinda arkadaslarimla eglenemek geliyordu tabi ki de ama o igrenc okula gitmeliydim. Başka bir şehirde başka lise hayatımın ilk günü . Artık hayatımda yeni arkadaşlar , yeni aşklar ve yeni eğlenceler zamanı .Lise 3.sınıfa gittiğim için baya rahattım. Hemen yataktan kaltım , banyoya gidip duş aldım ardından dişlerini fırçalayıp banyodan çıktım . İlk olarak dolaptan giysi seçmeye başladım. Üstüme güzel bordo bir kazak altına da dar siyah kot pantolon aldım . Giyindikten hemen sonra saçlarımı düzleştirmeye başladım. O sırada tabi ki de favori şarkılarını açmayı ihmal etmedim. Bir yandan şarkı söyleyip bir yandan saçını duzlestirmek her zaman yaptığım bir isti. Artık iki günde bir yaptığım için saflarında yanmıştı. Kısa bir zamanda saçına bakım yapmaliydim. Sonunda beyaz bayragini ceken midem guruldmaya baslayinca aşağıya kahvaltı etmeye indim . Yine her zaman ki gibi kahvaltı sofrası hazırlanmış ama ortalikta kimse yok yani yine kahvaltımı tek başıma yapacaktım . En azindan kahvaltida en sevdigim yemeler vardı. Yumurta yanına sosis kızartması başka bir tabakda dolusuyla patates kızartması. Ve icecek olarak portakal suyu. Kahvaltimi etmeden once televizyonu actim. Guzel bir sey bulamayinca muzik kanallarini gezmeye basladım. Sonunda sevdiğim bir sarki bulunca o kanalda kaldım. Biraz once sacimi duzlestirirken yaptigim isi buradada yapiyordum. Hem sarki soyluyor hem de yemek yiyiyordum. Midem doydugunu beli edince televizyonu kapatıp sırt çantamı da alıp mutfaktan dışarı çıktım. Kapinin yanindaki boydan boya aynalı vestiyerden montumu aldım. Son bir kez saçına ve hafif olan makayajima bakıp ayakkabılarını da alıp kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giydikten sonra montumu ve çantamı alıp kapıyı kapattim. Asansörün gelmesini beklerken telefondan müzik açıp kulaklığımı çıkartırken nihayet asansör gelmişti. Asansörün içinde kulaklıkla müzik dinlerken cosmaya bayilirdim. Ama tabi bu hep bölünürdü. Bugünde iki kat aşağı oturan Efe yüzünden bölünmüştü. Daha 10 yaşı daydı.
-Günaydın Azra abla.
-Günaydın Efecim.
-Bugünde çok güzel olmuşsun.
-Tesekkur ederim. Sende bir o kadar yakışıklısın.
-Tesekkur ederim. Keşke senin yasında olsaydım.
-Neden?
-O zaman seninle sevgili olmak için bir şansım olurdu.
-Seninle yasit olan bir suru güzel kız var Efe. Onlar senin gibi yakışıklı ile ayni yaşıt olduklar içim sansli. Onlar şansını bozmak mı istiyorsun.
-Ama benim şansım yokki.
-Var. O kızlardan biri tavlayabilirsin.
-Peki öyle diyorsan öyle olsun.
-Tavlama ile bir şey öğrenmek istiyorsan kuzeni mi cagiririm. Bir şeyler öğretir.
-Duymamış oluyum Azra abla. Karşında tavlama profesyoneli duruyor. Hem senin kuzenin hiçbir sey bilmiyor.
-Cenkay mı bilmiyor.
-Evet.
-O da bunu duymasın.
-O zaman bu aramızda sır tamam mı.
-Tamam.
Asansör uzun konusma sirasinda nihayet zemin kata ulamisti. Hemen dışarıda bekleyen şöföre okula gideceğimizi söyledim ve arabaya bindim . Okula vardığımızda beni en yakın arkadaşlarım olan Meriç ve Buse karşıladı. Buse ile kucuklukten beri arkadastik. 2 seme once ayrilmistik. O Bolu'ya gitmisti. Sonunda uzak durmaya dayanamayıp büyük bir israrla onu ve ailesinide buraya tasindirmistim. Meriç ise aramıza 10 yasinda girmisti. Gordugum en iyi ve en korumaci arkadasim. Onuda ayni israrlarimla buraya tasi dirmistim. Ve yine ikisinide buyuk israrla ayni okula kaydolmalarini saglamistim. Simdi ise onlari gormek harikaydi. Tasikardi sebebi ile olevektim ama umrumda bile degildi. En yakin arkadaslarimi yillar so ra gormusum tasikardi yuzunden olurum ne olacak. Onlara sıkıca sarılıp buluşamadığımız bir kaç yılın özlemini geçirirken okulada bos bos bakiyordum. . Hemen okula girip sınıfımızı aramaya başladık . Sınıfı bulunca direk içeriye daldık. Hepimizde aynı sınıftaydık ve bu en iyi arkadaslar icin harikaydı. Direk boş olan art arda olan sıralara oturduk. Her zaman boyle yapardik. Niyet kopya cekmek kolay olsun. Beş dakika sonra canım sıkıldı. Daha zil calmamıstı. Çok erken gel mistik. Sınıfın yarısıda boştu. Ve sıkıntıdan olmek üzereyken Buse'ye dışarıda dolaşalım mı dediğim anda direk kabul etti . Tabi Meriç olmazsa olmaz . Bizim konuştuğumuzu duyup benide bekleyin kızlar demişti . Her neyse dışarı çıktık okulun bahçesinde dolaşırken Meriç ile Buse ortak arkadaşları olan birini görüp yanlarına gitmişti. Basta bende gitmek istemiştim daha so da vazgeçmiştim. Çünkü ortak arkadaşları çok itici birine benziyordu. Bu özelliğine bayiliyordum. İnsanları hareketleri ve yüz mimikleri ile hemen nasıl biri olduğunu çözmek güzeldi. Ama sonra fark ettim ki ben tek başıma kalmıştım o yüzden telefonuma bakarak yürüyordum . Beş dakika sonra sert bir gövdeye çarptığımı hissettiğim. Bu okulda bu kadar sert bir gövde kimse olurdu ki. Dusup rezil olacakti. Ve herkes bana gulecekti. O kisileri gormemek icin hemen gözlerimi kapattım. Ama düşmemiştim . Şaşırmıştım hem de fazlasıyla hemen gözlerimi açtım ve karsımda simsiyah saçları, simsiyah gözleri olan yakışıklı bir genç ile karşılaştım . Bana gülerek bakıyordu . Of rezil olmuştum. Keske gözlerimi hic acmasaydım. Hemen kendimi doğruladım ve o yakışıklı gençe teşekkür ettim . O sırada okuldaki tüm kızların bana sinirli bir şekilde baktıklarını gördüm . Bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyordum .

Bu bölüm kısa olduğu için üzgünüm. Lütfen yorum yapın .

SOĞUK İNTİKAM #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin