Yavaşça gözlerimi actim. Gözlerine birden ışık gelince irkilmistim. Gözlerimi kapatıp ovusturmaya başladım. Yavaş yavas gozlerim ışığa alışmaya başlamıştı. Gözlerimi araladigimda su yeşili bir yorgan beklerken beyaz bir yorganla karşılaşınca kendi yatağında olmadigimi anlamistim. Aniden dogruldum. Bir an basım döndü ve kafam zonklamaya başladı. Yastığı düzeltip yatağın başlığına dayandım. Yurdun revirindeydim. Odada bir suru ilaç vardı. Bir de 2 tane yatak. Yanındaki yatak boştu. Etrafda gözlerimi gezdirdim. Gozlerim bir yere takılmıştı.
- Allah kahretsin!
Dedim saati görünce. saat 20.00 olmustu. Kesin beni bırakıp partiye gitmişlerdi. Sonradan kafam basmaya başladı. Ben bir erkek mi gormustum? Hem de bir kız yurdunda. Denetimi yapan müfettişleri bile kız seçen mudirenin kız yurduna bir erkek almayacağını ( hem de böyle genç ve yakışıklı bir erkeği ) biliyordum. Ayaklarını yere indirdim. Basım zonkluyordu. Bir yerden destek alarak yavaş yavaş ayağa kalkamaya çalıştım. Odanın kapısına doğru yürüdüm. Kapıyı açınca revir görevlisinin de bu tarafa doğru geldiğini görünce biraz yavasladim.
- ne ara uyandin? Senin kalkmaman gerekirdi.
Dedi. Ben iyiydim. Sadece kafami carpmistim . gerçi beyin kanaması da gecirebilirdim. Ama iyiydim.
- ben iyiyim. Dedim. İyiydim gerçekten
Revir görevlisi ilk başta ikna olmasada ona yatacagimi söyleyerek sonunda izin aldım. Yalandi.koca bir yalandi. Tekrar bodruma inecektim. Belki o erkek hala oradadır diye düşündüm. O erkek beni tanıyordu ya da bana öyle gelmisti. Yüzü tanıdık gelmişti bana. Zaten su ana kadar kaç erkek yüzü gördüm ki gerçek? Ama tanıdıktı yüzü. Hissetmiştim. Genelde hislerime güvenirdim. O da birine benzetmisti beni. İçimde acayip bir his vardı. Bir taraf bodruma tekrardan gitmememi söylerken bir taraf da gitmemi söylüyordu. Sadece beynimi bahanelerle ikna etmeye çalışıyordum. Boşuna da bir çaba olmamıştı hani.
İlk olarak odama gittim. Koridorda temizlik görevlilerinden başka kimse yoktu.
Daha yeni farkına varıyordum. Beni almadan partiye gitmişlerdi. Bende beni almadan. Onlar kimdi ki beni göturmuyorlardi?! İyi yanından bakarsak yeni yaşıma bir erkek girerek girmiş olacağım. Yanı burada erkekten bahsediyoruz. Tamam bende görmemişler gibi davranmayayim ama zaten gormedim ki! Tabii yaklaşık 6 saat önceye kadar.
Neyse ben daha fazla sacmalamadan önce güvenli bir şekilde odama varmaya karar verdim. Sakın ve yavaş adımlarla ilerledim. Koridorda ilerliyordum. Koridorun sonundaki upuzun aynalardan kendimi görebiliyordum. Bu yurtta neredeyse birinin gizli iş çevirmesi imkansızdı. Tabii ki kuytu köşeleri gösteren aynalar sayesinde. Bu ayna fikri bir gece olan olaydan sonra akıllarına gelmiş ve hayata geçirmişlerdi. O olayı sonradan hatırlamaya karar verdim. Yurdun yatakhanesine geldim. Kapının önünde durdum ve kulpunu kavrayıp yavaşça aşağıya indirdim. Kapıyı kendime doğru çekince koridorlarda yankılanan kapı gıcırtısindan rahatsız olarak yüzümü buruşturdum. İçeri girdim kapıyı kendime doğru çektim ama sonra bir daha çıkacağım aklıma gelince o şekilde kalmasını uygun gördüm.
Lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkamak amacıyla musluklarin olduğu tarafa yoneldim. Soğuk suyu açıp birkaç kez elimi yüzümü yıkandıktan sonra daha fazla üşümemek için musluğu kapattım. İyice kurulandiktan sonra yatakhaneye geçtim. Yatağa ilerlemeye başladım. Yatağımın baş ucundaki elbise dolabından siyah kot pantolon üstüne beyaz siyah bir tişört aldım ve önlerini kotumun içine soktum. Üstüne de bir kot yelek aldım. Bodruma inmekten vazgeçtim . partinin olduğu yeri bildiğim için gizlice evden kaçıp oraya gitmeye karar verdim. Sonuçta ilk tecrubem olmayacaktı. Daha önce de birkaç kez kaçmistim. Tabii arkadaşlarımla. Bu sefer ilk kez kendim çıkmalıydım.
Tam yurt yatakhanesinden çıkarken aklıma bir şey unuttuğum geldi. Gitsem bile bu kıyafetle diğerlerinden sönük kalacaktım. Geri dönüp kıyafet çekmecemi karıştırmaya başladım. Verdikleri elbise buradaydı. Alt çekmecesini açtım. Yine tabii ki de siyah bir kol çantası aldım. Kıyafeti kırışmayacak şekilde özenle (!) içine tıktım. Aniden bir ses duydum. Buraya doğru gelen revirdeki yeni hemşiremizin giydiği topuklu ayakkabının sesleri olduğunu anladım. Hemen elimdekileri Yatağımın altına ittirip kendimi yorganin altına attım. Yorgani boğazına kadar cektim. Hemşire hanım yanıma geldi. Atesime baktı. Bir yerinin agriyip agrimadigini sordu. Tam gidecekken geri döndü ve tekrardan başımı carptigim yere baktı . sismisti ve dokununca da açıyordu haliyle . hafif üstüne bastirinca sicradim ve eline uzandim. O sırada yorgan biraz ustumden kaydı ve benim çoktan dışarıya çıkmak için hazır olduğumu gordu.
- küçük hanım buradan hiçbir yere cikamazsin. Benim sorumlulugumdasin ve kapı su anda üzerinmie kilitli. Yangın merdiveni de öyle. Başka bir çıkışta olmadığı için küçük bir mucize lazım sana.
Dedi ve geldiği gibi geri gitti. Kafami geri yastığa koydum. 1. Katın pencerelerinde parmaklık vardı. 2 kattan da atlayamazdim. Kapılar ve yangın merdiveni kilitliydi. Nasıl olurdu. Acil bir şey olsa ( misal yangın deprem...) buradan cikamayip geberecektik. Sinirle ayağa kalktim ve karnımın guruldadigini hissettim. Alt kata yemekhaneye inmeye karar verdim.. ( sonuçta akşam yemeğini lokantada yeme fırsatını kaçırmış da olsam aç kalacak değildim.) hem yapacak daha eğlenceli bir işte olmadığından yataktan kalkmak için bir hamle yaptım. Kafama anı bir zonklama girdi. Acı içinde kafami geri yastığa koydum. Bu sefer canım daha çok yanıyordu. İçimden bir bismillah. çekip tekrar kalkmayi denedim ( sıktır diyecegimi sandiniz demi sjkddj) . bu sefer kalktim ve yorgani tekrar yatağa düzgün bir şekilde bıraktım. Ayağa kalktim ve bir aşağı kata inmek için kapıya ilerledim. Zaten aralık olan kapı benim gecem için yeterli acikliktaydi. Rahat bir şekilde geçtim ve merdivenlere ilerledim. Merdivenleri yavas yavaş inmeye başladım. Denge mi sağlamak için de bir yandan trabzanlara tutunuyordum. En son merdivene gelince sağa dönmem gereken yerde bir karaltı gordum. Hızla ortadan kayboldu. Ben de iyice paranoyak olmaya başlamıştım . kendi golgemdir diye dusunerek mutfağa doğru ilerledim. Kapısının kulpunu Yavaşça aşağıya indirdim. Yine büyük bir gurultuyle açıldı. Bu kapıların yağlanması gerekiyordu. Hem de acilen. Benim korkudan bayilmamam için bu gerekliydi. Koca mutfakta kimsenin olmamasına alışkın değildim. Yavaşça ışık düğmelerini olduğu yere doğru ilerledim. Işığı açınca gozlerim kamaşmaya başladı. Yemeklerin olduğu küçük bilmeye doğru ilerledim. Giydigim rahat babetlerin sesleri koca yemekhanede yankilaniyordu. Biraz pilav ile kızarmış tavuk görünce yüzüm istemsizce siritmaya başladı. Bir büyük tabak alıp iki yemekten de koca birer kepçe alarak rastgele bir masaya oturdum. Yemeğimi yavasca yemeğe başladım . çok aciktigimdan mi, en sevdiğim yemek olduğu için mi yoksa ascimiz lezzetli yaptığı için mi bilmem yemeğin lezzeti bir ayrı güzel gelmişti. O sırada tekrar bir karaltı gorunce iyice korkamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİ SIRADAN MI DEDİ?
FantasíaBizlerden farklı fakat sıradan bir hayatı olan Elif 17 yaşına bastığı gün aslında dünyanın onun tanıdığı gibi bir yer olmadığını anlar... Bu öğrendiği ve çoğu kişinin bilmediği sırrı en yakın arkadaşıyla paylaşırsa ne olur? peki ya Elif bir seçim...