Düğüm olmuş kulaklığımla uğraşırken kafam birden bire son zamanlanlarda nasıl biri olduğuma dair oluşan soru işaretlerine takıldı. Çözdüğüm kulaklığı telefonuma takıp, tivity karakteri olan yastığıma sırtımı yasladım. Kış ayları olmasından dolayı pikemi bacaklarıma çektim ve müzik eşkiğinde düşünmeye başladım.
Normalde kitaplara konu olan kızlar gibiydim. Hayatı okul ev arasına sıkışmış, dışarıyla bağlantısı kesilmiş ve biraz da maraton hayat içerisine sıkışmış vaziyetteydim. Sebebi ailevi sıkıntılarımdan kaynaklı da olabilirdi. Kendi kalabalığımda kayboluşum da. Hayatımda olan ani şehir değişikliği ve birçok sebep beni de değiştirmişti. O daracık kutudan çıkmış ve çevreme göz atmaya başlamıştım.
Müziğin durmasıyla gözlerim telefona ilişti. En yakın arkadaşım olan Elif.
- Hilalll!!
- Ne bağırıyosun ? Noldu ?
- Acil buluşmamız lazım!
- Bir şey söylemeden şu anki rahatımı bozup bu soğukta dışarı çıkamam.
- Kanka dışarı çıkalım demiyorum zaten gel bize anlatıcam.
- İyi peki.
Telefonu kapattıktan sonra kulaklığımı bu sefer dolaşmaması için bir köşeye dügünce koydum. Kalktığım yeri elimle sıvazlayarak hafifçe bozulan yeri düzelttim. Mor kazağımı ve siyah pantolonumu giydim. Dağınık bir topuz halinde olan saçımı açıp, hafifçe başımı sallayarak omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Zaten evde kimse yoktu. Anahtarı alıp " Aceba bu sefer yolda kimi gördü de bukadar heyecanlandı." Düşüncesinde bir kaç bina ilerimizde oturan Elif'lerin evine yöneldim. Elif çok iyi kızdır en çok onun yanında gülerim. Herşeyimi bilir herşeyini bilirim. Sadece kendine fazla güvenir ve bu fazla güven kimi zaman ukala kimi zaman da çok biliyorum edasına bürünmesine sebep oluyor.
Zili çalmadan, ayak seslerimi duymuş olacakki kapıyı açtı. Elimden tutup çekiltirerek ayakkabılarımı çıkarmama fırsat vermeden içeri çekti. Antirede çıkarttım ve salona geçtik benzer şeyleri duyacağımı düşündüğüm için;
- Gene ne oldu kızım ?
- Bizim Emre varya...
- Ee ne olmuş ona ?
- Benden senin numaranı istedi bu gün, üstelik tüm fotoğraflarını beğenmiş, her döndüğümde de sana bakarken yakalıyorum.
İnanılmaz derecede bir şaşırma imasıyla onu dinliyordum. Resmen benim ruhumun duymadığı şeyleri en ince ayrıntısına kadar incelemişti.
- Numaramı vermedin inşallah, diye tepki gösterdim.
- Hah, senin böyle yapacağını bildiğim için vermedim. Ama kesinlikle vermeliyiz dedi.
Kısa ve net bir şekilde;
- Hayır.
Diye reddettim.
- Aptalmısın yoksa çok mu safsın bilmiyorum,dedi ve istediği balığa ulaşamayan kedi gibi gözlerini devirerek hadi gel mutfaktq birşeyler atıştıralım dedi.
Böyle davranmasının sebebi şuydu: Emre, okulun en popüler çocuklarındandı. Neredeyse bütün okul sadece ona arkadaşlık isteğini kabul ettirmek için uğraşıyor, birsürü kız topluluğu tenefüslerde ona odaklanıyordu. Çirkin denilemezdi ama onu eşsiz kılavak bir özellik göremiyordum. Birçok kişinin çığlık karışımı kahkaha atarak şaşırdığı hareketleri gayet sıradan geliyordu.
Elif'in annesi ,Eliz teyze, akşamdan bisküvili pasta yapmıştı. Elif ve ben aşırı çok severiz. Bana gösterip.
- Baak burda ne var... Saldır kanka, dedi ve ikimiz birden gülerek çatallara sarıldık. Karnımız ağrıyana kadar yedik. Sonra ben tabak çatalları makinenin içine yerleştirdim. O da masanın üzerini bezle sildi. İçeri geçtik bilgisayardan komik güncel vidyoları izleyip gülüşüyorduk. O arada sırada okulda kim kiminle çıkıyo, kimler ayrıldı, gibi saçma sapan konularla ilgili uzun uzun konuşur. Gene öyle yaptı ve Emirhan Yaren çiftinden konu açtı. Bildiğim kadarıyla iki senedir düzgün ilişkisi olan ama sürekli küsüp barışan tiplermiş. O anlatmaya devam ederken ben anasayfada tesadüfen denk gelen Emre'nin fotoğrafına dikkat kesildim. Onu dinlemediğimi fark edince baktığım şeye yöneldi ve gıcık kız gülümsemesiyle:
- Seninde bir şeyler hissettiğini biliyorum neden benden saklıyorsun ? En yakın arkadaşınım ben senin. Bilmek hakkım. Darılıyorum ama, dedi.
- Saçmalama sadece dikkatimi çekti denk gelince dedim ve ee Yaren neden sınıfını değiştirmiş, dedim ve onu diğer konuya geri çevirdim.
Kendime bile itiraf edemediğim birşeydi bu ama ben öyle olmasını istemiyordum. Eğer o ilgimi çekerse diğer aptal kızlardan farkım kalmayacakmış gibi hissediyordum. Hem Emre okadar çok beğenilmesine ramen seven sevmeyen birçok kişi tarafından çok kötü şeylerle anılan bir çocuktu. Onun böyle olması beni üzüyorsu, yani onun adına üzülüyordum.
Derken saat dört buçuk olmuştu. Babamın gelme saati yaklaşmıştı. Gitmem gerektiğini söyledim.
- Tamam, yarın görüşürüz kuzucum.
- Deme şu lafı yaa, kuzucuk ne ?
- Aman tamam be git hadi artık yoksa yollamam, dedi ve gıdıklayarak antireye kadar arkamdan geldi. Gene gülme krizine sokmayı başarmıştı. Vestiyerden ceketimi aldım, aceleyle fırlatılmış ayakkabılarımi giydim. Öptük sarıldık. Eve doğru ilerlerken söylediği şeyler kulağımda yankılanıyordu. Ne hissettiğimi bilmiyordum. Kimseyle ilgilenmiyen Hilal'e geri dönmek istiyordum. Ama istemeden biriyle ilgileniyordum. Geçerken bakkaldan birkaç sakız ve limonlu soda aldım. Eve doğru yürümeye devam ettim. Apartman kapısı tam ben anahtarı sıkışan cebimden çıkarmaya çalışırken, nazik bir ses tonuyla buyrun diyen biri tarafından açıldı. Alt komşumuzun oğlu Mert benden 2 yaş büyük 12. Sınıf...- Teşekkür ederim Mert.
- Rica ederim, nasıl gidiyor ?
- Aynı standart, senin?
- Sınav koşuşturmacası yoğun bayaa, eskisi kadar görüşemiyoruz da. Telafi edelim bunu.
- Olabilir, ikimizde de kolay gelsin o zaman, dedim ve gülümseyerek vedalaşıp apartmana girdim. Mert yaz boyu küçük arkadaş grubumuzdan biriydi pişti, okey, yakan top derken yaz boyu çok eğlenmiştik. Ailelerimizde görüştüğü için sorun olmuyordu.
Eve çıktım sodamı açıp, ağzıma sakızlardan birini attım, ve koltuğa uzanıp televizyondaki kanallarda gezinmeye başladım. Gözüm orda ama aklım hâla Elif'in söylediklerindeydi. Annem ve babam geldi. İkisi de çalıştığı için oldukça yorgundular. Tok olduklarını söyleyip kendilerini biryerlere attılar. Hatta yığıldılar. Aynen okuldan dönünce benim yaptığım gibi. Ben yediğim bisküvili pastayı eritemeş olucam ki, annemin sen açmısın tatlım sorusuna hayır diyip odama geçtim. Biraz ders çalıştım. Saat akıp geçiyor zaten, yarın için hazırlıklarımı yapıp yattım.
...-Darrr!!! Darrr!!!
Çalan telefonum değil de çalar saat olsaydı defalarca fırlatmıştım. Ama telefonuma kıyamıyordum. Kıvranarak yataktan zorla çıktım. Hazıdlandım annem arabada beni bırakmak üzere bekliyordu. Bindim okula giderken çok sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu. Sesini açtım ve dinlemeye başladık...
Herşey herşey senin için
Dualarım, hayallerim
Arzularım, gözyaşlarım
Hep sana olacak sarılışlarım
Boşver boşver ne derlerse desinler
Saklama sende bunu söyle bilsinler
İsterse bizi vurup öldürsünler inan bu aşkımı silemezler
"Duyanlara duymayanlara, soranlara sormayanlara ben onu seviyorum... Seviyorum..."
Derken okula geldik annemle vedalaşıp indim arabadan ve olula girdim. Elif bana doğru koşuyordu. Merak ediyordum. Aceba Emre'yle mi ilgiliydi ?
- Günaydııınn!
- Günaydın.
Emreyle ilgili bişey demedi sınıfa kadar yürüdük. Bende sormadım. Tam bişey demicek derken. Emre bizim blokta nöbetçi bu gün dedi. Ağzıma attığım naneli şekeri az daha yutuyordum. Öksürmeye başladım şekeri zar zor çöpe attım. Arkamı döndüğümde Elif sıraya oturmuş hunharca gülüyordu. Bende ona bakıp güldüm. Sonra edebiyat hocası geldi. Yerlerimize geçtik yoklama falan filan ben dış seslere kapalı gibi dersle alakam kopmuş onu düşünüyordum. Buse'nin beni dürtmesiyle kendime geldim ve "Burda!" Dedim. Sonra düşüncelere kaldığım yerden devam ettim. 1. 2. Derken 4. Derste bitmişti. Kantine gitmeye karar verdik. Ben bir simit ve çay istedim. Elif ise bisküvi ve süt.
Bir masaya geçtik yedik. Öğle arasında okulda oturmaya karar verdik herzamanki gibi dolaşıyorduk bahçede. Onu gördüm çaktırmadan bakacaktım ki onun da bana baktığını görüp utandım. Kafamı jet hızıyla indirdim. Ama o yanımıza geldi hatta arkadaşlarından birtanesi bozul param olup olmadığını sordu başımı hayır şeklinde sallayıp yürümeye devam ettim. Elif de tabi.
- Eğer soran o olsaydı 100 TL bile verirdin demi, dedi ve kıkırdadı.
Yoo ne alakası var desem de haksız sayılmazdı.
Saat yaklaşıyordu sınıfa geçtik. Bu gün çok çabuk geçiyordu sanki. Dersler geçti...
Son ders matematik dersinde tahtaya dikkat kesilmişken kapı çaldı.
- Dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Sınıf defteri hocam, dedi sınıfa girdi bana baktı öyle bir gülümseyip göz kırptı ki içimde birşeyler uçuştu sanki. O güne dair gerisini hatırlamıyorum. Sanırım o olay sonrasında sarhoş olmuştum. Eve gelip yemek yiyip uyumuşum...***
😊😊💕💕