Cafede oturmuş beni bekliyordu. Her zamanki klasık eteğimden 3-4 cm kısa etek ve içine koyduğum beyaz tişörtüm, airforcelarımla Justinime giderken ne giydiğine baktım ve tıpkı benim gibi airforce bayaz tisört ve korkmayın etek değil ama aynı siyah renkte pantalon giymişti. Beni Şöyle bir süzdükten sonra bana bakan birini fark etti. Bana bir şey demeden çocuğun yanına gitti ve çocukla konuştu. Her ne dediyse çocuk kalktı ve hızla uzaklaştı. Justin sırıtarak yanıma geldi ve sandalyenin arkasında bulunan arkasında büyük harflerle 'BIEBER' yazan kolej ceketini bana verdi , yok canım ne egosu,ve giy dedi. Benden uzun ve kaslı olduğu için abisinin montunu giyen küçük kızlara benzemiştim böyle daha iyi dedi ve o meşhur narkoz etkisi yaratan gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Gülümsedim ve teşekkürler dedim . Kafede çalışan garsonu yanımıza çağırdı ve 'Bana bol köpüklü Americano dedi' ve benim konuşmama fırsat vermeden 've bol köpüklü sütlü frappicino' dedi. En sevdiğim içecegi nerden biliyordu? 'Vay be ama bunu nerden biliyorsun? en yakın arkadaşımın bile bildiğini sanmıyorum.' dedim. 'Acaba en yakın arkadaşın seni her zaman izleyip en sevdiğin yemekten en sevdiğin ayakkabına okula gelirken yaptığın makyajdan derse en erken kacta geldiğine kadar bilebilir mi?' dedi. Başımı öne eğdim 'Belki o kızda dersten en erken kaçıncı dakikada atıldığını en sevdiğin tişörtünden en sevdiğin köpek ismine stresli olduğunda ne yaptığından en sevdiğin süte kadar herşeyi biliyordur?' dedim. 'Şuan dudaklarına yapışmamak için zor duruyorum Mad. Evime gidelim mi? diye sordu. Evet dedim .