~25~

17 0 0
                                    

Bakışlarım karşımdaki ve onun karşısında ki sürtüğe gözlerimi kısmış bir şekilde bakıyordum. Ulan daha tam anlamıyla ayrılmamışken senin bu yaptığın hak mı? Demek ve yüzüne tokatı geçirmek isteğim içimde yanıp tutuşurken kendimi tuttum. Kız bir elini kaldırıp Adnan'ın yanağına dokununca kızın elini koparıp diğer eline vermek Adnan'ında kızın bunu yapmasına izin verdiği için yanaklarına tırnaklarımı geçirip kanatasım sonrada kolanyayı dökesim geldi.

Ayaklarım o tarafa doğru giderken durdum. Adnan kafasını barmene doğru çevirince kızın eli boşta kaldı. Biraz sevinsemde 5 saniye boyunca eli Adnan'ın yanağında durduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Yüksek sesten dolayı ve sinir damarlarımın gerilmesinden dolayı başım ağrımaya başlamıştı bile. Başımın ağrıması bile sinirlerimi bozmuştu.

Biri kolumu tutunca bakışlarımı yavaşca Adnan'dan ayırdım.
"Gitme yanına. Yanlış birşey yapmaz gel masaya." Fatih'in beni sakinleştiren ses tonuyla vazgeçecektim ama kafamı oraya çevirince kız Adnan'a yaklaşmaya başlıyordu ve yetişmezsem öpecekti.
"Bırak kolumu ya ne yanlış birşeyi yapmazı baksana." diyerek tekrar oraya dönünce Adnan içki içme bahanesiyle geri çekildi ve içkisini yudumladı.

"Demedim mi ben?" omuz silkerek tekrar oraya döndüm.
"İçkiyi fazla kaçırırsa sarhoş olur ve bu sefer yanlış bir şey yapar işte." oraya bakarken Adnan bakışlarını bardağına çevirdi ve boş boş bakmaya başladı.

"Güvenmiyorsun?" bakışlarım Fatih'e döndü ve kaşını kaldırdı. Adnan'a döndüm tekrar. Güvenmiyor muyum? Şuan gitsem bile bana 'sen kimsin ki?' demez mi bana? Der. Derse daha çok hayal kırıklığına uğramaz mıyım?

Şuan ki hayal kırıklığım bile bana fazla gelirken oraya gidip Adnan'ın bana diyeceklerini duymayı pek istemiyordum. Dayanmazdım.

Bir şey diyemiyerek kafamı sallayarak masamıza doğru ilerledik. Kızlar beni görünce biraz endişelenselerde gülümseyerek oturdum masaya.

Giydiğim kıyafetle buraya uyum sağlıyordum ama tabiki de Adnan'ın karşısında ki sürtük gibi de durmuyordum.

Boyunlu kazağım ve omuzlarımın açık olmasıyla saçlarımı maşayla hafif dalgalandırmıştım. Göbeğimi de açıkta bırakıyordu. Kısa ama minide sayılmayan siyah eteğimle bence çokta şirindim. En azından sürtük değildim.

Göz makyajımda biraz koyuydu çünkü yüzüm solgundu. Bunu belli etmemeye çalışıyordum. Daha yeni hastaneden çıkarak buraya gelmiştik. Kim inanır ki?

Buradan Adnan'ın birazı gözükürken kafamı oraya buraya çevirerek onu görmeye çalışıyordum. Ela bana gülerek bakıyordu. Kollarımı göğsümde birlestirerek arkama yaslandım ama yaslanmamla daha rahat görmem bir oldu.

"Hadi kalkın dans edelim." bakışlarımı Adnan'dan alarak Dilara'ya çevirdim. Benimle birlikte Fatih'de.
"Çok kişi var şimdi sen kalkcan dans etmeye abidik gubidik hareketler yapcan sonra yanlışıkla orana burana dok-" Fatih'in söylediği şeylerle gülmeye başlayınca susarak bana döndü.

"Ne gülüyorsun?" elimle yüzüme yelpaze yaparak kendimi durdurmaya çalıştım.
"Sinirlerim bozuldu." diyerek somurtmaya devam ettim. Anlık ruh halimle herkes şaşırırken Ercüment kolumdan tutarak beni yerimden kaldırdı.

"Ne yapıyorsun Ercü kolumu bırak." hemen bırakarak bana döndü.
"Sinirlerin bozuldu demek." diyerek bana sinirle bakmaya başladı. Birşey demeden bende ona bakıyordum.
"Bizim hiç sinirlerimiz bozulmuyor zaten. Sen onu orda bir kızla görünce sinirlerin bozuluyor biz öpüşürken görünce hiç bir bok olmuyor. Çünkü!" son kelimede bağırınca nefesimi tutarak geri bir adım attım.

Aşk YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin