"Güvenli, bir yer buldum efendim. "
Gözlerindeki hareketlenen muzip parıltılar ve sesinde dans eden mutluluk kırıntılarıyla fısıldadı.
Tehlikeli bir fısıltı..."Nasıl bir yer Dani? "
"Her türlü pisliğin bulunduğu bir okul; keşler, sürtükler, sadistler, mazoşistler hatta katiller bile var! Hem bulunma şansını yüzde elli düşürür hem de kalan işlerinizi orada halledebilirsiniz, efendim. "
Oturduğu koltuktan duyduklarının memnuniyeti ile yavaşça kalktı, kötülüğüyle anılan güzeller güzeli tanrıça.
"Senden istediğim iksiri hazırladın mı, Dani? "
Dani kıvırcık saçlarının arasında parlayan zümrüt yeşili gözlerini ona dikti. Onun zekasına ve herşeye inat dik başlı olmasına hayrandı. Gözlerinde ki heyecan ve hayranlık pırıltılarıyla ona bakarken onun gibi fısıldadı.
"Evet, efendim. Buyrun. "
Masanın üstünde ki iksir şişesini dikkatli hareketlerle hayran olduğu tanrıçaya verdi.
"İyi iş çıkardın, Dani. "
Kırmızı göz alıcı şişenin içinden adeta 'ben buradayım' diye parlayan iksire baktı ilk önce. İşte geleceğin anahtarı şuan elindeydi. Sonunda kırmızı göz alıcı şişeyi incelemeyi bırakıp hatırladığı gerçekle hızla kafasına dikti. Bir kaç dakika ardından gözlerinde siyah noktacıklar dans ederken ve enerjisi aniden yok olurken kapı sert bir şekilde açıldı. İşte o an gelmişti. Biri su biri ateş elementini kontrol eden iki iri cüsseli muhafızlardan ateşi kontrol eden, kraliçeye gözlerini dikerek sert ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Amanda Sara DARKNESS, 2.düzey bir element kullanıcısını ve ailesini öldürmekten suçlu bulunmaktasınız. Zorluk çıkarmadan bizimle gelin, lütfen. "
Amanda perişan bir halde ayağı kalktı. İki muhafız koluna girerken ilginç bir şekilde sessiz kaldı. İki muhafız bunu garipsese de hiçbir şekilde yüzlerinde ki sert ifadeyi bozmadan ilerlediler. Kocaman büyük kapıya geldiklerinde kapı ağır ağır açıldı.
***
Tam iki gün süren mahkemenin ardından baş savcının kararıyla; Sara, güçlerinin alınması uygun görülerek dünyaya sürgün edildi. Sara bunu pek umursamadı sonuçta işlerini halledebildiği sürece nerede yaşadığı ve ya kimlerle konuştuğu pek önemli değildi. Onun elinden aldıkları mutluluğun intikamını herkesden alacaktı.
"Söylemek istediğin bir şey var mı Bayan DARKNESS? "
Söylemek iatediği onca kelimeye rağmen sessizce fısıldadı, kötülük vaad eden, renksiz bir fısıldamaydı bu.
"Nefesim her zaman ensenizde olacak Bay Simon. "
Sara gözlerini kapayarak güçlerinin alınmasını bekledi. Onları dolaylı yoldan da olsa uyarmıştı, bundan sonrası için korunup korunmamak onların elindeydi.
Baş savcı keyifle mırıldandı.
"Gözlerini açabilirsin, Bayan DARKNESS. "
"Mahkemede isteklerimi size söylemiştim. "
Baş savcı sırıtarak cevap verdi. Ama bilmiyordu ki gerçek cehennemi onlara yeni merhaba dediğini. Onlar Amanda Sara DARKNESS 'ın öfkesini üstlerine çekmişti bir kere.
"Her şey hazır Bayan DARKNESS. Hazırlan Daniel, gidiyorsunuz... Bu gece. "
------------------
"Hey Chris! "
"Ne var Marc?! "
Dean dostunun sinirli halini fark edince sırıtarak lafa atladı.
"Sakin ol dostum yarın gece ki eğlenceye geliyor musun? "
"Tabiki de Dean. Eğlence nerede ben orada. "
Üçü birden kahkaha atarken içeri Sam girdi.
"Hadi ama yine mi?! "
"Mary yine çıkma teklifini kabul etmedi mi Sam?! "
Sam, dalga geçen Marc'ın ensesine şaplağını geçirirken bir yandan da homurdanmaya başladı.
"Hayır anlamıyorum beni sevmese saçlarının uçlarını neden laciverte boyatsın?! Bu bir tesadüf olamaz sadece naz yapıyor. "
Dean kahkaha atatak kolunu Sam'a doladı.
"Tabiki dostum. Zaten iki gün önce de sana nazından çantasını kafana geçirmişdi. "
Christen ve Marc atışmalarına kahkaha atarken kendi aralarında konuşmaya başladılar.
"Yeni evi ayarladım, okula daha yakın olacak. "
"Yanında başka evler var mı? "
"Boş bir tane var. "
Christen her ne kadar yan tarafların boş olmasını istese de bir şey demedi. Son zamanlar da kafası Daisy ile oldukça meşguldü. Kızdan bir türlü kurtulamıyordu. Onu sevmediğini söyleyince yine de yanında kalmak için ısrar etmiş, başka biriyle çıkmaya, takılmaya başlayınca takıldığı kızı dövdürtmüştü.
"Ne düşünüyorsun Chris? "
Sıkıntılı yüzünü Marc'a çevirdi.
"Daisy başıma yeterince bela oldu, ona zarar veremeyeceğimi düşünüyor. Ne yapmalıyım Marc? "
"Belli bir zaman sonra peşini bırakacaktır Christen. "
"Hadi ama bu melankolik hava da neyin nesi?! "
Sam yine yapacağını yapmış getirdiği viski şişelerinden birini ayağına düşürmüştü.
"Hasiktir! Neden ben Tanrım?! "
Üçünün kahkahası evi çınlatırken gelen zil sesiyle kahkahaları kestiler. Dean kapıyı açmaya gittikten bir kaç dakika sonra Lily ve Harold ikizleri ile birlikte içeri girdi.
"Nasılsınız millet? "
Lily sırıtarak Christen'ın yanına oturdu. Her nekadar Lily iyi kalpli olsa da sinirlendiğinde korkunç birine dönüşüyordu. Chris, kuzeninin bu özelliğine bayılıyordu çünkü başına bela olan sürtükleri genelde Lily temizlerdi.
"Ah tatlım beni bu gri gözlü herifle mi aldatıyorsun?! "
Harold sesini incelterek sevgilisine elini uzatmıştı. Bu görüntüye herkes kahkaha atmaya başlamıştı, Harold ve Christen bile.
"İki palyaço da geldi. "
"Şunu demeyi ne zaman keseceksin Dean?! "
Dean, Lily'nin kızgın halini görür görmez ellerini 'ben suçsuzum' dermiş gibi yukarı kaldırmış, gözlerini kocaman açmış ve dudaklarını büzmüştü. Herkes bu gece kahkahalarla gülmüşler ve eğlenmeye başlamışlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Tanrıça (Dünya Serisi 1)
Fantasyİdama mahküm edilmiş bir tanrıça, Amanda Sara DARKNESS. Herkesin korktuğu acımasız bir çocuk, Christen PARKER. 'O sadece insanların acı çekmesinden zevk alan acımasız bir çocuk... Ne olmuş bir düzine insan öldürdüyse, benim elimde binlercesinin kan...