Multimedya:defne
uyandığımda içimde anlam veremediğim bir sıkıntı vardı oysa ters giden bir şey de yoktu. içimdeki sıkıntıyı bir rafa kaldırıp sakin adımlarla aşağı inmeye başladım,bugün pazar günüydü rahattım doğrusu.Mutfağa girip dolabı açtım ve kahvaltı tabaklarını masaya dizdim,her sabah olduğu gibi meyve suyumu bardağa doldurup masaya kuruldum.Kahvaltımı ederken telefonum çalmaya başladı,telefonuma bakmak üzere hızlı adımlarla odama doğru yürüdüm.telefona baktığımda babamın aradığını görünce oldukça büyük bir şok yaşadım babam nasıl olur da beni arardı acaba inadından vazgeçip benimle barışmaya mı karar vermişti? Ben bunları düşünürken telefon kapandı ve ardından yine çalmaya başladı. hadi bismillah diyerek telefonu açtım. ''Alo.''sesim titremişti lanet olsun. ''Derhal Mardin'e geliyorsun, sakın soru sorma ve dediğimi yap!'' diyerek telefonu yüzüme kapatmıştı.Bir şok üzerine bir şok daha yaşamıştım ne oluyordu anlayamıyordum ne olmuştu da babam beni Mardin'e çağırıyordu? Acaba anneme mi bir şey olmuştu ya da kardeşime belki de ağabeylerimden birine mi bir şey olmuştu? bu kötü düşünceleri aklımdan savuşturup üzerimi giyinmeye başladım.Aslında gitmek zorunda değildim fakat ailemdi onlar sonuçta başlarına ne geldiğini bilmiyordum gerçi onlar beni reddetmişti fakat yinede onlar benim ailemdi bu gerçek hep böyle kalacaktı.Çantamı da aldıktan sonra güvenliğin yanına gittim. ''Merhaba selim amca,acaba bana taksi çağırabilir misin?''dedim.''merhaba defne kızım,elbette istersen taksiyi beklerken sana çay getireyim?''dedi. selim amca orta yaşlarda düşünceli bir adamdı ve beni kızı olarak görüyordu,tabii bende onu babam olarak. ''yok almayayım teşekkür ederim selim amca rahatsız olma sen.'',''olur mu kızım ne rahatsızlığı,aşk olsun.''dedi. Tam o sırada taksi geldi.''görüşürüz selim amca,kolay gelsin sana''dedim.''görüşürüz kızım,hayırlı günler.''dedi.Taksiciye hava alanına sürmesini söyledikten sonra arkama yaslanıp düşünmeye başladım.Aslına bakılırsa onları çok özledim,özellikle babamı, benim babam bir ağaydı hemde güçlü bir ağa ve klasikti bizi severdi bunu bilirdik fakat hissettirmez idi işte oysa buna anlam veremezdim nasıl olur da bir baba çocuklarına sevgi göstermekten çekinirdi anlamıyordum doğrusu saçma geliyordu zaten. Annem benim güzel kalpli annem babam ne kadar sevgisinden mahrum bırakırsa bir o kadar da annem sevgisini dolu dolu gösterirdi, bizi korur, bizi iyi bir insan olmamız için eğitirdi. rozerin ah benim güzel kardeşim çok içine kapanık bir kızdı kimseye bir sırrını, üzüntüsünü, mutluluğunu paylaşmazdı. Baran ağabeyim çok deli yürekti her şeyi anında söyler, dediğim dedikti fakat sevgisini göstermekten kaçmazdı her zaman iyi bir ağabey idi. Berat ağabeyim ise baran ağabeyimin tam anlamıyla zıt bir karaktere sahipti. Ben bunları düşünürken şoförün sesiyle irkildim. ''Geldik abla, ücret 50 TL'' Parayı uzatıp taksiden indim.
-----------
Konağın önünde indiğimde uzun uzun görkemli kapıyı seyrettim bu kapıyı,bu konağı görmeyeli tam tamına 4 yıl olmuştu özlemiştim burayı doğrusu.Konağın kapısını tıklatıp korumaların kapıyı açmasını bekledim,kapı açıldığında konakla karşı karşıya kalmıştım resmen ölüm sessizliği vardı. Bu düşünce tüylerimi diken diken yaparken konaktan içeriye girdim. İçeride bir sürü ağa,ağabeyim ve yanında bir kızla yere çökmüş ikisininde kafasına birer silah doğrultulmuş bir vaziyette duruyorlardı. Aman Allah'ım burada neler oluyordu böyle, henüz benim geldiğimi fark etmemişlerdi. ''Neler oluyor burada!'' diye bağırdım. Hepsinin odağı şimdi ben olmuştum. ''bu da kim Mercan ağa?''dedi yaşlı adam.''kızımdır Ahmet ağa.''dedi babam,''Demek öyle ha!''dedi adının Ahmet olduğunu öğrendiğim yaşlı adam''Biri cevap versin,derhal!''diye bağırdım.Az önce babamla konuşan yaşlı adamın kaşları çatıldı ve gözlerimin içine bakarak ''Sen kızına terbiye verememişsin Mercan ağa bu kız nerede nasıl konuşulacağını kavrayamamış daha.'' dedi. Bu sözleriyle birlikte çatılan kaşlarım daha da derinden çatıldı.''Terbiyeyi sizden öğrenecek değilim,bana terbiyeyi öğretecek son kişi bile değilsiniz, şimdi ise son kez soruyorum burada ne oluyor?''dedim. Tam babam bir şey diyecek iken adının Ahmet ağa elini babama doğru kaldırıp susturdu. ''Terbiyeyi öğrenmemiş isen torunum sana zevkle terbiye nedir öğretir.'' ne diyor bu adam torunu da kimmiş de bana terbiyeyi öğretecekmiş, ah geri kafalı yaşlı bunak ne olacak.''soruna gelir isek senin bu ağabeyin olacak şerefsiz benim torunumu kaçırdı ve bende bunun bedeli olarak berdel yapılmasına karar verdim. Yani demem o ki evin tek büyüğü sen olduğun için torunum poyraz ile evleneceksin. Son sözüm budur sözümün üstüne söz istemiyorum o kadar.'' ah bu yaşlı moruğun ağzından çıkanı kulağı duyuyor muydu acaba? ''Asla dediğiniz olmayacak bunu böyle bilin. Siz kim oluyorsunuz da bana emir veriyorsunuz.''diye bağırdım. ''Sesinin ayarına dikkat et, dedemle bu şekilde konuşmana izin vermem!'' adını bilmediğim çocuk bana bağırırken sinir kat saydım sanki mümkünmüş gibi daha da arttı. ''kiminle ne şekilde konuşacağımı sana soracak değilim hem ağabeyim mi kaçırmış yoksa sizin kardeşiniz mi kaçmış nereden biliyorsunuz?'' adının Poyraz olduğunu tahmin ettiğim adam hızla yanıma gelip bana vurmak için kaldırdığı elini havada yakalayıp geri ittim. ''Sen ne yaptığını sanıyorsun adi herif!''dedim. ''Sen çok oldun ama benimle evleneceksin anladın mı beni? başka seçeneğin yok.''dedi,''Evlenmeyeceğim ne yapacaksın?''dedim,''büyük konuşma evlenmekten başka seçeneğin yok. Ha unutmuşum bir kız kardeşin daha vardı değil mi? sen evlenmezsen bende kardeşinle evlenirim, kız kardeşim için yapamayacağım hiçbir şey yok!''Rozerin'i bu işe karıştıramaz idim o daha 18 yaşında idi, bu yaşta böyle iğrenç bir adamla evlenmesine izin veremezdim.''Kardeşimi bu işe karıştırma o daha çok küçük!''dedim,''Buna sen karar vereceksin ya sen ya da kardeşin seçim senin.''dedi. Adam ya canın ya da cananın diyor resmen, şerefsiz! ''Ne ben ne de kardeşim seninle evlenecek bunu o kafana sok. Ne sizin töreleriniz ne de sen umrumdasın,hepinizin canı cehenneme!'' Poyraz olacak şerefsiz arkasını döndü.''bununla ben ilgilenirim!''dedi ve dedesinin onayını aldıktan sonra bana geri döndü. kolumdan tutmaya yeltenince bir adım geri kaçtım.''Ha! seninle hiç bir yere gelmiyorum.'' dedim ve yukarı çıkmak için yeltendiğimde kolumdan yakalayıp konağın çıkışına doğru çekiştirmeye başladı. ''Bırak lan kolumu şerefsiz herif!''diye bağırdım. o ise hiç beni aldırmadan yürümeye devam etti.Geldiğimde fark etmediğim arabalardan birine yönelip yolcu kapısını açıp adeta bir eşyayı fırlatırcasına beni koltuğa savurdu ve kapıyı kapatıp hemen sürücü koltuğuna yerleşip gaza bastı.O kadar hızlı bir kalkış yapmıştı ki az kalsın başımı torpidoya çarpacaktım.''Hayvan herif, yavaş olsana biraz.''dedim.Bana bir bakış atıp daha da hızlandı. ''Geri zekalı,salak,öküz,odun,şerefsiz...'' diye söylenirken ani bir frenle araba durmuştu.Etrafıma baktığımda ise boş bir arazide idik.''İn.'' kaba adam ne olacak. arabadan indikten sonra kapıyı hırsla kapattım.''Hey,yavaş ol!''dedi.Ona cevap vermeden kalçamı arabanın kaputuna yasladım.Poyraz da hemen yanıma geçip kalçasını benim gibi kaputa yasladı.''Şimdi beni iyi dinle.'' dedi.Ve vücudunu hareket ettirmeden yüzünü bana döndü,ben ise hiç bir şey yapmadan onu dinlemeye başladım.''Bende seninle evlenmeye meraklı değilim,fakat kardeşim için her şeyi yapmaya hazırım, o senin baran olacak ağabeyin benim güzel kardeşimi kaçırmasaydı ne sen bu durumda olurdun ne de ben,benimle evlenecek kardeşimi ve ağabeyini kurtaracaksın.Ha seninle evlenmem dersen ant olsun ki kardeşinle evlenirim!''dedi. Adi herif beni kardeşim ile tehdit ediyordu.Şimdi ise ağabeyimin ne halde olduğunu hatırlamıştım,ağabeyimi çok severdim, o da beni severdi,bilirdim.Evlenmekten başka şansım yok gibi görünüyordu ama ben evlenmek istemiyordum ki,ben her zaman özgürlüğüme düşkün bir kızdım bu her zaman böyleydi,hem böyle olmasaydı İstanbul'a kaçmazdım sonuçta. ''Pekala,seninle evleneceğim fakat şartlarım var.''dedim,''Söyle.''dedi. ''Bu evlilik tam anlamıyla formalite bir evlilik olacak ne ben senin gerçek karın olacağım ne de sen benim gerçek kocam. Bir kaç ay evli kalırız sonra boşanırız,sonuçta kimse bize boşanamazsın diye bir şey demedi değil mi?'' En mantıklısı buydu benim için. cümlemi bitirdiğim gibi poyraz karşıma dikilmişti bu sözlerim onu sinirlendirmişti demek, ne bekliyordu ki? ''Sen salak mısın ha! biz evleneceğiz ve bu tam anlamıyla GERÇEK bir evlilik olacak,bizim buralarda boşanmak diye bir şey yok bilmez misin sen?'' Aptal adam bana o kadar yakındı ki nefesini yüzümde hissediyordum. Hemen onu itekledim. ''Seninle gerçek bir evlilik yapacak kadar aptal değilim tamam mı?''dedim. ''öyle de yapacaksın ister seve seve ister zorla benim için fark etmez,şunu kafana sok en fazla 5 güne düğünümüz var. Ve senin şu saçmalıklarından hiç bir gerçekleşmeyecek,evlendiğimizde başka bir adama yan gözle bile baktığını görürsem o gözlerini oyarım,benim için de aynı şeyler geçerli,şimdi arabaya bin yarın düğün alışverişine gideceğiz.''dedi. ''Hayır dediğin hiç bir şey olmayacak!''ben bunları söylerken o beni baştan aşağı süzüyordu. ''Hey,neye bakıyorsun sen öyle!''dedim.üzerimdekini çekiştirerek ''sen bunları giyerken utanmadın mı, bu vücudunu gösterme merakı nereden geliyor?''dedi. ''Sana ne be adam istediğimi,istediğim yerde giyerim bu seni ilgilendirmez!''dedim. Elbette ki ilgilendirmezdi bu ahmak adamı. ''öyle de ilgilendirir ki bir daha böyle kıyafetler giymeyeceksin,ha çok istiyorsan tek olduğumuz zaman yatak odamızda giyebilirsin.''dedi. Sapık herif! elimi vurmak için havaya kaldırdığımda elimi havada yakaladı.''Bir daha sakın deneme bile!'' Bir şey diyemeden beni yolcu koltuğuna götürüp oturtturdu. ''Zorba herif!'' bana hiç bir şey demeden arabayı sürmeye başladı.
Konağa geldiğimizde herkes aynı yerindeydi. poyraz''Hazırlıklar başlasın 3 güne düğün var!'' diye bağırdı. Ne 3 gün mü kime sormuştu da düğün tarihini almıştı? tam konuşacak iken Ahmet ağa ''Aferin oğul,haydi ağalar gidiyoruz,ne de olsa 3 güne düğün var hazırlık yapmak lazım.''dedi. ne oluyordu böyle? hayatım tek bir söz ile tepe taklak olmuştu.Ağalar giderken arkalarından sadece bakabilmiştim. Ağabeyim gelip bana sarılırken ne bir şey diyebiliyordum ne de kollarımı kaldırıp ağabeyime karşılık verebiliyordum. Sadece zihnimde Poyraz'ın hazırlıklar başlasın 3 güne düğün var değişi yankılanıyordu. ''defne'm benim biricik kardeşim inan böyle olsun istemezdim. Sana ne dersem diyeyim bir işe yaramayacak lakin yine de seni çok sevdiğimi bil olur mu meleğim benim.'' dedi. ağabeyim ağlıyordu bunu omzumun ıslanmasından anlayabiliyordum. Ağabeyimin sözlerine kayıtsız kalamazken kollarımı ağabeyimin güçlü vücuduna sardım ve ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL -Rafa Kaldırıldı-
Romancesadece 5 kelime hayatımın akış yönünü değiştirmeye yetmiş hatta arttırmıştı bile. Ben böyle olsun istememiştim, kendi hayatım karşılığında ağabeyimin hayatını kurtarmıştım. Aslında tüm olanların suçu töre denen saçmalıktı, sevmek suç muydu? ben ceva...