Yağmur damlaları bedenini yavaşça ıslatıyordu, soğuk onu ele geçirirken derin bir iç çekti. Adımlarını hızlandırarak ara sokağa saptı, şimdilik kuru bir yer bulması gerekiyordu.
Sağ tarafında bulunan pürüzlü duvara yaslandı, nefeslerini düzenlemeye çalışırken bir eli yağmurdan ıslanmış siyah saçlarına gitti ve onları karıştırdı.
Etrafındaki seslere kulak kesildi, bütün o kirli gürültünün arasında dikkatini bir başka ses çekti. İlk önce algılamak için kaşlarını çattı daha sonra birinin şarkı söylediğini fark etti. Bulunduğu yerden bile çocuğun sesinin güzelliği fark ediliyordu, bedenini bir merak sardı ve bomboş sokağın sonuna kadar yavaş adımlarla ilerledi.
Sokağın sonuna kadar geldiğinde başını öne doğru eğerek etrafına bakındı, 'Buralarda bir yerde olmalı.' diye düşündü. Oysa attığı her adımda ona daha çok yaklaştığını bilmiyordu. Dikkatlice etrafı incelerken onu gördü, gözleri kapalıydı. Yağmurda ıslanan mavi saçları alnına dökülmüş, yüzünü kapatmıştı.
Calum hayranlıkla çocuğa bakmaktan kendini alamadı, nefesi kesildi. Orada dikilirken mavi saçlı çocuğun çoktan şarkı söylemeyi kesmiş ve gözlerini açmış olduğunu fark edemedi.
"Hey?" çocuk merakla Calum'a bakıyordu, Calum telaşla "Pardon." dedi. Çocuk gülümsedi, "Sorun değil." Calum çocuğun gülümsemesiyle kendinden geçmek üzereydi, bir insanın bu kadar mükemmel olması onun için olası değildi.
"Otur." çocuk bir eliyle yanını gösterdi. Calum çekingen adımlarla çocuğa doğru ilerleyerek gösterdiği yere oturdu ve gergin bir şekilde ayağıyla ritim tutmaya başladı. Çocuk boğazını temizledi, daha çok etraftaki gergin havayı dağıtmak ister gibiydi. "Sesim için üzgünüm." Calum şaşkınlıkla çocuğa baktı, "Sesin gerçekten güzel dostum." Çocuk omuz silkti ve gülümsedi "Teşekkür ederim." Calum iç çekerek önüne döndü.
"Michael." Calum başını merakla yanına çevirdi, "Efendim?"
"Adım Michael." Calum çekinerek adını söyledi, "Calum."
"Güzel isim." dedi Michael tek eliyle mavi saçlarını karıştırarak. Calum istemsizce gözlerini Michael'ın saçlarına dikti. "Dokunabilirsin istersen?" Michael kıkırdadı, Calum buna şaşırdı çünkü kıkırdaması bir kızınkini andırıyordu. Utançla elleri Michael'ın mavi saçlarına gitti, parmakları hızla ıslak birkaç tutamı kavramışken elini ürkekçe geri çekti.
"Ne oldu?" Michael kaşlarını çatarak Calum'a bakarken Calum yutkundu. "Hiç." Michael omuz silkerek bakışlarını Calum'a dikti, sanki birşeyi anlamaya çalışıyordu.
"Asyalı mısın?" Calum kaşlarını çattı, "Bunu nereden çıkardın?" diye sordu. Michael gülerek yüzünü Calum'ın yüzüne yaklaştırdı. "Lanet olası gözlerin çekik ve bu çok güzel gözüküyor." Calum derince bir nefes aldı, siyah gözleri onun yeşil gözleri arasında kayboluyor gibiydi. "Teşekkür ederim." Michael kendini geri çekti, Calum bir an için bunu istemediğini fark etti.
Michael duvardan destek alarak ayağa kalkarken Calum'da onu tekrarladı. "İstersen evine kadar birlikte yürüyebiliriz." Calum omuz silkti. Daha sonra Calum'ın evine doğru yürümeye başladılar, Calum bir yabancıyla evine yürümekle doğru mu yapıyordu bilmiyordu ama şuan için Michael'dan ayrılmak istemediğini fark etti.
Yol boyunca aralarında bir sessizlik hakimdi ve bu Calum'ın hiç hoşuna gitmemişti. Nihayet Calum'ın evine vardıklarında Calum minnetle gülümsedi. "Teşekkür ederim."
"Önemli değil." Michael mırıldandı. "Aslında içeri gelebilirsin." Calum etrafına göz gezdirirken mırıldandı. Sonunda tepkisini merak ettiği için gözlerini Michael'a çevirdiğinde onu hiç bu kadar yakın bulmayı beklemiyordu. Calum adeta taş kesildiğini hissetti, tüyleri diken diken olmuş, ürpermişti.
Michael gözlerini kapadı, uzun kirpikleri yüzünü gölgeliyordu. "Sence bir yabancıyı evine davet etmeli misin?" sesi Calum için bir Tanrı'nınkini andırıyordu. Calum yutkundu, daha sonra kendini hızla geri çekti. Michael gözlerini açarak yeniden o güzel kıkırdamasını yaptı, daha sonra Calum'a doğru uzanarak onun yanağına ıslak bir öpücük kondurdu.
Calum şaşkınlıkla orada dikilirken Michael çoktan gitmişti, Calum suratında bir gülümseme belirmesine engel olamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
november rain • malum
Fanfiction"Sence bu siyah saçlara sarı bir tutam yakışmaz mı?" Michael eli Calum'ın ıslak saçlarına giderken mırıldandı, Calum ürkekçe ona bakıyordu. "Bu senin olduğumu mu gösterir?" Calum yutkundu, bu hareketi Michael'ın kıkırdamasına neden oldu, "Sen zaten...