Keskin kapı zili ısrarla çaldığında "Daha yeni uyumuştum"diye mırıldandı Kaan.Uzun boyunun dezavantajıyla yerinde rahatsızca kıpırdandı.Koyu yeşil koltuklar onun için oldukça küçüktü.Kapıda ki ısrarlı sabah misafiri,elini zilden çekmediğinden evin içini keskin bir zil sesi sarsıyordu.Kaan ağzının içinde küfrederek kapıyı açtı.
"Günaydın"dedi Harun ve yer yer ıslak,yer yer beyaz montunu askıya astı."Kar başladı,hava çivi"dedi ve elindeki dumanı tüten simitleri alıp,Kaan'ın küçük dikdörtgen mutfağına girdi.Kaan odasına yöneldi ve üzerine uzun kollu bir penye geçirdi ardından banyoya girdi.Lavoboya elini daldırıp kırmızı suyun içinden malzemelerini çıkarttı ve çamaşır makinesinin üzerindeki el havlusuna yaydı.Ardından üzerine kolonya döktü.Sonra kırmızı suyun akıp gitmesi için gideri açtı.Aynaya kaçamak bakışlar atıyordu,gözlerini görürse pişmanlıkları aynayı çatlatır diye korkuyordu.Küçük su birikintisi belli belirsiz bir sesle akıp gittiğinde,Kaan suyu açtı ve ılıklaşmasını bekledi.Su ılıklaşınca önce ellerini ardından yüzünü sertçe yıkadı.Uzun saçlarını elleriyle geri itti.Saçlarını geçen kışın sonundan beri kestirmiyordu.Arkalarını arada bir makineyle Harun alsa da,önlere elini sürmemişti.Saçlarının önü kaşlarına ulaşmış hatta biraz geçmişti bile.Kaan elindeki tokayla saçlarını geriye itip topladı.Anime karakterlerindeki dövüşçüler gibi olmuştu şimdi.Tıpkı küçükken,kanla tanışmadan evvel ki gibi.Saf ve temizken...
"Kaan kahvaltı hazır!"Harun'un salondan gelen neşeli sesiyle kendine gelen Kaan,büyük adımlarla salona geçti ve masaya oturdu.
"Bu akşam için bir iş yok.Ortam sakin."dedi Harun demli çay dolu kupayı Kaan'nın önüne koyduğunda.Kaan gri gözlerini Harun'a dikti.
"Dün akşamdan sonra isabet olmuş."diyerek elindeki simit parçasını ağzına attı.
"Hani sana bahsettiğim çocuk,o yine aradı."dedi Harun çayına şeker atıp karıştırmaya başladığında.Arada bir Kaan'a bakıp gri gözlerinden ip ucu çıkartmak ister gibiydi.Ama Kaan'ı hareketlerinden anlamak imkansıza yakın bir şeydi.
"Ne dedi?"dedi Kaan dikkat kesilerek.
"İlk aradığında cevabımı duyunca sesinde oluşan o rahatlamayı anlamamak imkansızdı.Ama dün akşam aradığında çaresiz gibiydi.Numaramı arkadaşına vereceğini,onun beni hatta bizzat seni arayacağını ve yüzyüze görüşmek isteyeceğini söyledi.Ardından beni bir kız aradı,sesi oldukça gençti.Seninle birebir konuşmak hatta görüşmek istediğini söyledi.Sesinden anladığım kadarıyla,yaşından büyük hırsı vardı."dedi Harun gülerek.Bu arada bir simit yemiş,çayını yarılamıştı.
"Çok ölmek istiyorsa,çıksın köprüden atlasın.Daha fazla boka batmak istemiyorum."dedi Harun boş bir sesle.
"Eminim deneyecektir."dedi Harun gülerek.Ardından elini şakayla karışık Kaan'nın omzuna vurdu;"Daha fazla boka batabilir miyiz sanki?"
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLEGAL #wattys2021
Teen Fiction"Ah benim çok sevgili yara izim.Varlığından şikayet ettiğim,her nefesimde göğsümü sıkıştıran o çok sevgili,derin,çirkin yara izim.Hayatım boyunca hiç kabuk tutmaman ve sızlaman dileğiyle."