Songül abla çayı masaya bırakıp gitti.
Amcamız :
-Eveet. "Suçlanıyordum" hem de sizin babanız sayesinde suçlanıyordum, dedi.
İlgemle ikimiz aynı anda :
-NEE? dedik.
Aldırmadan devam etti :
-Babanız zamanında beni çok kullandı. Yasal olmayan işlere kalkıştı ve benim ikizi olmamdan yararlandı. Bana 20 yıl Türkiye'ye giriş yasağı verildi. 10 yıl hapiste yattım.
Babanız soyu Eski İzlandaya uzanan çok soylu ve tanınmış bir adamı öldürdü ve nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde hapse düştüm. Kimliğini benim cebime koymuş ve benim kimliğimi o almış. Hapisten çıkınca bir hanımefendiyle evlendim. Evlendiğimizde benim hapise girdiğimi öğrenmemişti. Aslında hala bilmiyor olacaktı ama bundan 4-5 yıl önce hapishanede 10 yıl beraber yattığımız bir arkadaş vardı "JOHN" John'la bir AVM de karşılaştık yanımda eşim de vardı. Anılardan bahsetmeye başladı. Olanları duyunca çok şaşırdı ve benden ayrıldı. 2 yıl evli kaldık. Ardından ben Yunanistan'da bir caffe de garsonluk yapan Aysu
isimli bayandan çok hoşlandım, evlendik ve 4 yaşında bir kızımız var. Aslında babanızla küçükken çok iyi geçiniyorduk. Resmen hiç beklemediğim anda beklemediğim kişiden darbe yedim.Siz nasıl yaşadınız, annem size niye bakmadı, hasta mı yoksa?
Cevapladım :
-Aslındaa babaannemizi 12 yıl önce kaybettik.
Amcamızın gözleri doldu ve ardından hemen gözlerini sildi. Haydi, dedi. Gidelim. Ben buraya sizi almaya geldim.
-Nereye gidiyoruz, dedim.
Siz artık benle kalıyorsunuz dedi.
Yurt müdürünün iznini aldık ve eşyalarımızı topladık. "Mercedes 190" 1993 serisinden bir arabası vardı. Arabaya bindik ve arabaya bindiğimizde yurttaki dürüst görünümlü, sevecen adam gitmiş yerine kaba ve kırıcı bir adam gelmişti. Yurttan çıktığımız için pişman olmuştuk. Nasıl da çabuk gelişmişti herşey. 15 - 20 dk. sonra bir sitenin önünde surduk. Antalya'nın çok işlek bir caddesindeydi. 15 - 20 bloktan (binadan) oluşuyordu. Arabadan indik ve siteye girdik. C blok'da 3.kat Daire: 6'ya çıktık. Kapıyı esmer yeşil gözlü bir kadın açtı "Yengemiz". İçeri girdik. Bizi ilgiyle karşıladı. Zavallı kadıncağız o da kesin bu adamdan çok çekmişti. Içerden adının Çisel olduğunu öğrendiğimiz kız geldi. Pek şirindi. Yarım yamalak yürüyüp "anne-anne "diyordu. Masmavi top gibi gözleri vardı. İçeri geçtik ve salona oturduk. Oturur oturmaz kapı çaldı.
Gelen bankacılardı. Haciz için geldiklerini söylediler. Çok şaşırdık. Yengemiz afalladı ve :
-Bizim hiç borcumuz yok ki dedi.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum <3