2.bölüm

6 1 0
                                    

Bu dünyada her şeye sahip olan bir kızım ben.

Bir sürü oyuncağa, güzel bir eve, güzel bir odaya, kıyafetlere.

Ama bunların hiçbiri bir şey ifade etmiyor.

Benim sahip olamadığım şeyler de var.

Mesela bir baba.

Beni bırakmayacak bir baba.

Mesela bir anne.

Beni sevecek bir anne.

Benim içimde doldurulamayacak kadar büyüklükte bir boşluk var. Her gün ölüyorum. Her gün ağlıyorum. Ama kimse duymuyor. Çünkü ben duygularımı şu sahte gülümseme ardına koyuyorum. Kimse nasılsın diye sormuyor çünkü sahte gülümsemeye inanıyorlar.

Kimse bilmiyor kimse tanımıyor beni.

"Ufaklık"

Ah bu ses!

Gözlerimi açtım. Arabadaydım. Ve yanımda bu gün tanıdığım Kuzey.

"Geldik. İn arbadan" dedi.

Ne kadar da kaba diye geçirdim içimden. Yine yüzüme bir gülümseme koydum. Ve arabadan indim. Peşinden lüks eve doğru ilerledim.

Cebinden bir anahtarlık çıkardı. Anahtar süsünün üzerinde 'K.Z.' yazıyordu. Ne anlama geldiğini merak etmiştim.

Kapıyı açtı ve içeri girdi. Hemen ardından ben de girdim ve kapıyı kapattım. Büyük bir salon bizi karşıladı. İki tane Kahverengi deri koltuk, iki tane de tekli koltuk vardı. Ortada siyah bir masa vardı. Büyük bir televizyon tam karşısındaydı. Ve bir kaç da süs eşyası vardı.

"Ne bekliyorsun gelsene! "

Onun sesiyle salonu incelemeyi bıraktım. Siyah gri kapıyı açmış beni bekliyordu. Allahım bana bakmasıyla heyecanlanıyordum.
Ona doğru ilerledim ve açtığı kapıdan içeri girdim. çalışma yeri gibi bir yerdi. Her şey siyahtı. Bir sürü kitap ve dosya vardı. Ortada siyah bir çalışma masası önünde de iki tane tekli koltuk vardı.

Kuzey çalışma masasına oturdu. Masanın önündeki tekli koltuğu eliyle göstererek oturmamı işaret etti.

Koltuğa oturup arkama yaslandım.

"Şimdi seni biraz tanımak istiyorum. Yanında olan insanlara emin ol senden daha çok değer veriyorum. Onların en ufak şeyden dahi zarar görmelerini istemem. Bilmiyorum belki de yanımızda olmana izin vermem. Sen, şimdi soracağım sorulara cevap vermek zorundasın. "dedi.

İçimde volkanlar patlıyordu.

Kuzey eline bir dosya aldı.

" Adın, soy adın? "dedi.

" Hayal Akın "dedim.

" Annen ve Baban ne iş yapıyorlar? "

" Annemin bir holdingi var. Babam.. bilmiyorum aslında. Annem işinin gücünün şerefsizlikten başka bir şey olmadığını söyler. "dedim hiç istifimi bozmadan. Kaşlarını çattı.

" Anlamadım. "dedi.

" Babam, kim olduğunu bilmiyorum. Ben daha annemin karnındayken bizi terk etmiş. Bu sorumluluk ona fazla gelmiş. Annem beni pek sevmez çünkü babama benzediğimi söyler durur. Her ne kadar itiraz etse de ona hala aşık. " dedim hafif bir kıkırtıyla. geldiğimden beri bir kez olsun gülümsemeyi kesmemiştim.

Gülümsemem genişledi.

"Peki sen? Baba yokluğunu hissetmiyor musun?"

Güldüm.

HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin