3. Bölüm

13 1 0
                                    

Saçlarımı yukarıdan bir at kuyruğu yaptım. Çantamı ve telefonumu yatağıma fırlattım.

Ben oradayken yağmur yağmaya başlamıştı ve ben de eve gelmiştim. Fazla ıslanmamıştım.

Gardrobumdan maymunlu pijamalarımı çıkardım. Fazla vakit kaybetmeden üstümsekilerden kurtuldum ve pijamalarımı üzerime geçirdim. Saate baktığımda 8 e geldiğini gördüm. Yatağa kendimi attım. Yorulmuştum. Telefonu elime aldım ve sosyal paylaşım sitelerinin bir kaçına baktım.

Aşağıdan dış kapının açılma sesi geldi. Annem gelmiş olmalıydı. Vücudumun gerildiğini hissettim.

Sakin olmalıydım. Merdivenlerde topuklu ayakkabılarının çıkardığı tok sesi duyabiliyordum. Onu dinlemediğim zaman neler olacağını biliyordum. Aptal kafam niye onu dinlemiştim ki. Sinir hastası olduğunu biliyordum oysa ki.

Kapımın açılmasıyla telefonumu elimden bıraktım. Yoksa onu dinlemediğimi bahane ederek daha da kırabilirdi.

Tahmin ettiğim gibi donuk bakışlarla girdi. Yatağımın başında dikildi.

"Hoşgeldin anne. "dedim gülümsemeye çalışarak.

" Sana ne dedim ben? " dedi.

" Ne dedin? " dedim korkakça. Yüzüme bir tokadın inmesiyle başım yana çevrildi. Saçlarımı kavramının hissettim. Saçımı geriye doğru çekti.

Yüzüme eğildi.

" Bir daha benim sözümden çıkarsan.. "dedi. Acıdan dolayı bir damla göz yaşım süzülerek eline düştü.

Hışımla elini çekti ve kapıyı çarparak gitti. Muhtemelen içmiş olmalıydı.

Kendime kızıyordum aslında. Her defasında onu haklı çıkarmak için bahaneler uyduruyordum. Onun hâlâ sevdiğim için kendime kızıyordum.

Sildim gözümden akan yaşı. Ağlamak değildi bu. Bazen biriktirdiğim göz yaşlarım barajı aşıyordu sadece.

Yataktan kalktım ve odamdaki banyoya girdim. Aynaya baktığımda yüzüm fena haldeydi. Tokat attığı yer kızarmış elmacık kemiğim biraz morarmıştı ve tırnaklarının bir kaçı gözümün yanında iz bırakmıştı. Dudağıma gelirsek fena halde patlamış ve çeneme kadar kanı akmıştı.

Yüzümü bol suyla yıkadım. Ve hafif morarmış yere krem sürdüm. Dudağıma baktığımda baya şişmişti.

Dağılan saçlarımı yeniden bağladım ve banyodan çıktım. Lambayı kapattı ve Sıcak yatağımın içine girdim.

Alışmıştım aslında bu hallerine. Beni sevmeyişine.. Her defasında nefret dolu gözlerle bakışına..

Gülümsedim. Dudağımın acısından nasibimi aldım. O bile gülümsememi istemiyordu. Kuzey geldi aklıma. O kadar kötü mü gülüyordum sahiden?

Merdivenlerden yeniden seslerin gelmesiyle kalbim hızla çarpmaya başladı. Hemen gözlerimi kapadım.

Kapı yavaşça açıldı. Yine topuklu sesleri.. Yatağımın bir tarafı çöktü. Yatağıma oturmuştu. Yüzüme sıcak elinin demesiyle gevşediğimi hissettim. Sanki bana bütün bunları yapan o değilmiş gibi. Bozuk nefes alışlarından ağladığını anladım.

"Ona o kadar çok benziyorsun ki! Bir tarafım sana sarılmak için can çekişirken bir tarafım sana büyük bir öfke besliyor. İnan benim de canım acıyor. "

Bir hıçkırık koptu ağzından.

" Ona olan sevgim öfkem kadar büyük. Bu gün seneler sonra ilk defa onu gördüm. Mavi gözlerini. Tıpkı seninkiler gibi. İç çekişini duydum. Adımı söyledi. Gözlerinde kayboldum. Yıllar sonra ilk defa ismim bu kadar anlamlı geldi. Tıpkı ben ne yaparsam yapayım senin bana anne deyişin gibi. Ne yaparsam yapayım benden vazgeçme olur mu? Senden sandığın kadar nefret etmiyorum çünkü. " dedi. Ağlayışını anlamamı destekleyen bir kaç ses daha duydum. Sonra ayak sesleri ve gidişini.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin