Medya Ağaç ev
Herkesin geçmişte bıraktığı bir acı,acı'nın bıraktığı bir yara izi bulunur. Bazı yaralar vardır ilk önce kanar,daha sonra kabuk bağlar. Ama bazı yaralar vardır ki ne kanar ne de kabuk bağlar.Sadece gerisinde geçmeyen bir acı bırakır.
Temmuz,2015( İsviçre)
Küçük ağaç ev'in hemen aşağısına kurduğumuz hamakta yıldızlı gecenin tadını çıkarıyorduk.Kahkaha seslerimiz uğuldayan rüzgar sesini bastırıyordu."Şşş,birisi duyacak sesiz ol."
"Duysun."dedim çocuksu bir ses tonu takılarak.
Bu tavrıma karşı bir süre gülümsedi.
"Çok seviyorsun değil mi Alin?" dedi gökyüzünü gösterirken.Ben ise soğuyan havanın etkisiyle üşeyen bedenimi ısıtmaya çalışıyordum.Başımı ondan tarafa çevirip bir süre yüzünü inceledim;küçük üçgen yüzü hokka burnu ve dolgun dudaklarıyla uyum sağlıyordu.Büyük ela gözleri uykusuzluğa yenilmiş, göz altları morluklaşmıştı."Evet."dedim kısık bir sesle.
Nehir,hamak'tan yavaşça kalkarak ağaç ev'in merdivenlerini tırmanmaya başladı.
"Nereye?"diye sordum meraklı bir sesle."Geliyorum,bekle."
Beş dakika sonra Nehir elinde küçük bir kutuyla yanıma doğru yaklaştı. Ben ise meraklanıp oturur pozisyonu alırken,kutuyu elime verdi.Ve yanıma oturdu.Önüme gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım ve kutuyu salladım.
"Bu ne?"diye sordum.
Başını sağa sola çevirip bana döndü. Yüzüne ufak çaplı bir tebessüm yayılmıştı.
"Açman için verdim Alin." kıkırdadım kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıp kutuyu açtım.Kutuda yıldızlı bir kolye vardı.Kolyeyi kutudan çıkarıp dört parmağımın üzerine koydum.Ben kolyeyi incelerken konuşmaya devam etti."Yıldızlara bakmak için karanlık geceyi bekleme,her zaman yanında parlayan bir yıldızın olsun."
Bu söylediği sözle iki dudağımın arası hafif aralandı.
"Bu çok güzel...diye mırıldandım boynuna sıkıca sarılırken,
Çok teşekkür ederim."dedim ağlamaklı ses tonumla."Beğenmene sevindim."diye mırıldandı.
O da bana sıkıca sarılıyordu.Beni nazikçe itip kolyeyi elimden aldı.
"Hadi takalım şunu."omzuma gelen saçlarımı elimle toparladıktan sonra kolyeyi takması için havaya kaldırdım.O kolyeyi takarken göz ucuyla bende kolyeye bakmaya çalışıyordum.
"Yakıştı mı?"dedim saçlarımı indirirken."Çok yakıştı."dedi kısık ses tonuyla.Hava daha serinleşmişti,üşümemek için elimi omzuma sürttüm.Nehir bu halimi görünce kaşlarını çattı.
"Üşüdün mü sen?"
Gülümsemeye çalışarak başımı evet anlamında salladım.Gözlerinden öyle bir ifade geçti ki,bir süre gözleri gözlerimde takılı kalırken bir anda yüzü düştü.Hala yüzüme bakıyordu."Ne oldu?"diye sordum ciddi bir sesle.Kaşlarını kaldırarak başını yan çevirdi.
"Yok bir şey."dedi kısık bir sesle.
"Nehir,dedim direterek
Ne oldu?"baş parmağı ve işaret parmağıyla alındaki saçları geriye doğru savurdu.Ve konuşmaya başladı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen Fictionİntikamın birleştirdiği ateşte dans ederek kül olacak iki isim Bora ve Alin "Gece'nin karanlığının kıymetini bilmeyen insanlara bu gece de okkalı bir teşekkürüm vardı ta derinden." Benliğini kazırken sokaklara hiç ummadığı bir anda o sokakların sah...