Güne klasik anne bağırmalarıyla baslayan bir kız değilim ben daha çok babam bağırır Birsen uyan çabuk sürahi geliyor seklinde. Yine aynı kelimeler kulağımda yankılanırken açtım gözlerimi. Yatakta doğruldum ve içimden okulun kapanması için bir sürü dua ettim. Banyoya gidip gerekli ihtiyaçlarımı karşılayıp tekrar odama döndüm. Dolabımdan bugün giyeceklerimi çıkarttım ve maşayla hızlıca saçıma hafif dalgalar verdim. Hazırlandıktan sonra çantamı da alıp aşağı indim her zamanki gibi tüm aile masada. Annem çayları dolduruyor, babam günlük gazetesini okuyor ve Hüma uykusunu alamadığı için sofrada uyukluyor.
-Günaydın
-Günaydın yavrum
-Günaydın kızım
-Anlaşılan birileri yine bilgisayarla sabahlamış. Hümayı dürtüp uyandırdım.
-Of abla ya
-Ne be yalan mı
-Yok ben diyorum yasaklayalım şu bilgisayarı diye ama bu evde annenin sözü dinlenmiyor ki
-Hayatım bu kadar yasaklayıcı birisi olma. Eminim Hüma artık daha az oynayacaktır bilgisayarla.
-Aman tamam bişey demiyorum.
Bir bardak çay içip, bir adet nutellalı ekmek yiyip kalktım ve doğruca otobüs durağına yola koyuldum. Otobüsle gitmeyi ben istemiştim. Çünkü servis çok erken geldiği icin uykumu alamıyordum sonra da derslerin çoğunda uyuyakalıyorum. Hem ılımla birlikte dedikodu yaparak gitmek çok eğlenceli.
Otobüs nihayet geliyor. Çantamdan kartımı alacağım ama bulamıyorum. Cok guzel ne bulduysam atmışım çantama. Neyse ılımdan basıyım bu seferlik. Otobüste hemen Ilımı aradım ama yok binmemiş kesin kaçırdı. Ne yapicam ben şimdi kahretsin. İnsem iyi olacak o da ne otobüs hareket ediyo. İste simdi yandım.
Ben bağırmaktan nefret ederim ama el mahkum.
"P-pardon fazla bakiyeniz varmı?
Hadi ama bi binişlik vardır dimi. Yok kimse de insanlik kalmamış.
"Al kızım burdan bas." çok tontiş bi teyze sesimi duydu nihayet.
"Çok teşekkür ederim"
Kartı okutacağım sırada bir el benden önce davrandı ve iki kez bastı arkasina baktim baska biri icinmi diye ama kimse yok.
"Pardon geçebilirmiyim?" diye izin istedim ama kipirdamadi.
"Hey çocuk sana soyluyorum kenara cekilirmisin?" yine çıt yok. Sinirlenmeye başlıyorum artık.
Çocuk sapkasini kaldirdi ve bana doğru döndü. Göz göze geldik yesil gozleriyle bana bakiyodu. Olamaz Emreydi bu. İki yıl önce beni aldatıp hic birsey soylemeden kaybolan, beni çaresizce bırakan şerefsizdi.
"S-sen senin ne isin var burda. Ne yüzle karşıma çıkıyosun."
"Birsen konuşmamız lazım." Otobüsteki herkes bize bakıyodu. Karti teyzeye verdikten sonra hemen butona bastim ve otobüsün durmasini bekledim.
İnanmıyorum ya inanamıyorum ne hakla karşıma çıkıyodu. Ben onu o kadar çok severken bu yaptığı adilmiydi. Beni öylece bırakıp çekip gitmesi ardından hiç bisey olmamış gibi gelmesi adilmiydi.
Hemen otobüsten indim ve ondan olabildiğince uzaklasmaya basladım. Zihnim durmuştu ne yapacağımı bilemez bi halde oylece yuruyodum. Araba sesleri, insanların gülüşmeleri, kadınların topuklularının sesleri, martıların sesleri, rüzgarın dalgalarla çarpısma sesleri kulağımda yankılanıyordu. Denize karşı oturdum bi an canlandı geçmiste yasananlar.
İki yil önce tanıstik Emreyle . Ortak arkadaslarımız vardı. Bi partide tanıştık, konuşmaya falan başladık. Sonra ben ona aşık oldum yavas yavas asık etti beni kendine. Fazla zaman geçmeden sevgili olduk. Baya iyi anlaşıyoduk nerdeyse hic kavga etmiyoduk. Onun yanindayken kendimi bulutlarda gibi hissediyordum. Neredeyse bir senemiz dolacaktı. Balo zamani gelmisti okul her sene balo düzenlerdi 12.sınıflar icin. O gün o kadar güzel olmalıydım ki Emre beni görünce bana tekrar tekrar aşık olsun. Hazırlandım Ilım ve Kaan beni almaya geldiler. Emre'yi sordum bilmediklerini söylediler. Sonra aradım biraz gecikecegini söyledi. Balo yerine vardık tekrar aradım acmadi. İçime bi sıkıntı girdi. Sonra mesaj attım yine cevap vermedi, konustugumuzdan beri tam iki saat gecti ama Emre ortada yok. Ilım'a haber verip hemen Emre'nin evine gittim. Yol boyunca aradım ama yine cevap yok iyice meraklandım. Evine vardığımda ışıkları yanıyodu. Unutkan birisi olduğu icin anahtarını evde unuttuğu zamanlar bi tane anahtar da bana vermişti. Anahtarın çantamda olması icin dua ettim ve evet çantamdaydı süpriz yapıcaktım ona. Kilidi çevirdim ve kapı açıldı hemen koşarak merdivenleri çıktım odasından müzik sesi geliyodu. Yavaşca odasının önüne geldim tam süpriz diye bağıracağım sırada iğrenç bi manzarayla karşılaştım. Emre ve Melis yatakta. Kapıdan destek alarak zar zor ayakta durdum. Konuşamıyodum böyle bi durumda nasıl konuşabilirdim ki. Beni aldattı o benim arkadaşımla yattı. Emre gözlerini ovusturarak yatakta doğruldu ve karşısında beni görür görmez bi küfür savurdu ağzından. "A-Aşkım açıklayabilirim lütfen " "Allah belanı versin!" "Allah ikinizinde belasını versin!" "Emre noluyo" Melis pisligi yeni uyaniyodu . " Sen nasıl yaptın bunu ya. Onu sevdiğimi bile bile nasıl yaptın bu haltı." " İkinizide bi daha görmek istemiyorum." konusamadilar ikiside öylece beni dinlediler. Ne konusucaklardi zaten benimle nasil alay ettiklerini, mi arkamdan nasil gulduklerini mi. Kapiyi carpip ciktim o lanet evden. Hickira hickira ağliyodum sokakta insanlar tuhaf gozlerle bakiyolardi. O gece eve cok gec gittim kendimi odaya kitledim ve sabaha kadar agladim. İlk bir hafta boyle gecti okula gitmedim zaten sonra öğrendim Melis kaydini aldirmis Emre'de kimseye bisey söylemeden kaybolmus. Simdi geri döndü ve hayatimin icine etmek icin hic vakit kaybetmiyor. Gözlerim yanıyodu o an farkettim ağladığımı. Onun yüzünden ağladığım için bir kez daha küfrettim kendime.
