Huysuz yan komşumun sesiyle bir pazartesi sabahına uyanmak belki çok kötüydü, ama yatakta sağa döndüğünüzde uyuyan bir sevgiliniz varsa emin olun böyle bir sabah için çok güzel.
"Günaydın bebeğim"
"Günaydın Venüs"
Ashton'un bana dünden hala sinirli olduğunu biliyordum. Alt tarafı topluca birşeyler içmeye gitmiştik ve ben fazla kaçırdığım için erken dönmek zorunda kalmıştık. Hem fazla zaman geçiremediğimiz hem de rezil olduğumuz için bana sinirlenmiş eve gelince de bir ton bağırmıştı. Bu Ashton'ın yapısıydı, bana bağırır vurur ve kırar sonra da özür dileyip sarılırdı. Bende affederdim, çünkü ben Venüs'tüm. Irwin ailesinin biricik oğlunun sevgilisiydim. Ashton'la uzun zamandır birlikte olduğumuz için ailesi ve çevresi beni tanıyordu. İşte bu yüzden ne yaparsa yapsın onu affederdim. Saygı duyulan biriydi, ona karşı gelmek bana bile yasaktı.
"Akşam bir davet var Venüs, ona göre hazırlan"
"Ben gelmesem olmazmı Ashton, zaten kimseye bir faydam da yok, bütün gece sadece oturuyorum"
"Sorun da burda Venüs oturmanı istediğim için benimle geliyorsun, seni en son Michael'la evde bıraktığımda hastane de sabahlamıştık. "
Yine bir toplantı gecesi Ashton'a yalvarıp evde kalmıştım. O da bana sahip çıkması için Michael'ı eve göndermişti. Benim ısrarlarım üzerine ocak ayında havuza girmiştik. Ashton geldiğinde ise feci üşütmüş olduğum için hastaneye gitmiş ve iki gün yatmıştım izin vermemesini anlıyordum.
Daha fazla ısrar etmeden kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim. Sofraya Ashton'ın sevdiği şeyleri koyarken amacım bana olan kızgınlığını geçirmekti.
"Kahvaltıyı şirkette yapıcam, uğraşma boşuna. Evde de tek kalma kızları çağır akşam gelmeye yakın ararım hazırlanırsın"
Daha cevap veremeden kapıyı çarpıp çıkmıştı. Elimdeki herşeyi geri yerine koydum ve odaya çıktım. Belki birazdan uyumak herşeyi geçirirdi.
Yaklaşık bir saat süren ağlama seansından sonra Ashton'ın ortaklarından olan Luke'un eşi Slvya'yı çağırmıştım. Slyva ve Luke yaklaşık 8 yıldır beraberlerdi, geçen yıl sadece bir nikahla evlenmişlerdi. Düğün işini sonra yapmak istediklerini biliyordum.
"Bu Ashton Venüs, ağlama artık onun karakterini hepimizden daha iyi biliyorsun"
"5 yıl oldu Slvya, her günümüz kavga ve gürültü ya da onun sinirlenmesiyle son buldu. Bazen hiç tanışmasaydık diyorum"
"Bak bunu Ashton'la konuş, biraz zaman istediğini söyle dinlenmek istiyorum de, yorulduğunu emin ol hepimiz görüyoruz Venüs"
"Bunu sadece Ashton göremedi, eğer görseydi bu durumlara gelmezdik.Sadece normal sevgililer gibi olmak istedim, el ele bir pazar sabahı gezmek gibi şeyler düşündüm,büyük şirket toplantıları, silahlar düşmanlar ya da bir sürü pis işler istememiştim"
"Sen bunları bilerek bu ilişkiyi istedin, katlanmak zorundasın, bide bana bak Luke'la çok kavga ettik evi terk ettim kaç gece sizde kaldım Venüs, ama şu an evliyiz"
Slvya'ya cevap vermeden masadan kalktım ve odaya doğru gittim. Ashton'ı arayıp akşam gelmeyeceğimi ve bir süre anneme gitmek istediğimi söyleyecektim. Bir iki çalıştan sonra telefonunu açtı;
"Alo, Venüs şu an müsait değilim bir sorun mu var "
" Hayır sadece akşam gelmek istemiyorum, iki günlüğüne annemlerin yanına gidicem eve geldiğinde beni bulamazsın diye haber vermek istedim"
"Afedersin ama kimden izin aldın Venn"
"Ashton çocuk değilim emin ol izin almama gerek yok"
Cevap vermesine izin vermeden telefonu kapadım. Büyük ihtimalle çok fazla kızacaktı. Hatta eve döndüğüm zaman beni fena benzetecekti. Ama şu an bunu değil, Ashton evi basmadan hızlı hızlı hazırlanıp çıkmam gerektiğini düşünmeliydim. Slvya gitmişti, yardım isteyebileceğim kimse yoktu. Çocuklardan birini çağırsaydım kesinlikle Ashton'ı ararlardı.
Küçük bir bavul hazırlayıp yolda yemek için ıvır zıvırları çantama doldurdum. Arabayı çalıştırırken sanki bir daha dönmemek üzere gidiyomuşum gibi eve son kez baktım. Bir çok şeyi burada yaşamıştık. Kavgalar, bağırışlar ve güzel zamanlarımız olmuştu. Ashton'la tanışırken bunların hiçbirini düşünmemiştim. Sadece takılmak üzere yemek teklifini kabul etmiştim.
5 yıl önce, New Jersey;
Slvya'nın zoruyla onun erkek arkadaşının doğum günü partisine gidiyorduk. Normalde hayatta gitmezdim, lise son sınıftım önümde üniversite planları vardı ve oturup çalışmam lazımdı. Ama Slvya 3 yıldır birlikte oldukları Luke'la hala tanışmadığım için çok sinirliydi, eğer parti teklifini reddetseydim beni öldürebilirdi. Önünde durduğumuz eve bakarak Luke'un çok varlıklı olduğunu düşündüm. Hadi ama 21 yaşındaydı baba parası yemek için çok ideal bir yaş.
Evden içeri girerken bahçede öpüşenler tamam belki biraz daha ilerisini yapanlar, müziğe uymadan dans edenler, çimenlerde yatıp ağlayanlar vardı.
"Hadi Venüs, Luke orada bizi bekliyor"
Slvya'nın çok heyecanlı olduğunu düşünerek hızlı yürümeye başladım. Bir yandanda ona bakıyordum. O çok güzeldi benim soluk sarı kısa saçlarımın yanında onun saçları uzun bakımlı ve siyahtı. Ya da onun büyük yeşil gözlerinin aksine benim gözlerim çekik ve kahverengiydi.
"İşte Venüs bu erkek arkadaşım Luke"
Tamam karşımda 2 metre bir çocuk beklemiyordum. Yakışıklı olduğunu biliyordum az çok fotoğraflarda görmüştüm ama bu kadar da uzun olduğunu düşünmemiştim. Karşımda kocaman gülümseyip elini uzatırken ne kadar terbiyesiz olduğumu fark ettim.
"Ben Venüs, ama genelde Venn derler'hangisi daha uygunsa kullanabilirsin"
"Bende Luke, tanıştığıma çok memnun oldum Venüs, hadi içeri geçin çocuklar bizi bekliyor"
Çocukların kim olduğunu sormadım, büyük ihtimalle Luke'un arkadaşlarıdır diye düşündüm. Yan yana dizilmiş üç tane yakışıklı olduğunu düşünmemiştim.
"Bu Calum, buda Slvya'nın yakın arkadaşı Venüs"
Asyalıya benzeyen çocuğu bana tanıtırken gözüm sonda duran kıvırcık saçlı çocuktaydı.Fazla sessiz gibi duruyordu.
" Bu Michael, ve son olarak buda Ashton"
Adının Ashton olduğunu öğrendiğim çocuğa hafif tebessüm ederken başıma çok büyük bir bela aldığımı düşünememiştim