Third Day

3.1K 206 52
                                    

hazelnutbutter: doğruyu söylemek gerekirse

hazelnutbutter: seattle'ı özlememişim

hazelnutbutter: fakat şuan iyi modumdayım çünkü az önce taco bell'de üç tane tacoyu mideme indirdim lol

godblessme: daha önce burada bulundun mu?

hazelnutbutter: evet

hazelnutbutter: hey kennewick alaska'da değil! Aynı eyaletteyiz ve şehirler birbirine yakın

hazelnutbutter: birkaç defa arkadaşımı görmek için uğramıştım

hazelnutbutter: sadece biraz fazla teknoloji kusuyor ve kennewick gerçekten sessizdi haha buna alışık değilim

godblessme: uh anladım :)

godblessme: üniversiteyi gezdin mi

hazelnutbutter: evet, burası harika

hazelnutbutter: oda arkadaşımla bile tanıştım

godblessme: oh

hazelnutbutter: evet, oldukça sevimli bir kız :)

hazelnutbutter: ama sen daha tatlısın

godblessme: aww

godblessme: senin için sevindim

godblessme: yerinde olsaydım kendimi tuvalete kapatırdım lol

godblessme: şey

godblessme: insanların arasında kendimi biraz garip hissediyorum

hazelnutbutter: sosyal fobi gibi mi

godblessme: evet sanırım

hazelnutbutter: sana cesaret ışınlasam?

godblessme: işe yarayacağına eminim. Beni iyi hissettiriyorsun :)

hazelnutbutter: pekala

hazelnutbutter: bu güzel çünkü seninle gerçekten yüz yüze görüşmeyi isterim, mabell

hazelnutbutter: yemek ısmarlarım ;)

godblessme: aw

godblessme: gerçekten harika olurdu

hazelnutbutter: olacak :)

godblessme: uh

godblessme: pekala

godblessme: macy's nasıl?

hazelnutbutter: bana uyar, tatlım

hazelnutbutter: seni saat üçte starbucks'ın önünde bekleyeceğim :)

✎✎✎

godblessme: hey

godblessme: yurda ulaştın mı?

hazelnutbutter: uh evet

hazelnutbutter: benden uzun olduğunu bilmiyordum lol

hazelnutbutter: yanında kardeşin gibi duruyordum

godblessme: hayır

godblessme: yanımda kız arkadaşım gibi duruyordun

godblessme: ve uh

godblessme: çok garip ama bana farklı şeyler anımsatıyorsun

hazelnutbutter: benden etkilendin demek?

godblessme: yapma

hazelnutbutter: pekala utangaç kız 

hazelnutbutter: fakat üzgünüm ama etkilendiğini fark ettim

hazelnutbutter: neredeyse içime düşecektin, güzelim

godblessme: cidden mi?

hazelnutbutter: önemli değil

hazelnutbutter: bundan hoşlandım

hazelnutbutter: ve sesin çok güzel

godblessme: aww teşekkür ederim :)

hazelnutbutter: sen de güzelsin

godblessme: hadi ama, çillerimi görmedin mi

hazelnutbutter: oldukça tatlılar

godblessme: ama güneş yüzümü kızartıyor

hazelnutbutter: ki domates en sevdiğim meyvedir

godblessme: sanırım vazgeçmeyeceksin

hazelnutbutter: asla

hazelnutbutter: seni arayabilir miyim

godblessme: oh demek gizli gizli numaramı istiyorsun

hazelnutbutter: aslında skype da var ama istediğin buysa eğer...

godblessme: kıvırma

godblessme: 962 1588 432686

godblessme: aramanı bekliyorum

*+962 4054 522300 arıyor*

*Arama başladı*

''Mabell.''

''Uh hey.''

''Numaranı almalıydım.''

''Önemli değil.''

''Bugün beni öpmek istedin.''

''Ne zamandan beri bu kadar açık sözlüsün?''

''Hep öyleydim, güzelim.''

''Uh ben sadece... şey, gözlerin çok güzel. Öyle garip ki seni zaten tanıyormuşum gibi hissediyorum, Julianne.''

''Önemli olan da bu değil mi zaten? Zaman sadece bir şeyleri hafifletmek için var, fakat iki insanın birbirini tanıması için o kadar da gerekli olmayabiliyor.''

''...''

''Hey, yoksa ağlıyor musun?''

''Hayır, sadece bir şeyler hatırladım.''

''Anlatabilirsin.''

''Bahsettiğim kız... Julianne ile küçükken, çocuk parkında tanışmıştık. Onunla sadece birkaç dakika içinde yakın arkadaş olmuştum. Beni zorbalık eden çocuklardan korurdu. On iki yaşına kadar asla birbirimizden kopmadık ve... sonra bilirsin, o benden hoşlandı ve ben bunu istemedim. Ondan özür dilemeliydim fakat buna zamanım bile olmadı çünkü bir gün evlerinin önünden geçerken bahçelerinin önünde duran o büyük kamyonu gördüm, birkaç adam evin eşyalarını içine taşıyordu. O ise merdivene oturmuş, öylece onları seyrediyordu. Yanında o çocuk vardı. Beni fark edince gözlerimin içine birkaç saniye baktı ve tekrar ona döndü. Yorgun ve üzgün görünüyordu, belki de çocuktan ayrılmak zorunda kalacağı içindi... uh sadece... içimde hala hissettiğim büyük bir pişmanlık var. Yüzünü bile bulanık hatırlıyorum oysaki.''

''Onun hakkında hatırladığın bir şey var mı?''

''Ensesindeki renkli saçları. Kestane rengi saçlarını toplamadığı zamanlarda onları kolayca gizlerdi. Çok saçma ama tek hatırladığım bu.''

''Bu çok sevimli, ancak bazen geçmişe bağlı yaşamaktan çok önüne bakman gerekiyor, Mabell.''

''Biliyorum, teşekkür ederim, Julie... yanımda olduğun için. Şey, annem odamı basmadan yatsam iyi olacak, merdivenden adım sesleri geliyor ve fısıldayarak konuşmak çok zor.''

''Pekala, renkli rüyalar, Mabell. Seni seviyorum.''

''Ben de seni seviyorum, Julianne.''

🌻Çiçek Taçlı Kız ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin