Bir gün müşriklerden biri, Resulullah (s.a.a)'i sokakta görünce, Hazretin başına bir miktar çer-çöp ve pislik attı. Resulullah (s.a.a) bir şey söylemedi ve haliyle eve döndü. Hz. Fatıma (a.s) babasının bu vaziyetini görünce koşup derhal su getirdi, ağlar gözle babasının başını ve yüzünü yıkadı. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Kızım ağlama, mutmain ol ki, Allah (c.c) babanı düşmanların şerrinden koruyacak ve onlara galip kılacaktır." [1]
Bir gün Hz. Fatıma (a.s), müşriklerin Mescid'ul- Haram'da oturup babasının katli için komplo düzenlediklerini gördü ve ağlar bir gözle eve dönüp müşriklerin aldığı kararı babasına haber verdi.[2]
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.a), Mescid'ul- Haram'da namazla meşgul iken müşriklerden bir grup kimseler, Hazreti alay edip incitmek istiyorlardı. Onlardan biri yeni kesilmiş bir devenin rahmini götürüp kan ve pisliği ile birlikte, Resulullah secde halinde iken O'nun sırtına attı. Orada hazır bulunan ve bu manzaraya şahit olan Fatıma (a.s) bu durumdan çok rahatsız olup ağlayarak Resulullah'ın yanına koştu ve devenin rahmini kaldırıp uzak bir yere attı. Resulullah (s.a.a) secdeden kalkıp namazını bitirdikten sonra o insanlara beddua etti.[3]
Fatıma (a.s) bu küçük yaşlarında bu çeşit hadiseleri görüp babasının yardımına koşuyor ve babası için adeta annelik yapıyordu. İşte bundan dolayı Resulullah (s.a.a) ona, "Ümm-ü Ebîha" (babasının annesi) lakabını vermiştir. Rivayetlerde nakledildiğine göre; "Resulullah (s.a.a) Fatıma'nın yüzünü öpmedikçe uyumuyordu." [4]
[1] - Tarih-i Taberi, c. 2, s. 344.
[2] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub, c. 1, s. 174.
[3] - a.g.e. s. 60.
[4] - Keşf'ul- Ğumme, c. 2, s. 93.