İlk deneyimim. Yazım hataları olabilir görmemiş gibi yapın. Umarım beğenirsiniz.
^^İyi okumalar^^
^^Ders, adı üstünde edebi'YAT yani ; aklıma sadece yatmayı ve uyumayı çağrıştırıyor. Ben bunları düşünüp uyurken hocanın uyarısıyla irkildim. Poyraz yanımda beni dürtelerken hala uyukluyordum ama Poyraz izin vermiyordu. Bende haliyle toparlanıp kalktım Poyraz her zaman ki gibi gülümsüyordu. Can dostum benim. Biz aramızda konuşmaya başladık başlamasına ama sürdüremedik neden? Hoca yüzünden tabii.
İkimizde sinirlenip arkamızı dönerek;
''Anlat, anlat'' diyorduk kahkahalarımızın arasında.
Zil sonunda çaldı. Kumsal' ın yanına gidip sarıldım. Sanki kırk dakika da özlemiştik birbirimizi... Poyraz' da yanımıza geldiğinde Kumsal'a tuvalete gittiğimi söyleyip o yöne doğru yürümeye başladım. Sanki biri beni izliyordu ya da ben öyle hissediyordum, hayal gücümün bir ürünü olduğunu düşünüp tuvalete girdim. Sanırım fazla sigara içmiştim. Çünkü astım krizim tuttu her zaman ki gibi şiddetle öksürmeye başladım. Nefes almamın zorlaştığını hissettim. Astım ilacımı sınıfta, çantamın içinde bıraktığımı, üstümü güçlükle aramaya başlarken fark ettim ama elimi cebime soktuğumda ilacımı buldum. Nasıl olabilirdi ki ? Aşağıda bıraktığıma emindim. Bunları daha fazla düşünmeden ilacın içindeki havayı içime çektim ve yavaş yavaş sakinleştiğimi hissettim.
Kendimi toparladıktan sonra tuvaletten çıkıp sınıfa yöneldim, giderken Kumsal yanıma gelip endişeyle '' İyi misin ?'' diye sordu.
Bende anlatma gereği duymadan ''İyiyim canım'' dedim.
Daha sonra çantamı açıp ilacımın orada olup olmadığına baktım. Oradaydı. Şaşkın bir ifadeyle ilacı elime alırken diğer elimle cebimdekini çıkardım. Elimde iki ilaç vardı. Anlayamıyorum nasıl birden iki tane oldu ? Annem koymuştur diye geçiştirdim kendi kendime. İşkence zili yani ders zili çaldı. Kumsal'ın yanağından öptüm. Poyrazla sınıfa girdik ve yerimize oturduk. Dersi uyuyarak noktaladım. Çalan zilin sesiyle kendime gelip bunun çıkış zili olduğunu anlayıp toparlanarak sınıftan çıktım. Poyraz ve Kumsal ile vedalaşıp evin yolunu tuttum. Poyraz, Kumsal ve ben ayrılmaz üçlüydük; bugün de Kumsalların evinde buluşmak için sözleşmiştik... Tabi önce eve gidecektim. Ben yolda zar zor yürürken önüme bakmayıp yere baktığım için birisine çarptım.
Hemen ''pardon'' deyip yoluma devam edecektim ki kolumdan tutup beni durdurdu. Kulağıma;''önemli değil'' dedi fısıldayarak.
Neden böyle saçma bir şey yaptığını anlamayarak yüzüne baktım. Esmer, yeşil gözlü ve belirgin yüz hatları olan bir çocuktu. Gözlerinin yeşili orman gibi derindi içinde kayboluyordum adeta...
''İltifatların için teşekkürler'' dedi ve güldü.
''Bunları dışımdan söylemiş olamam herhalde'' dedim endişeyle.
''Söyledin maalesef'' dedi yine o pis sırıtışıyla.
Kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı.
''Unut gitsin'' deyip hızla eve doğru ilerledim.
Çok utanmıştım, nasıl öyle şeyleri dışımdan söylemiştim ? Evin kapısının önüne geldim. Anneme mutlu görünmek için yalancı gülümsememi takındım ve anahtarla kapıyı açıp içeriye girdim. Anneme küçük bir öpücük yollayıp hemen odama çıktım ve kapıyı kapattım. Kendimi yatağımın üzerine attım. Çok tuhaf şeyler olmuştu bugün, hiç birini anlamıyorum önce olmayan ilacımı bulmam sonra ise tanımadığım birinin kulağıma bir şeyler fısıldaması şimdi ise kalbimin hala ritminin normalden farklı olması. Bunları daha fazla düşünmek istemiyordum. O yüzden kulağıma kulaklığımı takıp müzik dinleyecektim ki aşağıdan annemin sesini duydum, yemeği hazırlamıştı herhalde. Kumsallara gideceğim için üzerimi değiştirdim, beyaz yazılı siyah tişört ve altına siyah kot giydim, üzerime de ojelerimle aynı renkte bordo hırkamı giydim tabi genel olarak siyah renkli giysileri tercih ederdim kendim gibi siyah.. hızlıca saçlarıma şekil verip aşağıya indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son kez
Science FictionHayatında sayılı insan olan, annesine bağlı ve sadece iki arkadaşı olan, onlardan başka kimseye güvenmeyen karanlık bir kız. Eylül. Etrafında gölge gibi gezen, sevecen, bir o kadarda esrarengiz bir çocuk. Özgür. Eylül'ün anlaşabildiği iki arkadaşı P...