Bulut'dan Devam..." Hepsi eğitim binasında abi. Dediğin gibi hepsini bağladık ve konuşup ikna ettikten sonra çözeceğiz. " dedim. Ayağa kalktı ve telefonunu alıp ceketinin iç cebine koydu. Yanımdan geçerken
" Ekibi topla ve gençlerin yanına gelin. " dedi. Birlikte odadan çıktık. O aşağı indi bende diğerlerini alıp onun peşinden indik. Çocukları bağladığımız oda, dört köşesi ses geçirmeyen, dışaradan içeriye gösteren ama içerden dışarıyı göstermeyen camlarla çevriliydi. Erkan abi ışığı açmış onları izliyordu. Hepsi çok korkmuş gözüküyordu. Bazıları ağlıyordu bile. Erkan abi bizi farkedince bize döndü.
" İçeri giriyoruz. " dedi. Derin bir nefes alıp kapıyı açıp içeri girdi.
Onun peşinden de biz girdik. Bizi gördüklerinde hepsi çok şaşkın bir şekilde bizi izliyordu. Arabayı çizen kız önce şaşkınlıkla bir süre bana baktı, kısa bir gülüşün ardından" Arabanı çizdim diye bu kadar zahmete girmene gerek yoktu. Sorunun kardeşlerimle değil, benimle. Çöz onları! " dedi. Bir araba için böyle birşey neden yapacaktım ki. Evet, yaptığı doğru birşey değildi. Ama böyle birşey yapmazdım.
" Bakın çocuklar, hiçbirini, arkadaşınız araba çizdi siye buraya getirip bağlamadık. Ben Erkan Çelik. Sizin gibi sokakta yaşayan çocukları topluyoruz. Uzun süreli ve zor aşamalı bir eğitimden geçiriyoruz. Ev, araba, iş ve ne isterseniz. Şuan bunun için buradasınız. Ve teklifimi kabul edene kadar da burada kalacaksınız. " dedi Erkan abi. Aynı zamanda konuşurken odanın içinde geziniyordu.
" Birincisi, biz çocuk değiliz. İkincisi, teklifinizi kabul etmiyoruz. Bizi hemen çözün. " dedi içlerinden biri.
" Kabul etmek zorundasınız. Aksi taktirde sizi çömeyeceğim. "
" Kabul etmiyoruz! " dedi aynı kişi. İki kelimeyide vurgulamıştı.
" Siz bilirsiniz. Hadi ekip, çıkıyoruz. " dedi Erkan abi odanın kapısına ilerlerken.
" Bulut, çıktığında ışıkları kapat. "
" Tamam abi. " dedim ve hepimiz çıkınca kapıyı kilitleyip ışıkları kapattım.
Mira'dan Devam...
İşte şimdi yavaş yavaş herşeyi anlıyordum. Bunun için bizi izliyorlardı. Ama bu oldukça saçmaydı. İstemediğimiz halde bizi burada tutuyorlardı. Üstelik birde ışıkları kapatmışlardı.
" Bu bir kurtuluş olabilir. Denemeliyiz, denemekten zarar gelmez? " bu sesin sahibi Birkan'dı. Cidden saçmalıyordu.
" Bu zamana kadar nasıl yaşadıysak, bundan sonra da öyle yapacağız. Kimsenin yardımına ihtiyacımız yok. " dedim. Kimseden ses çıkmadı. Kimse birşey söylemeyince
" Aynı fikirde olduğumuzu düşünüyordum! " dedim. Bir süre bekledim ve
" Az önceki Pamir'e ne oldu?! " dedim.
" Birkan haklı olabilir. Deneyebiliriz. "
" B-bu resmen saçmalık! Saçmalıyorsunuz! " dedim bağırarak.
" Peki, oylama yapalım. Mira'nın fikrini kabul edenler? " dedi Birkan. Baran ve Mavi
" Ben. " dedi. Diğerleri de Birkan'a katılmıştı. Bu haksızlıktı. Bizim bir hayatımız varken yeni bir hayata ihtiyacımız yokki. Eğer birşeyler olacak ise, bu kendi emeğimiz ile olmalı.
Yaklaşık bir saat sonra bulunduiumuz yerin ışıkları tekrar açılmıştı. Ve yine kalabalıkla içeriye girdiler. Dört kız dört erkek vardı. Bir de şu Erkan'mı ne, o vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasaklanmış Kurtuluş
Random" Ama bu kurallara aykırı." " Biliyorum." " Peki bu kuralı çiğnersek ne olur?" " Aşık olduğum kız ile ölürüm. Ondan ayrı, ona dokunamadan, onun elini tutamadan, onu öpemeden yaşamaktansa, onunla ölürüm."dedi ve başımı göğsüne yasladı. Kapak tasarı...