BÖLÜM 1

38 11 1
                                    

NE ÇOK TONU VAR ŞU MAVİNİN AŞK GİBİ, SARMAŞIK GİBİ SARMIŞ SARMALAMIŞ HER YANIMI.

Yeni bir şehre doğru yolculuğa çıkıyordum. İzmir' den İstanbul' a doğru. Hepside Moda Tasarım için. Ellerimdeki yetenek beynime kazını- yordu, uçak sarsılıyordu ve yanımdaki yaşlı adam fazlasıyla horluyordu. Bu horlama seslerinin arasından kaptanın sesi geldi, " Yolcuların Dikkatine! İnişe geçiyoruz lütfen, emniyet kemerlerini bağlayınız." Hemen kemerlerimi bağladıktan sonra, az bir sürede hemencecik inmiştik. Ben bavullarımı alıp hemen garajı aştım ve bir taksiye bindim. Elimdeki kağıda
baktım ve adama verdim. 'Beykoz sokağı no.89' adam bana kağıdı geri verip yola hızla ilerledik.

30 dk. Sonra

Sonunda yetişmiştik ve
Hesabı ödeyip hemen indim. Gördüklerime İnanamıyordum "Karşımdaki ev benim evim mi? Aman tanrımmm!" Diye hemen zıpladım. Evin dışı yarı siyah yarı beyaz idi. Ayrıca etrafta çitler vardı Koşarak anahtarı çıkarıp içeri geçtim. Ev harikaydı annem ve babam evi ben gelmeden temizletmişler ve benim zevkime göre döşemişlerdi. Hemen bavulumdaki eşyaları dizip evi gezdim. Kitaplıktaki bir kitap dikkatimi çekti,'Mavi Aşk'
kitabı elime alıp arkadaki özeti okudum ;

" Aşk, mavi bir ton
İle bezenmiş sanki. Ona bakamamak, maviliğin fedakarlık tonu gibi. Ona bakamıyorum çünkü tükenmesinden korkuyorum. Onunla konuşamıyor, onu tanıyamıyorum. Tanıdıkça tekrar tekrar aşık oluyor, ölüyorum.."
Devamını koyacaktım ki kapı çaldı. Merdivenlerd-en hızla inip kapıyı açtım. Kapıdaki pizzacı idi. Bana " Mavi BUZ?" dedi bende sıcak bir sesle, " evet benim" dedim. Adam " Ailenizden sevgilerlerle" diyip pizzayı uzattı. Alıp teşekkür ettim, cebimden para çıkarıp verecektim ki aniden elimi itip " hesap ödenmiştir." Diyip kayboldu. Kapıyı kapatıp
Hemen pizzayı masaya koydum.

Buzdolabında yok yoktu, hemen coco kola alıp doldurdum. Hemencecik yemeye başladım. Zaten pek iştahım yoktu diye fazla yiyemedim Etrafı toplayıp DVD 'lerin olduğu televizyonun yanından bir komedi filmi açıp izledim. Zaman nasılda geçmişti, hava kararmış filmin yarısında uyumuştum. Sabah uyandığımda boynum ve belim fazlasıyla ağırıyordu, hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve ortalığı toparladım. Aniden aklıma moda tasarım okulum geldi. " inanamıyorum! Başvurmayı unuttum! Ah Mavi ah! Ne diye uyuya kalıyorsun yaa!" Diye sızlanarak hemen odama geçtim. Saçımı dağınık bir topuz yapıp, hemen yüksek bel siyah bir pantolon ve sarı bir gömlek giyip hafif rimel ve ten rengime uygun bir ruj sürdüm süratle ayakkabılarla uçtum ve hemencecik sarı spor ayakkabımı giyip, nazik ve siyah okul çantamı alıp okula doğru yol aldım. Neyseki okul yakındı ve 20 dk. da yetiş-ilebilecek bir yoldu. Okul
çok güzeldi tam okulun
kapısına yetişecektim ki
Biri gelip okul çantamı sırtımdan kaçırdı. Ben büyük bir çığlık ile herkezi başıma toplamıştım. Çantamın içinde telefonum, çizimlerim ve param vardı. Telefon ve paralar umurumda değildi ama çizimlerim... Oradan biri hemen çantasını atıp koştu bir süre sonra onu çantamla beraber görürdüm. Yanıma yaklaşıp, " buyur" dedi. Gerçektende hava basan biriydi. " şeyyy teşekkür ederim. Ben Mavi." Diyerek elimi uzattım. O da, ' önemlin değil maviş bende Ali, memnun oldum." Dedi neşe dolu bir sesle. " bende memnun oldum." Diye gülümseme gösteren bir yüz ifadesi yaptım. Bana arkadaşlarını işaret etti. " Bak onlar Ezgi ve Burak kumruları." Bana doğru yaklaşıp selam verdiler. BÖYLECE ARKADAŞLIKLARIN İLK ADIMLARI ATILMIŞ OLDU HERHALDE...


Bu tanışma seferberliğinin bitmesi ile hepimiz başvurmak için yola koyulduk. Burağın 1 kere devamsızlıktan dolayı kaldığını öğrendim. Zaten fazlasıyla sessiz biriydi. Kayıtlar bittiğinde bir cafede oturduk. Ali bana bakıp gülümsüyordu Ezgi araya atılıp " eee, yani Alicim yani hadi istersen , eğer birşeyler varsa falan, bir başla istersen." Dedi. Bense o kahverengi saçlarımı topuzdan kurtarıp açıyordum. Ali değişik bir ifade ile bana bakıyordu. Sonradan onları eve davet ettim Ezgi onayladı ve, " Beyler? Siz ne dersiniz?" Diye sordu. Burak " e, iyi madem Ezgi istiyor..." diye cevap verdi. Bende Aliye bakınca kafasını saklayıp Burağın arabası ile yola çıktık. Yetişince hemen eve fırladık. Oturduk ve bende " kahve istermisiniz?" Diye sordum. Hepsinin onayından sonra mutfağa geçtim. Ali susamış ve su içmeye gelirken birden çarpıştık. Ben duvarda öylece kalakaldım, resmen Ali' nin nefesini yüzümde hissediyordum. Ali yaklaştıkça yaklaşıyordu bana, tam öpmeye gelince Ezgi bağırdı " kahveler nerede kaldııı?!" Diye seslendi. Hemen Ali' yi itip kahveleri aldım. Ali de su alıp arkamdan geldi. Ezgi, "nerede kaldınız ya. Dilim damağım kurudu." Dedi. Bense " Relaxs geldim işte afiyet olsun" dedim. Ali' ye bakıp dudaklarımı utançtan büzdüm. Zaman epey geçmişti müsade isteyip gittiler. Telefon numaralarını alıp Ali'ye tekrardan teşekkür ettim. Gittiklerinde Mavi pijamalarımı giyip hemen uyudum. E, sonuçta yarın okul vardı.

ARKADAŞ LAR YENİ OLDUĞUM İÇİN BİRAZ KISA YAZDIM E BİRAZ DA ACEMİCE. AMA YÜKSELDİKÇE,VOTELER, YORUMLAR ARTTIKÇA GELİŞTİRECEĞİM.

YORUMSUZ BIRAKMAYIN LÜTFEN :)

¿Mavi Aşk?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin