✅Hayaller✅

79 4 0
                                    

#Luhan'ın Ağzından#

Onların burda ne işleri var? Jongin bunu öğrenmek amaçlı savaşa girer sorularını yağdırdı.

"Ne oldu!? Neden geldiniz!? Ne işiniz var burda!? CEVAP VER JONGDAE!?"

Minseok ve Jongdae başlarını öne eğerek içeri girdiler. Minseok daha fazla uzatmadan konuştu.

"Çocuklar,evet geldik ama herşeyi anlatacağız,gerçekten dinleyin bizi"

"Neyi Minseok neyi!? Çocukken bizi dövüp arka sokaklarda bırakıp kaçmanızımı!?"

Evet,onlar bunu yaptı. Jongin ve ben onları tanıyoruz. Ama ne Soo nede Sehun'la alakaları yoktur. Zaten şuan da ikisi kocaman gözlerle bize bakıyorlar. Fakat yanımıza gelmeye korkuyorlar.

"Luhan,Jongin biz gerçekten pişmanız. Küçüklük aklı,JongDae'ye yakın davrandığınız için sinirlendim. Çünkü onu seviyorum." dedikten sonra Jongdae'nin elini tutup birlikte olduklarını gösterdiler. İkisinin yüzünde gülümseme oluşsada daha sonra geri eski hallerine döndüler.

"Herneyse,geçin oturun içeri. Sakince konuşun,anlaşın" diye içerden seslendi.

"Kapa çeneni Soo!" Jongin Soo'ya bağırdı,bu konu da hassas olduğu için gözü kimseyi görmez. Ama biraz Soo'yu tanıyorsam kolay kolay Jongin'i affetmez.

"Jongin,Soo sakin olun ve Jongdae,Minseok içeri geçin lütfen" Sözümü dinleyip koltuğa yerleştiler. Herkes bir yerlere oturur. Minseok ve Jongdae anlattı. Anlattıklarına göre bizle arkadaşlıkları kesildikten sonra ne ailesi nede çevresindeki insanlar onların bu ilişkilerine olumlu bakmamışlar. Aileleri ise onların bu iliskilerinden iğrenip tüm baglantılarını kesmişler. Kendi ailelerinden uzak bir here giderken sadece bizim okulumuz onların isteklerini kabul etmiş. Öğrenci bilgilerinden bizi görünce müdür yardımı ile bize ulaşmışlar. Aslında ne ben nede Jongin'in siniri geçmişti ama ikimizde -eminim ki- eski çocukluk arkadaşı olduğumuz için biraz daha sakinleştik.

"Lütfen bizi affedin Jonginnie, Hunnie" Minseok aeygo yapmaya şimdiden hazırlanmış. Yapmayı sevmez ama cidden o bebeksi suratına yakışıyordu herifin.
"Ah,tanrım. Minseok şunu yapmayı kes" Chen'in bunu demesi üzerine Minseok kahkaha atıp aeygosunu kesti. Yanında oturduğu icin Jongdae'ye yavasça yaklaştı. Jongin ise elini Soo'nun elinin üstüne koydu fakat koyması ile Soo kendi elini çekti. Tanrım,çok kırılmış olmalı. Bu arada,Sehun?

"Sehun nerde!?" ortaya soruduğum soruya sadece Soo cevap vermişti.

"Yukarı çıkmıştı en son" Kafamı olumlu anlamda sallayıp yukarı kata çıktım. Sehun ile birlikte kaldığımız odanın önüne gelince hıçkırık sesleri doldurdu kulağımı. Zaman kaybetmeden içeri girdim. Sehun ağlıyordu. Resmen yanına koşmuştum.

"Sehun....neden ağlıyorsun? Noldu!?" Daha çok ağlamaya başladı. Bu çocuk niye böyle icine çeke çeke ağlıyor ki. Hiçbirşey demesine izin vermeden kafasını göğüsüme yasladım. Hıçkırarak ağladığı için yerimizde inip inip kalkıyorduk.

"Sehun,noldu neyin var bebeğim?" Hıçkırıkların arasında konuşmaya çalıştı.

"L-luhan onlar hıck canını fazla a-acıttı mı hıck? Y-yani tutamadım kendimi hıck"

"Sehun,ciddi olamazsın dimi? Bunun için ağlamıyorsun dimi? Yahh! Seni aptal bu geçmişte kalan birsey neden böyle birşey icin hala üzülüyorsun? Bemide üzüyorsun bak Ahh hala çocuksun Sehun" Saçlarını öpmeye başladım,belki rahat hisseder.

"Seni seviyorum Lu ama onlardan hıck nefret ediyorum!"

"Sehun,dedigim gibi geçmişte kalan birşey fazla uzatmayalım olur mu?" Keskin çenesinden tutup yüzüme bakmasını sağladım. Dudaklarına küçük bir buse kondurdum. "Şimdi aşağı inelim hadi" Ayağa kalkıp elinden tuttum. Oda bana karşı gülümseyip, ayağa kalktı. Beraber merdivenlerden inerken salonda hala aynı pozisyonda oturan 4'lüye baktık. Jongdae ve Minseok kendi aralarında konuşuyor,Soo Tv izliyor fakat Jongin Soo'yu izliyor. Bizde koltuğa oturunca Jongin daha fazla uzatmadan Soo'nun elinden tutup sertçe merdivenlerden çıkardı.

©©©

Jongin Ve Soo üst katta kendi odalarına girince rahatça konuşacaklardır. Üst katta sadece kendileri vardır. Jongin Soo'yu idaya girdirince yatağa oturttu. Karşına geçip konuşmaya başladı.

"Sevgilim,özür dilerim ama o konuda baya hassas olduğum için ve sende araya girdiğin için sana patladım. Özür dilerim kyungie~" Soo'nun gözlerinin içine bakıyordur. Soo ise anlamsızca onun gözlerine karşılık veriyordur. Tam 10 dakikadır birbirlerine bakıyorlardı. Tek ses aşağıdaki gülüşmeler. Tek hareketlilik ise her saniye açılıp kapanan göz kapakları. İkisininde artık patlayacak duruma gelmişti. Söz gören ilk kişi ise Soo oldu.

"Bana bundan sonra bağırmicaksın Jongin. Başkaların içinde küçük düşürmeyeceksin. Resmen ne yapacağımı,ne diyeceğimi şaşırdım. Bir daha sakın yapmıyorsun" Konuşmasını bitirince önündeki bekleyen adama sarıldı. Zorlandığı için kucağına oturur.

"Seni Seviyorum Kim Jongin"

"Bende Seni Seviyorum Kim Kyungsoo"

Soo'nun tek istediği o küçüklükten belli kurduğu hayellerini sevdigi insanla,insanlarla gerçekleştirmek. Hayatında onu bir daha yalnız bırakmsyacak dostlar. Her zaman kendisini koruyacak bir eş. Ufak ellere sahipken kocaman bir oğlu olacak bir bebek. Hayatına tekrardan başlayacakken ona yardım edecek bir insanlar. Kim Kyungsoo'nun hayali buydu. Peki ya Kim Jongin?

Onun içinse sonunda bulduğu insanlar -Kim Kyungsoo- ile en baştan başlamak. Tıpkı Kyungsoo gibi. Küçük bebekleri olsun. Eve gelince ona elinde yemek beziyle karşılayan değilde kucağında bir bebekle hayal ediyordur. Yanlarında dostları olmasını,ne olursa olsun kopmayacak,ne yaşarlarsa yaşasınlar birbirlerinden vazgeçmeyecek dostlar. İşte Jongin'in kusurlu hayatını kusursuz yapacak hayali buydu. Kim Kyungsoo ve Dostları ile...
İkisi içinde en baştan başlamak zor olacaktır. Üzülecekler,sevinecekler. Düşecekelr,kalkacaklar. Yığılacaklar,tekrar birleşecekler. Ama herşeyin üstesinden gelmeye çalışacaklar. Her saniyelerinde birbirleriyle olmaya gayret gösterecekler. Yarın ne olacaklarï bilmiyorlar. Her saniyeleri kıymetli. Birbirlerinden ayrı her saniye onların korkmasına sebep oluyordur. Ama ikiside birbirlerini özlerken bu duygularïn hepsini yaşadılar. Tek başlarına. Ama şimdi ikisi birlikte bu hayatlarını kusursuz hale getirecekelerdir. Beraber...

Woahh,tam 800 kelime olmuş. Evet az biliyorum ama,bu süreç içinde yapabildiğim en iyisi bu. Size uzun uzun bölümü telafi edecek diğer yazarınızı bekleyin. Hepiniz seviliyorsunuz,merakla bekleyin...

Indispensable  (KAİSOO )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin