Sen!!!

161 14 0
                                    

Kyung soo gece yatağında uzanırken nefes almadan ofluyordu. Sebep YARIN OKUL VAR.

Onun için bu bir felaketti. Çünkü liseye yeni başlamıstı. Herşeye yeniden başlaması onun için zordu. Yeni ortamlara alışması her zamankinden daha zordu. Ve bu her sene daha can sıkıcı hale geliyordu.

Kyung soo'nun bakış açısı

Sabah yataktan kalktığımda ilk gördüğüm, pardon hiçbirşey göremiyorum.

"Tanrı aşkına bir insanın gözünde bu kadar çapak olması normal mi?"

Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovdum. Bu sefer karşımda annemin dünden hazırladığı okul *yeni okul yeni, özen göster biraz ama soo* formamı görmemle yataktan banyoya depar atmam başladı. Yüzümü daha temiz hala getirdikten sonra 10 dakikalık bir duş aldım. Banyodaki düzenli işim bitince odaya döndüm ve kıyafetleri giydim*YENİ OKUL KIYAFETLERİNİ*. Çantamı alıp salona döndüm. Evimiz 2 katlı olmadığı icin salona varmam uzun sürmedi.*ehehee fuckirrrrr*. Kahvaltı hazırdı ama benim zamanım fazla yoktu. Masaya yaklaştığımda gözümün içine sokulmaya çalışan reçelli ekmek vardı. Ekmeği annemin elinden alıp bir parça alıp evden çıktım. Okula yetişmek için taksiye bindim. Harçlığımı buna vermek zorunda kalsamda mecburdum. Yolda hiçbir şey yapmadan dışarıyı izledim.

Okula gelince ilk müdürün odasına girip sınıfımı sordum.

"Pardon, rahatsız ettiğim için özür dilerim ama ben sınıfımı öğrenicektim."

"Adın ne?"

"Do kyung soo"

Çekmeceden büyük bir dosya çıkarıp parmaklarıyla aşağı doğrü sürüklüyordu. En sonda sayfanın sonunda durdu.

"9-C" dedikten sonra teşekkür edip odadan çıktım. Sol tarafta gördüğüm merdivenlere doğrü ilerleyip üst kata çıktım. Sınıfın kapısı kapalı olunca 'Aferin soo,tebrikler soo, ilk günden geciktin' deyip kapıyı açtım. Açtığım ile sınıfa boş gözlerle baktım. Çünkü koca sınıfta sadece tek bir kişi vardı. Esmer teni, gayet iyi bir vücut,yakışıklı yüz ve herşeyden en önemlisi gözleri.

"Çık". Az önceki iltifatlarımı geri alıyorum. İlk günden bu nasıl bir başlangıç!. Ben hiçbirşey demeden orta sıranın en arkasına geçtim. Çantamı bırakıp geri dönüyordum ki sırtımda ve ensemdeki acı ile bayıldım.

©©©©©©©©©©

Gözümü açtığımda karşımda o vardı. Sınıftaki kara çocuk.

Aklım onu tanımaya çalışıyordu. Çünkü hatırlamama yarayan bazı parçalar beni ona itiyordu.

"Özür dilerim Soo. Seni bulduğuma inanmıyorum. Seni bir daha kaybetmemek için seni bayılttım. Affet beni. O günden sonra seni bulmak zorlaştı ama sınıf listesinde adını görünce 'mucizelerin her zaman var olduğu' kanıtını gösterdi. Seni bulduğuma, gördüğüme ve hala... Neyse çok sevindim.

"Sen!!!"

"..."

Kim Jongin!" gözlerimin dolması normal değil mi? Onu tekrar görmek, konuşmak benim içinde onun içinde gerçekten bir mucizeydi.

"Seni özledim" söylediğiyle ona sarılmam bir arada olunca daha bir güzel oldu.

"Bende" biz böyle bir 30 saniye felan durunca Jongin ayrıldı.

"Soo neden beni sınıfta tanımadın. Ha? Cevap? Ha?"

"Jongin sakin olur musun? Ne bilim seni bir an görünce tanıyamadım. Değişmissin!"

Bir an sırtımdaki acı ile

"Ahhhhh!" diye inlemem gerçekleşti. Jongin ani hareketle tişortümü çıkarıp sırtıma baktı. Ve beni ayağa kaldırıp boy aynasında sırtımı göreceğim şekilde çevirdi. Sırtım değilde ensemde büyük bir kızarık izi vardı.

"Özür dilerim" Jongin'in sesi zor duyacağım kadar kısık çıkmıştı. Ona baktığımda başını öne eğmiş benden cevap bekliyordu

" Sorun değil. Büyüyünce unuturum." Jongin kafasını kaldırıp bana 'burayı terket seni bitch' bakışı atıp durdu.

"Tamam, kes şunu"

Jongin bana doğru yaklaşıp kollarını belime doladı. Ne kadar rahat bir ğöğüsü var bunu bir kez daha anladım.
Yavaş yavaş ayrılırken yüzü yüzümün sadece bir parmak aralıkta durdu. Gözleri dudaklarımda durunca hiç-

Jongin'in.dudakları.benim.dudaklarımın.üstünde.dans.ediyorrrrrrr.

Jongin öpmeye devam ederken karşılık vermem için elini karnımda gezdirdi ama ben sadece gıdıklanıp ağzımı aralıyabilmiştim. Bir süre sonra nefessiz kaldığı ayrıldı. Ben bunun etkisinden çıkıp tek söyliyebildiğim.

"Sen!!"

Jongin sadece gözüme bakıyordu. Ama konuşmaya başlamaşı herseyi çözmüştü.

"Evet Soo seni seviyorum. Hatırlıyor musun? Senle bahçede oynarken annem çağırmıştı ve bir daha görüşemedik."
Gözümün dolması onun bana yaklaşmasına yardımcı oldu.

"Annem çagırmasaydı,sana seni sevdiğimi söyleyecektim. Sana olan duygularımı söylemek için o zamanı geri isterdim. Annem ve babam taşınacağımızı söyleyip arkadaşlarımla vedelaşmamı söylemişti. Senin yanına gelmek için bahçenize gelecektim ama sen diğerleriyle mutlu olumca söylememek istedim. Seni üzmeyi istemedim. Onun için bugün sana olan tüm hislerimi söyledim."
Bunları derken gözüme bir umut ile bakıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Aslında o gittikten sonra 1 yıl boyunca geceleri ağlamıştım. Ortaokulda erkeklerden hoşlanma yani eşcinsel olmamı anlamama yardımcı oldu. O günden sonra birçok erkek dikkatimi çekti ama hiçbiri onları arzulama hissi vermedi. Jongin aklımdan hiç çıkmadı.
Jongin'e cevabım dudaklarının tadına bakmak ve kulağına uzanıp"Sadece seni istiyorum. Benim olmanı,benimde senin olmamı"
Jongin ise beni kucağına alıp yatağa sırt üstü yatırıp üstümde durdu.
"Bunu gerçekten istiyor musun?"

"Neyi

"Senin olmamı,ve seninde benim olmanı?"

"Jongin bunu sevişerek yapalım demedim.Daha değil."

"Ahhh kyung soo, ya ben burda kendimi hazırladım ahhh çok kötüsün"deyip dudağına emzik isteyen bebekler gibi yaptı.
"Biliyorum ve seni çok seviyorum"deyip şekilden şekile soktuğu dudağı kendi dudaklarımla şekillendirdim

'Seni seviyorum Jongi ve senin olmayı herşeyden çok istiyorum. En kısa zamanda bunu sana ben yapacağım ve seni ödüllendireceğim'
©©©©©©

Yeni bölüm geldi. Okuyucular az olduğu için bölümü erken yayınladım. Lutfen vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Görüşlerinizi bekliyoruz. Sizi seven RyaErolu ve ben yani ficin sahipleri sizi çok seviyoruz. Şimdilik hoşçakalın. Saranghe

Indispensable  (KAİSOO )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin