Saklambaç

19 5 0
                                    

-1,2,3...
Yazlıkta saklambaç oynuyorduk henüz 7 yaşındaydım ortam o kadar genişti ki nereye saklanacağımı bilmiyordum
- Arya! Bu taraftan benimle gel
Efe'nin sesini duyduğuma memnun olup onunla birlikte gitmiştim her zamanki gibi bir yol bulmuş bizi epeyce koşturmuştu. Büyük bir ağacın köklerine takılıp düştüğümde çok uzaklaştığımızı yeni yeni anlamaya başlamış gözukuyordu.
- Acıdı mı?
- Hayır iyiyim ama kolyemi düşürdüm.
- Şey hava kararıyor onu hemen bulsak iyi olur.
- Evet tamam.
Ağaç kökleri ve otların arasında kolyemi arıyorduk ama bulmak imkansız gibi gözüküyordu taşın üzerine oturdum ağlamama ramak kalmıştı o bana annemden bir hediye adeta bir aile yadigarıydı.
- Arya buraya gel
- Noldu Efe kolyemi buldun mu?
- Sanırım burda tahta bir kapak var kaldıramıyorum yardım eder misin?
Efenin yanına yardıma gidiyordum ki ayağımın altında bir şey hisettim bakınca sevinçle Efe'ye seslendim
- Hey kolyemi buldum gidebiliriz.
- Önce burayı açmalıyız Arya buraya gel.
Muhtemelen depo olarak kulanıllan bir yerdi gereksiz de olsa Efe heves etmişe benziyordu. Kolyemi cebime koyarak yanına gittim ve kapağı kaldırmasına yardım ettim. Gelen şak sesiyle irkildim.
- Sakin ol sanırım merdiveni düşürdük aşağı ineceğim.
- Bence bu iyi bir fikir değil Efe orda birileri olabilir.
Cümlemin yarısında Efe aşağı inmişti bende peşinden gittmiştim aşağısı kocaman bir kütüphaneye benziyordu. Başım dönmeye ve korkunç bir şekilde ağrımaya başladı bilincimi kaybetmeden hemen önce düşen onca kitabın sesini duydum.
Uyandığımda evdeydim anlaşılan o ki Efe sürükleyerek getirmişti beni eve her yerimiz yara ve kir içindeydi bulduğumuz yerden kimseye bahsetmesek de baya bir azar işitmiştik. Bir daha yazlığa gelmedik. Baş ağrılarımın başladığı gün bu gündü.
-10 yıl sonra-
Saçımı tararken Efenin aşağıdan seslendiğini duydum;
- Napıyorsun bu kadar saat anlamıyorum ki okula geç kalacağız
- Geliyorum hemen
- Yarım saat öncede böyle demiştin
Aşağı indim ve elindeki elmayı yerken sinirli ve aç görünen Efeye baktım.
- Hazırım çıkabiliriz
- Lütfettiniz hanfendi
Gülerek evden çıktık ve okula gittik  buraya kadar her şey normalken derste aniden tutan migrenim de normal fakat can sıkıcı sayılırdı neredeyse zar zor konuşarak
- Hocam dışarı çıkabilir miyim?
- Gene mi migren Arya?
Kekeleyerek olsada cevap verdim
- Ee... Evet hocam
- Geç kalma 10 dakikan var.
Apar topar sınıftan çıktım arkama bakmasam da Efe'nin de peşimden çıktığını biliyordum. Göğsümde kolyemin tanıdık sıcaklığıyla tuvalette girdim benden sonra kapı bir daha açıldı ve içeri Efe girdi. Her migren krizimde böyle endişeleniyordu 7yaşımdan beri en yakın arkadaşım,3yıldır da sevgilimdi Efe.
- Arya iyi misin? Ayakta durabiliyor musun?
- Şey evet geçer birazdan biliyorsun 7-8 yaşımdan beri oluyor bu.
- Evet haklısın... Yani sanırım.
- Sabah annemle ne konuşuyordun? Diye sordum ayakta durmak için lavobadan destek alarak.
Omuz silkerek
-Hafta sonu yazlığa gidecekmişiz. Yazlığın durumunu merak edıyorlarmış.
Derin bir iç çektim 10yıldır oraya gitmemiştik ve gitmek de istemıyordum başımın iyice ağrıdığını hissederek kafamı öne eğdim umarım bu hafta oldukça yavaş geçerdi oldukça yavaş...

SOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin