Ve jennifer bizi görür görmez hemen kapıyı kapatmaya çalıştı.Ama ben izin vermedim!jennifer bizim yuzumuze kızgınlıkla baktı ve,"ne işiniz var burda defolun" dedi. Benimde sinirlerim gittikçe artıyordu! Jennifer a dönüp:
-Dur bakalım,konuşacak çok şey var.Sen hani bu Adamı tanımıyordun? Ne ara bu kadar samimi oldunuz dedim.
John ordan atladı:
-Jennifer hata yapıyorsun! Bu Adam çoktan öldü.Ama hala yaşıyor.şaşırtıcı değil mi? Hala bu Adamla aynı evde Nasıl kalabiliyorsun?
Jennifer: defolun gidin dedim size! Artık hiç birşey sizi ilgilendirmez! O benim babam! O ölmedi!!!!!😡😡😡 dedi.
Ben: Peki siz bilirsiniz. dedim.
Jennifer kapıyı yüzümüze kapattı.
Ve john ile ordan hemen uzaklaştık.arkamıza bakmadan.
John evine gitti.bende parka gitmiştim.biraz oturup dinlenmek istedim.etrafım çok sessiz ve sakindi.parkta kimseler yoktu.biraz tuhaftı.burası her gün dolup taşardı.ama aklımda o kadar soru varken bununla ilgilenmek istemiyordum.
1-2 saat gezdikten sonra evin yolunu tuttum.perili evin önünden geçiyordum. Hafif bir göz altıyla eve baktım.ses falan yoktu.korkutucuydu her zaman olduğu gibi. Her neyse tam evime doğru yürüyorken..
Bizim evin oradaki cafede Jennifer ın tek başına bir masada otururken gördüm.bu bişey değildi belki ama,kendi kendine konuşuyordu.önünde ise iki bardak çay vardı.
Bu kız delirmiş olmalıydı! Karşısında sanki michael varmış gibi davranıyordu.
Cafeye yaklaşıp,onu dinlemeye başladım. Söyledikleri şunlardı;
"Onlara inanmıyorum,onlar yalancı babacım.sen ölmedin💕
"Seni yıllarca aradım baba.sonunda kavuştuk ya o yeter bana"
"Annem de hayatta olsaydı,kim bilir senin yaşadığını bilseydi Nasıl sevinirdi😔"
Ve.. Jennifer aynen bu şekilde konuşuyordu...kendi kendine.
Ve biraz daha onu dinledikten sonra..Cafeden içeri girdim.
Jennıfer beni gördüğünde sevinmedi ama.
Bu da ne!!!!!😰😨😱