8.BÖLÜM

51 8 0
                                    

Salona girdiğimizde ben biraz uzaktayken onlar selamlaşıyordu. Daha sonra biraz oturduk o sırada annem yardımcılarımıza Rüzgar için de servis açmalarını söyledi. Biraz konuştuktan sonra yemeğe oturduk.

Babam "Babanın adı ne Rüzgar?" diye sorduğunda, Rüzgar ağzındaki lokmayı yutup "Levent Soykan. Efendim." dedi. "Ne işle uğraşıyor?" diye sorduğunda ise "Soykan Holding'in başında efendim." dedi. Soyisminin ne kadar havalı olduğundan bahsetmiş miydim?

---

Salona geçtiğimizde Rüzgar pis pis sırıtıyordu. Ve gerçekten sinirimi bozmuştu. "Rüzgar'ın sesi çok güzel biliyor musun anneciğim. Üstelik çok güzelde gitar çalıyor." dedim Rüzgar'a bakarken. Ben ona sırıtarak bakıyordum ama o bana kaşlarını çatmış sinirli sinirli bakıyordu. Annem "Bize bir şarkı söylersin o zaman değil mi Rüzgarcığım." dedi. Rüzgar bana baktı ben ona zaferle bakıp güldüm. "Tabii efendim. Eylül de bana eşlik ederse neden olmasın." dedi bana bakıp sırıtan Rüzgar.

"Tabi ki hadi Eylül gitarını getir bebeğim." dedi annem bana tebessüm atarak. Bende "Tamam." dedim ve odama çıkıp gitarımı aldım. Gitarım siyah renkti abim geçen yaz doğum günümde almıştı. Eski gitarımı kırınca annem yeni gitar almamıştı malum anne işte hepsi aynı.

Aşağı elimde gitarla indim. Gitarı Rüzgara uzattım. "Ne söyleyelim." dedi. "Bilmem Sıla-Zor Sevdiğimden çalabilir misin?" dedim. Bana döndü ve sırıtarak "Iste yeter ki." dedi. Güldüm. Gitarda tonlamalar yapıyordu. "Başla dediğimde başla. Tamam mı Güzelim." dedi. "Tamam." dedim.

"Başla."

Eylül
"Niye gidemiyorum biliyor musun? Çünkü emek verdiysen zor meydan okuma öyle hemen dur. Neden diye sor."

Rüzgar
"Niye susuyorum anlıyor musun? Çünkü anlattıkça zor. Bükme dudağını hemen otur o zaman hesabını sor."

Rüzgar-Eylül
"Çok sevdiğimden değil zor sevdiğimden. Iyi günde burdasın dar günde yoksun. Neden? Çok sevdiğimden değil zor sevdiğimden. İyi günde burdasın dar günde yoksun. Neden?"

Eylül
"Güler ömür. Ağlar ömür. Farkında olmayız geçer ömür."


Rüzgar
"Güler ömür. Ağlar ömür. Farkında olmayız geçer ömür."

Rüzgar-Eylül
"Çok sevdiğimden değil zor sevdiğimden. Iyi günde burdasın dar günde yoksun. Neden?"

Rüzgar
"Niye susuyorum anlıyor musun? Çünkü anlattıkça zor. Bükme dudağını hemen otur o zaman hesabını sor."

Eylül
"Çok sevdiğimden değil zor sevdiğimden. Iyi günde burdasın, dar günde yoksun. Neden?"

Rüzgar
"Güler ömür. Ağlar ömür. Farkında olmayız geçer ömür."


Eylül-Rüzgar
"Çok sevdiğimden değil. Zor sevdiğimden. Iyi günde burdasın, dar günde yoksun. Neden? Çok sevdiğimden değil. Zor sevdiğimden. Iyi günde burdasın, dar günde yoksun. Neden?"


Şarkı bittiğinde utancımdan kesinlikle kızarmıştım. Çünkü ben öyle herkesin yanında şarkı söyleyemezdim ki.


"Çok güzeldiniz gerçekten bayıldım. Özel ders falan alıyor musun Rüzgar?" dedi annem hayranlıkla. Babama baktığımda tam gözlerimin içine bakıyordu. Korkmuştum ama korkmamın sebebi babam değildi. Ben kimsenin gözlerinin içine bakamıyordum. İçime anında bir korku yerleşiyordu.


"7 yaşında gitara merak salmıştım. Ailem de kursa vermişti. Daha sonra gitar hocam sesimi keşfetmişti. Ama şuan herhangi bir özel ders almıyorum." dedi. Kabul etmeliydim ki sesi gerçekten güzeldi. Ve eline gitar çok yakışıyordu. Gerçekten bana şuan hararet basmıştı. Mutfağa gidecektim su içmeye ki Rüzgar bileğimden tutunca şaşkınlıkla gözlerimi açıp ona baktım. "Ne yapıyorsun?!" diye tısladım sadece onun duyabileceği bir sesle. "Bana da su getirir misin? Eğer mutfağa gidiyorsan?" dedi. "Tamam." dedim. Ve mutfağa yöneldim. Kendi suyumu içtikten sonra Rüzgar'a bir bardak su alıp mutfaktan salona yöneldim.


Babamın gözlerinin bende olduğuna adım gibi emindim. Utanıyordum babamın karşısına çıkıp bir erkekle şarkı söylemiştim -ki babam benim bu şarkıyı ne kadar sevdiğimi biliyordu-.


"Teşekkür ederim." dedi Rüzgar elimdeki bardağı alırken. Suyunu içti ve salonun ortasındaki masanın üzerine koydu bardağı. O sırada içeriye yardımcımız Nuran Hanım girdi. Kahvelerinizi nasıl alırdınız efendim." dedi. Annem ve babam "Şekersiz." dedi. Abim Türk kahvesi sevmediğini söyleyip latte istedi. Bu da değişik bir ironi tabii. Ben ve Rüzgar da "Şekerli." dedik.


Kahveler gelene kadar biraz sohbet etmişdik. Kahvelerimiz geldiğinde kahvemden bir yudum almıştım ki annemin "Rüzgar'la çok yakışıyorsunuz Eylül." demesiyle hepsini geri püskürttüm. Anneme baktığımda muzipçe sırıtıyordu. Rüzgar'a baktığımda ise onunda sırıttığını görünce kaşlarım çatıldı. "Anneciğim biz arkadaşız daha fazlası söz konusu bile değil." dediğimde bu sefer kimse farketmeden Rüzgar'a bakıp zaferle gülümsedim.

"Olabilir bebeğim. Eğer iki insan birbiri için yaratılmışsa bunu kimse engelleyemez." dedi. Bu sefer kahvemi yudumlamakla yetindim. "Lavoba ne taraftaydı?" dedi Rüzgar. Abim "Ben gösteririm." dediğinde annem kaşlarını çattı ve "Sen otur oğlum Eylül gösterir. Hadi tatlım." dedi bana tebessüm atarak. Gözlerimi devirdim ve ayağı kalkıp merdivene yöneldim. Rüzgar'da arkamdan beni takip ediyordu.

"Burası." dediğimde gösterdiğim yere baktı. "Bende hoşlanıyorsun." dedi keyifle sırıtırken. "Sen fazla hayalperestsin sanırım?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Laf mı soktun sen şimdi?" dedi bana küçümseyici bakışlarını yollarken. "Bilmem hissettin mi canım ya." dediğimde "Bakıyorum da hemen sahiplenmişsin Eylül Soytürk." dedi çapkın çapkın bakışlarını bana yolladı ve göz kırparak lavobaya girdi. Ben arkasından ağzım açık bir şekilde kalmıştım.

---

"Müsadenizle ben kalkayım artık Efendim." dediğinde annem ve babamda birkaç bir şey söyledi ve annem "Eylül hayatım misafirimize kapıya kadar eşlik et." dedi annem. Kapıyı açtığımda bana bakıyordu "Daha fazla ne kadar kesmeye devam ediceksin beni." dediğinde gözlerimi devirdim "Tamam anlıyorum bana aşıksın da bu kadarı da fazla ama güzelim." dediğinde ise "Ya o kadar aşığım ki şimdi arkandan su dökücem bir daha gel diye." dediğimde yine sırıttı. "Sıra sende. Şimdi sen bana geliceksin." dedi.


"Dediğim gibi çok fazla hayal kuruyorsun Rüzgar Soykan." dedim. Beni taklit ederek "Dediğim gibi bana aşıksın Eylül Soytürk."dedi ve göz kırptı. Güldüm.

"İyi geceler. Rüzgar Soykan." dedim. "İyi geceler. Eylül Soytürk." dedi.

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin