Derin bir nefes aldım.
"Dört yıl önce, daha sizle tanışmamışken, normal bir gündü. Yani, en azından ben öyle düşünüyordum. Her gün olduğu gibi kendimi otobüste oturmuş, okula sürüklüyordum ama bu sefer farklıydı. İnsanlar farkıma varmaya başlıyordu ve bu iyi ya da hoş bir şekilde değildi. Bana kirli bakışlar atıyorlar, gözlerini bana dikiyorlardı. Sanki başka bir gezegendenmişim gibi beni süzüyorlardı. Ve nedenini de tam olarak biliyordum."
"Nedenmiş?" diye hızlıca sordu Vic.
Gözlerimi kapatıp tekrar derin bir nefes aldım.
"Luke'u öptüm."
Nefeslerini tutmaları şok olduklarını açıkça belirtiyordu, yüzlerini görmek için gözlerimi açmama gerek yoktu.
"Müzikten önceki gün birbirimizin partneri olmuştuk ve projemiz de bir şarkı yazmaktı. Çok yakın arkadaşlardık, inansanız da inanmasanız da," açık açık kıkırdadım. "Projeyi aldığımız gün Luke da ben de çok heyecanlıydık, doğaçlama çalmak ve söz yazmak için evime gitmeyi bekleyemiyorduk bile." Sesim titremeye başladı.
"Mike, eğer istemiyorsan devamını getirmek zorunda değilsin." dedi Calum endişeli bakan gözlere. Başımı salladım.
"Eve gidince çalmaya başladık, sürekli sesimi ne kadar çok sevdiğini söyleyip duruyordu ve ben sürekli kızarıyordum. Luke bunu farkedince üstüme atladı, beni yere düşürdü ve gülmeye başlayıp bana şirin olduğumu söyledi. Sonra durdu ve birbirimizin gözlerinin içine baktık, ben eğildim." İçimi çektim.
"Dudaklarım onunkilere dokunduğunda gerildi ve beni itti, ne yapacağımı bilemedim. Yalnızca 'Üzgünüm.' diye mırıldandım ama o, öylece gözlerindeki iğrenmeyle bana bakmaya devam etti. Bana sertçe bağırdı, 'Ne sikim yaptığını sanıyorsun sen?' ve ben ise sadece köşede mırıldanıyordum. Beni korkutmaya başlamıştı. Yüzü kızarıyordu, bayağı bir kızarıyordu hem de. Ne yapacağımı bilmiyordum, bana yaklaşmaya başladı ve nefeslerim ağırlaştı. Eşcinsel olduğumu ve öpücüğü babama söylememesi için ona yalvardım. Sadece güldü. Sonra babam gelip tüm o bağırışmaların nedenini sordu."
"Babama söyledi. Babam Luke'u gönderdi, onu merdivenlerden aşağıya kadar takip etti ve kapının kapanışını duyduğumda o çok yavaş, öfekli ayak seslerinin de merdivenlerden yukarı çıktığını da duydum."
"O. S-sana vurdu mu-u?" Ashton tıkandı, hepsi gözyaşlarına boğulacakmış gibi görünüyordu.
Başımla onayladım.
"Sonraki gün, otobüsteki herkesin bana baktığı gün yani, Luke'un herkese söylediğini biliyordum. Otobüsten indiğimde aklımdaki soru işaretleri kaybolmaya başlamıştı. Alan - Luke'un arkadaşlarından biri beni yere itti ve bana hasta olduğum için kendimi öldürmemi söyledi. Ağlamaya başladım, gözümün ucuyla Luke'un kendi kendine güldüğünü görebiliyordum."
"Zorbalık yapılmasına alıştım. Luke, Alan, Phil ve Zack beni her gün durmadan pataklamaya devam ediyordu. Ve sonra müzik projesini vermemiz gereken zaman gelmişti. Luke beni arayıp ne yaptığımı sordu, dürüst olmak gerekirse aramızda yaşananları unuttuğunu sanmıştım, ama futbol maçı yüzünden gelemeyeceğini ve eğer bir A alamazsam beni normalden daha da beter cezalandıracağını söyledi."
"Performans sergileyecek olmak beni geriyordu. Kendimi tanıtırken kekelemeye başladım, bu yüzden sınıf bana güldü. Derin bir nefes alıp adını "Beni Parmağında Oynattın" koyduğum şarkımı söylemeye başladım. Ben söylerken tüm sınıf sessizdi ama bitirince hepsi kahkahalara boğuldu. Öğretmen bile kıkırdamaktan kendini alamadı. Sonra bir kız bağırdı, 'Ne sikim? Buna şarkı söylemek mi diyorsun? Sesin boğulan bir kedi gibi çıkıyor.' ve herkes bana hakaretler yağdırmaya başladı. Sonra insanlar sesim çok sersem ve aptalca çıktığı için şarkı söylemeyi ve konuşmayı bırakmamı söyledi. Ben de öyle yaptım."
"Ondan sonra kendi kabuğuma çekildim, yemeği azalttım, konuşmadım, okulda başarısız olmaya başladım. Depresyona girdim ve kendime zarar vermeye başladım. Artık aynaya bile bakamayacak hale gelmiştim." Gözlerimden bir damla yaşın akmasına izin verdim.
"Ama artık mutluyum, yemin ederim. Sizlerle tanıştım ve beni seven mükemmel bir erkek arkadaşım var. Biliyorum Luke hala bana sataşıyor ama artık buna aldırmıyorum."
-------------
Yazar Notu: Wrapped Around Your Finger muhtemelen en sevdiğim 5SOS şarkısı ve Michael'ın sesi bir melek gibi. Bu yüzden az önce yazdıklarımı ciddiye almayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chatterbox | Malum [ Mute | Malum Devam Kitabı ] (Türkçe)
FanfictionBu kurgu tamamen @5Secondsof1D_2B1 kullanıcısına aittir, ben yalnızca Türkçe'ye çeviriyorum. This fiction belongs to @5Secondsof1D_2B1 and I'm just translating it.