**DÜZENLENİYOR **
**Mira'dan**
Bu soru üzerine çok şaşkın bir şekilde onu dikizlerken daha fazla kendimi tutamadım ve konuştum:
"İki sene mi? Neden ben seni fark etmedim peki? "
Yağmur hızla devam ediyordu ama hala en ufak bir esinti yoktu bana baktı ve "Herşeyi anlatacağım ama şimdi değil." dedi. Bu sırada telefonumun çaldığını fark ettim ve elimi cebime atıp telefonu yavaşça çıkardım.Arayan:Canım Kardeşim
"Efendim Hira?""Mira havadan haberin yok mu?! Neden hala dışarıdasın? Üşüteceksin hemen eve gel!"
"Tamam geliyorum bay."
Ve telefon suratıma kapanır...Bu dramın ardından kendi hayal dünyamdan gerçek dünyaya dönüş yapıp beni tüm sevimliliğiyle ile izleyen kişiye çevirdim kafamı. Ama sanırım çevirmesem çok daha iyi olacaktı çünkü o kişinin - yani Toprak'ın-bana ters ters baktığını gördüm. Bakışlarının nedenini kavramama izin vermeden hızla yanıma ulaşıp
kollarımdan tuttu. Ellerinin sıcaklığı soğuktan buz kesmiş tenime deydiğinde tenimde bir bıçak etkisi yarattı da ona belli etmemeye çalıştım. O ise konuşmasına başlamıştı bile"Dizi yırtık pantolon ve yarım bluz?! Eee gerisi nerede?"
Şeker bir yüz ifadesi takınıp ona baktım ve hemen ardından söze girdim"Eve gitmem gerek. Bu durumu daha sonra konuşuruz. Olur mu? "
Verdiği yanıt ise beklemediğim türdendi doğrusu"Kendine iyi bakmıyorsun. "
Kaşlarımı hafif çatıp dudaklarımı büzerek küçük bir çocuk gibi kısık sesle mırıldandım
"Bakıyorum sen fark etmiyorsun"
"Tabii canım. El-alemin kızlarına laf atarak kendine iyi bakamazsın. "
"Kaşınıyorlardı. Neyse ben eve gidiyorum. "
"İyi git bakalım. İyi geceler"
"Sanada"%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Eve vardığımda canım kardeşim camda bekliyordu. İçeriye girdim ve girmemle hemen yanımda bitti
"Sırılsıklam olmuşsun, ne bu halin?! Hemen yukarı çıkıp üstünü değiştir hasta olacaksın!"
Ona boş boş baktıktan sonra hemen yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim ve aşağıya inip
Hira'ya yanına koltuğa oturdum. Gözleri şişmişti. O da benim gibi ağlayıp duruyordu. Sesli bir şekilde "Hira hadi gel uyuyalım" dediğimde peşimden geldi ve yatakları açıp uyuduk.@@@@@@@@@@@@@@@@@
Sabah uyandığımızda zil çalıyordu. Hira beni dürttü ve hemen aşağıya indik. Kapıyı açtığımızda karşımda annem ve daha önce görmediğim ama kim olduğunu az çok tahmin ettiğim bir adam vardı. İkiside sarhoştu. İçeriye girdikten sonra gülmeye başladılar.
Aptallar. Hira çok sinirliydi. Hemen annemin kolundan tutup mutfağa çekti ve konuşmaya başladı
"Sen bizi bırakıp bu adamın yanına gittin şimdide bu adamı eve mi getiriyorsun? Sen nasıl bir insan oldun anne? Kendine gel ne yapıyorsun? "
Annem içkili olduğu için umursamadan konuştu "siz umrumda bile değilsiniz!"
Dedikten sonra mutfaktan çıkıp gitti. Gözlerimi annemin sırtından çekip Hira'ya diktim. Dizlerinin üzerine düşmüş bir şekilde oturuyordu ve ağlıyordu. Çok sinirlenmiştim. Hemen Hira'yı kolundan tutup kaldırdım ve sinirli bir ses tonu ile "Gidiyoruz. Hemen kalk hiç birşey deme. " dedim. Başı ile onaylandıktan sonra kalktı ve hemen odaya çıktık o anda telefonu çalan Hira'ya baktım arayan Kaan'dı."Efendim Kaan? "
"Günaydın uyandırmadım değil mi?"
"Hayır uyanmıştım zaten."
" Sen ağlıyor musun?"
"Hayır ağlamıyorum. Neyse sen ne diyecektin?"
"Eğer müsaitseniz kahvaltıya gidelim diyecektim."
"Olur. Biz evden çıkıyoruz okulun önünde buluşalım."
" tamam"
Ardından telefon kapandı ve Hira bana bakarak "Adam gibi giyin kahvaltıya gidiyoruz"
Ağlayarak ona baktım ve konuştum
"Sen delirdin mi? Annem evde sarhoşun biri ile orospulukta ve biz kahvaltıya mı gideceğiz hiç birşey olmamış gibi? "
Hira bana sinirli ve kızgın bir şekilde baktı"Artık bu evde daha fazla kalmayı planlamıyorsun değil mi?"
"Hayır tabii ki. "
"Eee sorun ne? Bana bak bu saatten sonra bu evde kalamam. Hazırlan. Beni düşünmeyeni bende düşünmem. Hızlı ol."
"Peki"
Bu söz üzerine daha fazla konuşamadım boğazım düğümlendi kendimi toparladıktan sonra üzerimi giyindim. Hira'yı daha önce bu kadar güzel görmedim diyemem ama sanki karakter değiştirmişe benziyoruz. O beni ben onu almış gibi. Her neyse her zamanki gibi spor birşeyler giyinmiştim. Hira gibi (medya). Sonra hemen evden çıkacaktık ki annem kolumdan tuttu artık sarhoş değildi ve ciddi duruyordu titrek sesi işe konuştu
"Nereye? Hiçbir zaman annenizi öpmeden gitmediniz. Şimdi ne oldu?"Kolumu Çekip sinirle konuştum
"Sorun şurada hanımefendi bizim annemiz yok"
Ve hemen çıktık evden.=&=&=&=&=&=&=&=&=&=&=&=&=
**Kaan'dan**
Okulun önüne varmış, kızları bekliyorduk. Aslında bu kadar kısa zamanda bu kadar samimilik ilgi çekiciydi ama kimse kusura bakmasın. İki senedir biz bu zamanı bekliyoruz gelmişken de tepemeyiz.
Hira yı iki sene bekleme amacım en yakın dostum Toprak. O benim kardeşim,herşeyim.
Toprak üç sene önce kanser hastası olduğunu öğrendi ve ameliyat olduğunda ölme riski %70'ti. Bu yüzden Mira'ya açıklamamıştı. Eğer Toprak ölürse Mira'yı üzmüş olacaktı ve bunu yapmak istemezdi. O bu durumdayken benim Hira ile çıkmam yanlış olurdu.
**Toprak'tan**
Hele şükür Mira ve Hira gelebilmişlerdi. Miranın saçları, giyimi, yürüyüşü beni benden alıyordu. Artık ona herşeyi anlatacaktım. Buna karar vermiştim. Hastalığımı, ondan uzak duruş ned-bir saniye ya. Ben daha dün bu kıza kısa giyip kendini hasta etme demedim mi? Şimdi yine kısa giymiş. Kafaya takmamaya çalışarak kızlara yaklaştım ve "Merhaba. İki saattir sizi bekliyoruz. " dedim bu söz üzerine Mira'dan ilginç bir tepki aldım "İki sene bekledin de iki saat mi zoruna gitti? "
*********BÖLÜM SONU*********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Güneşi
Teen FictionHayatımda sadece bir kere aşık oldum onda da hata yaptım kahretsinki çok güvendim... Eğer güven hayattaki en iyi şey olsaydı ben iyiliğimi kaybetmiş olacaktım.