16.47Salı
Jongin kafeden içeri giren kızı görünce içinden 'Yine mi bu kız?' diye geçirdi. Her gün buraya gelmek zorunda mıydı? Hele de Joon buradayken.
Jongin kendisine değilde Joon'un yanına doğru gelen Haneul'a şaşkınlıkla bakıyordu. Kendisine doğru gelse de garip olacaktı. Onunla ne konuşacaklardı ki?
Haneul Joon'a bir kağıt, daha doğrusu davetiyeye benzer bir şey uzattı. Küçük bir açıklama eklemeyi de unutmamıştı. "Dans yarışmamız Busan'da yapılacak. Sende izlemek için gelirsen çok sevinirim."
Jongin kendisinin davet edilmemesine hem sinirlenmiş hem de üzülmüştü. Joon'un davetiyeyi alıp "Tamam, gelirim." demesi onu daha da sinirlendirmişti. İçinden 'Bu çocuğun işi yok mu, hemen kabul ediyor?' diye düşündü.
Haneul'ın elinde bir tane daha kağıt vardı. Jongin bu davetiyenin kendisine olabileceğini düşünerek sevindi. Haneul gülümseyerek kendisine doğru yaklaşınca sevinci daha da artmıştı. Yanına geldiğinde Jongin'in sevinci daha da artıyordu. Fakat Haneul Jongin'in yanından geçip gidince Jongin ne olduğunu anlayamamıştı. Karmaşık duygular içerisine girdi. Dönüp arkasına baktı. Haneul, kafenin sahibi Leeteuk'un yanında durunca ne olduğunu anlamıştı. Davetiye Jongin'e yoktu. Leeteuk da davetiyeyi kabul etmişti. Jongin belki bir umut diyordu. 'Belki bana oyun oynuyor.' diye geçirdi içinden. Fakat Haneul'ın elinde hiçbir şeyin olmaması onun bütün umudunu yok etmişti. Davetiyeler sadece iki kişiyeydi. Jongin bu iki kişinin arasında değildi.
Haneul Jongin'in yanından geçerken Jongin Haneul'ın kolundan tutarak onu durdurdu. "Bana yok mu?"Haneul şaşkınlıkla bir Jongin'e bir de koluna bakıyordu. Kolunu Jongin'in elinden kurtardıktan sonra konuştu. "Ne yok mu?"
"Hani işte, onlara verdiğin davetiyeden bana diyorum yok mu?"
"Ha onu diyorsun, iki tane getirmiştim."
"Ve beni es geçtin."
"Senin kardeşinde dans kulübünde, sana o verir."
Jongin hayal kırıklığı ile konuştu. "Ben senden istiyorum."
Haneul, Jongin'in sözlerine şaşırmıştı. "Ne?"
Jongin'in ağzından bir anda çıkmıştı bu sözler. Şimdi ise durumu toparlaması gerekiyordu ama bunu yapmamıştı. "Duydun işte ama boşver."
Haneul hala bir açıklama bekliyor gibiydi. Jongin ise ne lafı toparlamak istiyordu ne de olduğu gibi her şeyi ona söylemek istiyordu. Ama bir şey söylemesi gerekiyordu. "Şaka yaptım. Hadi git."
"Şaka yaptıysan sorun yok. Peki, gidiyorum."
Haneul Jongin'e hüzünle baktı. İçinden 'Keşke şaka olmasaydı.' diye geçirdi ve arkasını döndü. Kafeden dışarı çıktı. Haneul kafeden dışarı çıkarken, geçenki kızlar kafeden içeri giriyordu.
Jongin kızların geldiğini görünce ofladı. İçinden 'Birde bunlarla mı uğraşacağım.' diye geçirdi.
Kızlar boş yere oturunca Joon'un masaya gitmesini ve siparişleri almasını bekledi. Joon gitmeyince Jongin masaya gitmek zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Luck [EXO Fanfic]
Fiksi PenggemarHikayem için yaptığı kapaklardan ötürü @darknesshcr 'e teşekkür ederim.