Ben Bazen; Eksilirim Biraz

155 13 3
                                    

Biraz "ne yazcam"lı biraz "yazcak bi şey yoğğğ"lu bi bölüm hazırlığı...
Ne biliyim tam vazgeçtim derken görüp "Aman Yarabbim" dedim'li sümük sendromlu bi kro karşılaşması daha bana "Naber ezikss" tadında kendini hatırlatıp, yine derin derin halı desenine bakıp düsünmeli, Sezen Aksu'lu, evde annem olmasa "Ammaaaannnn amaaaaannnnn yandım amaaaannn kurşun gibi" ayaklanma çıkaracağım Son Bakış şarkısı montajlanmış günlerin içindeyim.
Yakında Multimedia'ya Ismail Yk'den "iciiimm yanaaaarrr; kalbim ağğğlar, zor gelirrrrr kara yazııımmm"lı şarkı ekleyeceğim de korkarım efkardan yanar buralar :D
Ben böyle bi önceki bölümümde bıraktım olmazsa yapamadım beyliklerini bilinç altına nakış misali islemistim.

Güçlüydüm.
Umutluydum.
Vallahi Ayy dooonnttt keeeeyyyrrr kafasındaydım.

Görüp de yer topuklarımdan kayana kadar. Olmuyor. Kendime verdiğim "sen güçlüsün" "kro kim" "sen kimleri gömdün" mesajlarımın yazık ki en sevilen dizinin arasında sokulup bol küfür alan kamu spotlarından farkı kalmadı. Normalde çiğ buldugum tavırları yapıyor olmamın yanında bir de çaresiz hissedisim var; köşeye sıkışmış da kafamı kollarıma gömmüsüm gibi.

Vazgeçtikten sonra onu gördüğüm ilk gün kütüphaneye gitmek için durakta otobüs bekliyordum. Hissettim işte içime doğdu. Kıstığım omuzlarım ve cebimdeki ellerimle bilerek arkamdan gelen arabaya dönmedim. Biliyordum; bakacaktım. Biliyordum; bakacaktı. Sadece anlık olan bu durumu mahallenin en sevdiğim köpeğinin sevmem için üzerime koşuyor oluşu bozdu. Ona bakarken bakma değil de görme diyelim, gerçekten o olduğunu farkettim. Hayret! Ben de ilk kez bi şeyi tahmin ettim. Üzerime atlamaya çalışan ve dikilince benim boyuma gelen bir adet ekstra neşeli bir golden'ı olabilecek en zor durumda zaptetmeyi başardım. Biraz ilerleyip Remix bi müzik açtı, hız yapıp gitti. Arkasından göz devirdim. "Gerizekalı" diye mırıldandım. Daha fazla verecek bi tepkim olmadı çünkü kendini ayaklarımın dibine atan at gibi bi Köpekle meşguldum.

Sonra hissettim. Ruh halimde o omuzları kıstıgım halim kadar gucsuzdu. Böyle şeylere ilk kez bulasan biri olarak ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Tam unuttum derken hep başa sarıp bir bugta kalma durumda olmak zorundayım. Işte bunun için gitmeliyim ya.

Kütüphaneye kafam eğik burun ıslak, gözler kırmızı ulaştım. Tam kitabı veriyordum ki müziğe kulak kabarttım.

Bunca yil herkesten kaçtin en sonunda buldum sandin
Ansizin içini açtin yapma dedim yaptin gönül

Burası tam olarak ilk gördüğüm; göz devirerek, ti'ye alarak denk geldiğim zamanlardı. Hepsi siyah beyaz göz önünden akıyor.

Gözleri senden uzakti farkedilmez bir tuzakti
Sana böylesi yasakti yapma dedim yaptin gönül

Hadi ama, ben ergenlikte kimseyi sevmeden bu şarkıyı dinleyip aglayan insandım. Denk gelmek zorunda miydi? Hele "yapma dedim yaptın gönül kısmında" nefesimi tutmak istedim, beremi cenemin altina kadar indirmek; montumun içinde küçücük olmak en yakın kitap rafına carpmak ve kitapların üzerimi kaplamasıyla mutlu mesut bayılmak..

Her şey gibi bunu da beceremedim. Kütüphane kartımi alıp fırladım dışarı.

"Yapma dedim; yaptın gönül"

Kitapcıya uğrayıp, soru bankasi, karsisindaki sahaftan da takip ettiğim edebiyat dergisi sayilarımı aldım; ablamla bulusmak üzere banka oturup beklemeye başladım.
Posetten dergimi çekip göz gezdirmek istedim ama aklım tam olarak;

"Böylesi sevdigin için bir kördügüm oldu için
Agliyorsun için için demedim mi sana gönül"

Al cigerimi kurtul be mübarek.

Ablamla buluştuk, abuk subuk bi kafede çok da önemli olmayan bi kaç dedikodudan sonra eve döndük. Allak bullak. Tam olarak ruh halimin niteleyicisi.

Ertesi günde gördüm. Yine bakmadım. Bilmiyorum, sevmekten mi utanıyorum, yoksa bana sevmeden bakıyor olduğunu mu hazmedemiyorum?

Bi pazar günü yeni evlenen ablamin eşiyle birlikte bizde oluşu, onları geçirip otobüse binislerini izleyip el sallamam, dandik bi cips için bakkala gitmem. Bakkalda olması. Bakkalın merdiveninden çıkmak için kafamı kaldırmam, aynı anda dışarı bakmış olması. Bi bakışma,bi izleme değil de sadece göz göze gelinen, etrafı bulandiran ve kafamı ayakkabi bağcıklarıma tekrar indirdiğim 5 sn. Inanın daha fazlası değil. Cipslerin önüne gelmem gözüme kestirdigim bi paketi almam. Serinkanli olmaya calisip kapı koluna yaslanmış olan kro beyin önünden gecmem iki adım kadar daha ilerleyebilmem. Eğer kafasını çevirip bana bakmissa biraz titreyerek açtığım cüzdanım "neyse abi, sonra görüşürüz" deyip kapıyı çekip cıkması. Bak bunlarda sanırım 3 sn ama bi 3 yıl falandı. Bi ara pesimden bakkala gelen adamın benim için çıkmış olma ihtimali vardı. Ve yüzüne bakmadiğım adamın omuzlarından bi tık aşağı gelen yerden bitme boyumla (umarım farketmemistir) titreyerek gectim. Arkasından ben çıktım zaten ne tarafa ilerledigine bile bakmadan eğik kafamla yoluma döndüm.
En kötü yerdeyim diye düşündüğümü hatirliyorum. Unutacak kadar uzun süre gormemeyi basaramamistim, hatirlamıstım. Ve özledigime değecek kadar da gormuyordum. Işte buna ortada kalmanın laneti derler.

Bu arada ne kadar doğru bilmiyorum, Nil Ece den yan kronun yan köyden bi kızı sevdiğini öğrenmiş.

Öyle işte.

Bi şeylere vakit kaybı ya da duygu israfı gözüyle bakınca yasadığınız şey tam olarak aşk acısından ziyade hayal kırıklığı oluyor.

Ertesi gün Nillerde kalıp gece bakkala gidince karanlıkta kendine çok benzeyen abisiyle denk gelince hooopp yine bi kalp spazmı.

Sonra kendime bi itiraf daha "hiç sevmeyecek değil mi, dedim; ya da ben 3. tekil şahıslar yüzünden ona hiç bi şeyleri anlatamadan reddedilmis olarak kalacağım."

Bunlar acı.
Ne yazık ki acı olduğu kadar da gerçek.
Girdiğiniz bi yol var; nerde kasis, nerde tehlike olduğunu hiç bilmiyorsunuz. Yolda tabelalar yok. Ve sadece anlık hislerinize güvenmek zorundasınız. (Olay şu ki o anlık hisler "ben bunu unuttum ya deyip faceden silmemi soylemisti ve uyacağım tuttu)

Böyle işte. Bende sevme kabiliyeti sınırsız olan bi kalbi, elin oğluna bağlayıp,batıp gidecek olan bi güneşe ağlamakla meşgulum. Ama sanırım bunu da ruhumdaki kasvetle ödüyorum.

Burda da yine bizim şarkıya dönüyorum, dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum.

"Sen istedin ben dinledim senden ayri olmaz dedim .
En sonunda ben de sevdim simdi beni kurtar gönül ..."

(Parçayı multimediaya ekledim sayın tombilibu, şarkının seni etkilemesine izin ver ama asla tesiri altına almasına izin verme. Seni seviyorum, iyi dinlemeler...)

ŞişmanımsıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin