Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım. Hala çok utanıyordum bi daha hiç konuşma geçmemişti aramızda. Arabadan yavaşça indigimde muhteşem bir manzara vardı. İner inmez insanın içini huzur kaplıyordu. Temiz hava, çiçekler ve ırmağın muhteşem görüntüsü harikaydı. Aslında bu Psikopata biraz kızsam da bana da iyi gelecekti. Uzun zamandır böyle bir yere gelmemiştim açıkçası. Kendi kendime manzaraya dalarken Psikopat yanıma dogru yaklaşıyordu. "Sevdin sanırım manzarayı daldın uzaklara" dedi. Cevap verme gereği duymadan masaya dogru yürümeye başladım. Masada köy kahvaltısı vardı. Gözlemeler,köy peyniri, domates, daha çeşit çeşit kahvaltılıklar kısacası masa muhteşem gözüküyordu. Kısa süreli bir bakışma geçti aramızda gözlerimi hemen çevirip masaya oturdum. Oda karşıma oturdu. Masa da derin bir sessizlik vardı. İkimizinde ağzını bıçak açmıyordu. Konuşmamamız benim için daha iyiydi. Çaylarımızda geldikten sonra kahvaltıya gömüldüm. Ne yani bu kahvaltı için Ankara dan kalkıp gelmişim. Birde utanıp yememezlik mi yapacağım? ÇOK BEKLERSİNİZ. Kafamı yemeğimden kaldırıp ona baktığımda bana bakarak sırıttığını fark ettim. "Hiç mi yemek yiyen birisini görmedin? Ne sırıtıyorsun?" Psikopatın gülümsemesi yüzünde iyice yayıldı. "Yemek yiyen insan gördüm ama senin gibi ilk buluşmada yemeğine saldıran ilk kez görüyorum." Açıkçası şuan biraz utanmıştım. Beleş diye fazla mı abartmıştım. :) Ben hiç bir cevap vermeden yemeğime devam ettim. Biraz daha yavaş yemeye dikkat ederek. Psikopat yemeğine hiç dokunmamıştı. "Ne bekliyorsun yesene yemeğini. " "Seni izlerken doydum ben güzelim. " Yeter ama alt tarafı biraz açıkmıştım. Dünya meselesi yapmasına ne gerek vardı ki. Masadan kalkıp ırmağın o tarafa dogru yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini ayak seslerinden biliyordum. Bir taşın üstüne oturdum ve o muhteşem manzarayı izlemeye başladım. Arkamdan gelip sarılmasını hiç beklemiyordum açıkçası. Kollarını göğsümde birleştirdi.Kollarından kurtarmaya çalıştım ama pek işe yaramadı. "Çek elini!"Sert bir uyarıda bulunana ragmen hiç bir tepki vermiyordu." Mina kes sesini." Herkese kaplan olan Mina nedense bu çocuğa birşey diyemiyordum. Kendime de şaşırıyordum. Sanki onun bu yaptıklarını bir yandan da istiyor gibiydim. Artık onunla konuşmanın zamanı gelmişti. Ayağa kalkıp kollarından kurtuldum tam karşısına geçtim. "Ne istiyorsun benden neden beni buraya getirdin. " Gene hafifçe sırıtıyordu. Gözlerimin içine bakıyordu. Bu sefer inatla bende gözlerimi kaçırmıyordum. "SENİ"
####
Merabaaa :) Arkadaşlar hergün bölüm yazmaya çalışıyorum şuanlık 65 okuyucum var ve bu 2 gün olmasına ragmen muhteşem birşey benim için. Yazım hatalarım imla hatalarım olabilir acemiyim. İlk hikayem kusura bakmayın. Okuyan arkadaşlarım vote ve yorum yaparlarsa gerçekten çok sevineceğim. :-*