Bir Tutam Daha Mutsuzluk-2

237 15 13
                                    

S:"Güney senin bu çocuklarla alıp veremediğin ne sevgili?"
G:"Boşver Songül boşver..."
Songül Güney'in halini görünce fazla irdelememekte fayda olduğunu düşündü.Tekrardan Güney'i beklemeden sandalyeye doğru yürümeye başladı.Fakat tekrar uyuyacak hali yoktu,zaten neden burada kaldıklarını da anlamış değildi.Sonuçta Burak Songül'ün canına kast eden bir hayvanın tekiydi.Bunları düşünürken uyuması imkansızdı Songül'e göre.En sonunda kalkıp kantine çıkmayı düşündü,belki bir kahve alıp içerse kendine gelirdi.
Songül kantine doğru giderken Güney de bahçeye çıkmanın iyi geleceğini düşünüp bahçeye çıkmıştı.
***
Sabah saat 5:45 sularında Meral ve Cemre hariç herkes ayaktaydı.Cemre gece boyu korktuğu için rahat uykuya yeni yeni dalabilmişti,Meralse hastaneye geldiğinden beri odanın birinde uyuyordu.Güney,Songül ve Cenk bahçedeki banklardan birinde sessizce oturuyorlardı.Zaten hiç birinin gözüne uyku giremiyordu.Özellikle Cenk...Bu arada minik bir tüyo veremeden edemeyeceğim,Cenk yakında herkese yavşayacak.
Sessizliği bozan bu sefer de Güney olmuştu."Hadi,kalkın da şu şerefsizin durumunu öğrenelim" Güney'in bu teklifiyle Songül ve Cenk kalkıp Güney'in iki yanına geçmişlerdi."Güney,biz artık yurda gidelim,siz bize haber verirsiniz olur mu?" Güney Songül'ün zaten artık hastane yüzü görmek istemediğini biliyordu,daha fazla yorulmasını da istemediğinden başıyla onaylamıştı.

Hepsi Burak'ın bulunduğu yoğun bakım ünitesinin önüne gelmişti.Güneyin kalbi parçalanmış gibiydi biraz.Sonuçta çocukluk arkadaşıydı,her ne kadar nefret etse de üzülmüştü."Çocuğun durumunu öğrenelim,sonra ben kızları toplayıp giderim." Songül bunu söyleyince Güney yoğun bakımdan çıkan doktorun birine Burak'ın durumunu sormuştu.Aldığı cevap fazlasıyla klasikti,uyanmasını bekliyorlardı fakat durumu dün geceden sonra yavaş yavaş iyiye gitmeye başlamıştı.Bu geceyi atlatabildiniz taktirde riski kalmayacaktı.
S:"Nolmuş,neyi varmış?"
G:"Eğer bu geceyi atlatabilirse pek riski kalmayacakmış,büyük ihtimalle uyanırmış ve uyanınca da odaya alacaklarmış.İyi durumu yani,zaten merak etmene de gerek yok canına kast eden bir şerefsizi."
Songül hiç bir şey söylememişti sadece kafasını sallayıp kızları almaya gitmişti.
***
Kızlar yurda geldiklerinde hepsi pelt olmuştu.Burakın durumunun iyiye gittiğini bildikleri içinse pek üzgün sayılmazlardı.Hatta Burakın Meral'i kurtardığını da anlatıp duruyorlardı.Aslına bakılırsa Burak yalnızca Meral'i değil Songül'ü de kurtarmıştı,ama kimsenin ağzından bu çıkmıyordu yemediği için.Konuşmalara katılmayan kişilerden birisi de Songül'dü.Sanki içinde kötü bir his var gibi geliyordu,mutlu olması gereken yerde oldukça heyecanlıydı.Nedeninin ne olduğu hakkındaysa en ufak bir fikri yoktu,sadece biraz uyuyup kendine geleceğini düşünmüştü.
***
Güney öylesine sandalyelerden birine otururken telefonuna mesaj gelmişti."Sahilin oraya gel çabuk!" Mesajda aynen bu yazıyordu.Güney de vakit kaybetmeden montunu giyip söylenen yere doğru yürüyordu.Mesafe çok değildi,sadece 10 dakikada gitmişti sahile.Orada banklardan birine oturmuş Erkan'ı gördü,hemen yanına gitmişti.
G:"N'oluyo lan niye girdiniz hayatımda ne yapmaya çalışıyorsun kardeşim sen?!Songüle zarar vermeye çalışmak ne demek?!" Güney Erkan'ın yakasındaki tutup kaldırmış bunları söylüyordu."Öldürürüm seni duydun mu zarar vermeyeceksiniz o kıza!"
E:"Yavaş gel lan!Neler olduğunu anlatmak için çağırdım seni,sevdiğin kıza daha fazla zarar gelmesini istemiyorsun değil mi...Ben de öyle tahmin etmiştim zaten."
Güney bu söylediklerine dahi şok olmuşken muhtemelen birazdan söyleyeceği şeyleri duyunca küçük dilini yutacaktı.Ablası,Songül...
E:"Son...Songül...Be-Benim..."
G:"Ne ne?!Songül senin ne?!"
Güney bağırarak Erkan'ın omzunu sıkıyordu,söyleyeceği şey her neyse artık sabredemiyordu.
Maalesef hiç bir zaman da öğrenemeyebilirdi.Güney sabırsızlıktan gözledi dolmuş bir şekilde Erkan'ı beklerken bir silah patlaması duyulmuştu."Ahh!"

Nefretini Aşka Dönüştürenlerden Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin