Uyanıp uyanmama arasında çok ince bir çizgi vardı. Aynı araf gibi belirsiz. Göz kapaklarım isyan bayraklarını havaya çekmişti çoktan. Uyanıktım hissediyordum acıyı umutsuzluğu ateş içinde yanmayı. Gözlerimi açmaya yoktuki cesaretim uyuyup bidaha uyanmamak sonsuzluğa kadar bu karanlıkta kalmak istediğim tek şeydi şimdilik.
Tek kız çocuğu olarak büyüdüğüm halde hiç bir zaman triplerim kıskançlıklarım tavırlarım olmamıştı aileme karşı belki babam beni kabullenir diye bekledim. Kabullenmedi ne kız oluşumu nede hazneder soyismini almamı kabullenemedi.Gözlerimi araladığımda odamdaydım dün olanlar zihnimden geçtikçe şakaklarımdaki ağrı artıyordu. Ellerimi sinirle başıma bastırıp ovalamaya başladım. Balkona çıktığımda parkta yine oğlu ile oyun oynayan bir adet Ateş Aşiyanoğlu vardı. Hayır deme şansım varmıydı veya kaçıp kurtulma şansım bu lanet olası ağa bozuntularından kaçabilirmiydim. Belki kurtarırdı abim beni bur umut üstüme kot tulumumu giyip saçıma bandajımı takıp kosar adım çıktım odamdan. İçimdeki umutlar yeşermeye başlamıştı bile abimde aşirette babamdan sonra sözü geçen biriydi kurtarırdı beni. Koşarak merdivemlerden inip avluya indim derman abim be zelal ana sedirde oturmuş birseyler konuşuyorlardı. Beni görünce susup kahvelerini içmeye devam ettiler omuz silkip çıkış kapısına koşturdum kapıyı açmamla aynı hızla saçımdan çekilmem bir olmuştu. Derin ve tiz bir çığlık dudaklarımdan yuvarlandığında derman abim elini sıklaştırıp " nereye lan sormadan" diye bağırdı.gözümden akan gaşı elimin tersiyle silip " bıraakkk" diye çığlïk attım. Avlunun kapısı gürültüyle açılınca derman abi saçımı bırakıp geri çekildi "ağam" dedi kısık sesiyle gözüne yediği yumrukla yere serilirken zelal ana çığlığı basmıştı çoktan. Belinden çıkardığı metali derman abimin alnına dayadığında o kadar rahattıki elindeki silah değilde önemsiz bir eşya gibiydi." sakın Derman o elin birdaha dokunmayacak bu kıza ona yaptığın her hareketi kendime sayarım" dedi usulca. Sesini ilk defa duymama rağmen bildiğim bir şarkının nakaratı gibi güzel ve kusursuzdu.Gözleri usul ve bir o kadarda yavaş hareketlerle bana döndüğünde bakışlarımız buluştu " yürü" dedi emir veren bi ses tonuyla önüne geçip yürümeye başladım. Avlunun kapısını yavaşca çekip arabasını işaret etti. Bişey demeden bindim konuşursam vazgeçerdi belkide,
********
10 dakika 55 saniyedir midyatın tepesindeki kafelerden birine gelmiş boş boş suratımı inceliyordu al 11 dakika oldu işte. Nefesimi dışarıya üfleyip gözlerimi kaçırdım. " melek" dedi dikkat çekmek için değilde soru sorar gibi çıkmıştı sesi."efendim" dedim mırıltıyla ellerini saçlarına daldırıp " dinle" dedi sert sesiyle kulaklarımı 4 değil 14 acıp dinlemeye başladım. Merak ediyordum niye beni seçtiklerini.
"28 yaşındayım bir oğlum var ve o tam anlamıyla herşeyim anasız büyüsün istemiyorum ve o yüzden kuma istedim. Kimin olacağı umrumda bile değil ha sen ha başkası oğlum mutlu olsun diye tamamen" derin bir nefes alıp devam etti." Töreyi biliyorsun bir kadın gelin girdiği evden ancak kefeniyle çıkar seni seçmelerini ben istemedim. Sana dokunmam yaklaşmam konuşmam yüzüne bile bakmam istediklerin karşılanır mutlu olursun sadece 2 uyarım var sana 1) oğluma ıraza iyi bakman 2) asla bana bağlanmaman dedi ve sustu. Bişey diyemedim alışkındım aslında yüzüme bakılmamasına konuşulmamasına umursanmamaya bunlar zaten 17 senedir başımdaydı. Susunca devam etti. Dokunmıycam sana ama sadece 2 ay bu süre'te bana ve ıraza alışman lazım sonrada çocuk meselesi var evde başka bir kadın istemiyorum 2. Kumayı kaldırabileceğimi sanmıyorum zaten bi tanesi ayrı bela" dedi ve sıkıntıyla nefesini üfledi gözlerim şaşkınlıktan açılırken kaşlarım havaya kalktı ne var der gibi suratımı inceledi konuşma sırası bendeydi." oğluna bakarım ama asla elini süremezssin bana ölünceye kadar dokunamazssın ayrıca başına bela olacağımıda sanmıyorum yokmuşsun gibi davranmak benimde işime gelir üstüme başka kuma alman gerçekten umrumda değil Ateş aşiyanoğlu" dedim ve hırsla kalkıp çıkışa yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuma
RomanceMardinli genç kız ve genç adamın hikayesi Bu hikaye Ateş Aşiyanoğlu ve Melek Haznedarın hikayesi... Maceramıza katılmaya ne dersiniz...