GG-44.Bölüm

49.7K 1.5K 158
                                    

Aynada son kez kendime baktım. 1 yıl önce birisi bana şuanın gerçekten yaşanacağını söylese inanmazdım. O kadar mutluydum ki içimdeki kelebekler birkaç kat daha çoğalmıştı sanki. Evet dedikten sonraki bir saat hayatımızın en güzel anlarını yaşamıştık. Önce ailemize duyurmuştuk. Sonrasında Pınar ve Cenk'e söyleyip biraz atışmalarına sebep olmuştuk. Sonrasında bir hafta Aras'tan ayrı kalmak zorunda kalmıştım. Onu o kadar özlemiştim ki Bir hafta boyunca yüzünü görmeyi geçtim sesini bile duymamıştım. Şimdi kapının dışında beni bekliyordu. Çıkmak için sabırsızlanıyordum ama kalkmak için ne zaman harekete geçsem omzumdaki el beni hemen geri oturtuyordu.

''Ya sabretsene Sırma. Sende amma koca meraklısı çıktın.''

''Bir haftadır konuşturduğun mu var Pınar? Özledim. Cenk'ten o kadar ayrı kal da seni de göreceğim.''

''Deme öyle ya. Askere gidecek zaten.''

''Ciddi olamazsın.'' dedim şaşkınlıkla. ''Asker yolu gözlersin artık.''

''Bekleyeceğiz artık.'' dedi buğulu makyaj yaptığı gözlerinin ardından.

Annemden gelen iç çekme seslerini duyduğumda arkama döndüm. Geçen seferki gibi ağlıyordu. Yanına gidip oturduğumda kollarını boynuma doladı.

''Anne yapma böyle ama. Beni de ağlatacaksın.'' dediğimde Pınar sinirle kükredi.

''Sakın öyle bir hataya düşme. Eserimi mahvedersen burayı terkederim.''

Annem benden ayrıldığında gözlerini sildi.''

''Tamam. Tamam. Sadece seni böyle mutlu görmek beni duygulandırdı.''

''Evet sonunda mutluyum. Şaka gibi ya. Tekrar evleniyorum.''

''Darısı başıma.'' Pınar derin bir iç çektiğinde kahkalarla gülmeye başladık.

Kapı tıkladığında o tarafa döndüm. Bir an içeri Aras'ın girdiğini düşünüp heyecanla titredim. Ama Pınar'ın böyle birşeye ölse izin vermeyeceğini hatırlayıp sakinleştim. Gelen Çiğdem hanımdı. Elinde küçük bir kutu vardı. Annem ilk günkü gibi sinirle ayağa kalktı ama şuan hiçbirşeyin zorla olmadığını hatırlayıp aynanın önüne oturdu.

''Sırma.'' dedi Çiğdem Hanım gülümseyerek. Annemin açtığı boşluğa oturdu. ''Seninle bu konuşmayı tekrar yapmak biraz tuhaf. Ama sana çok teşekkür ederim. Oğlumu kurtardın. Bir nevi kahramansın. Keşke kötü şeyler olmasaydı. Hayatını mahvetmeseydik. Şimdi daha farklı bir hayatın olabilirdi. Oğlumu her zaman sevdim. Hayatım boyunca veremediğim ilgiyi sen verdin ona. Sana gerçekten minnettarım. Ve özür dilemek istiyorum.''

''Kendini sakın kötü hissetme. İyi ki böyle bir hayatım oldu. Zorla olmasaydı belki de şuan bu noktaya gelemeyecektim. Şuan gerçekten mutluyum. Sanırım bir diğer annem de artık sensin.'' Annemin öldürücü bakışlarını üzerimde hissettiğimde irkildim. ''Yani kayınvalidem işte.''

''Sana bunu vermek istiyorum. Mehmet'in annesi de bana vermişti. Sende gelinine verirsin.'' deyip elindeki kutuyu bana verdi. İçini açtığımda mavi yakutlarla bezeli bir kolye olduğunu gördüm.

''Bu gerçekten harika.''

''Sana ilk seferinde vermek isterdim ama kabul etmeyeceğini biliyordum.''

''Hayır. Bu geleneği devam ettirmek isterim tabiki.''

''Teşekkür ederim. Herşey için.'' deyip sarıldığında Pınar'ın oflama sesini duydum.

''Hep bir elden gelini zorla ağlatacaksınız yani.''

''Sakin olsana.'' dedim. Nasıl ağlayabilirdim ki. Heyecandan ağlamak bile aklıma gelmiyordu.

GELGİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin