O An...

64 4 5
                                    

Yine gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Neydi bu çaresizlik, nasıl bir duyguydu beni bu hale getiren? Sevmek bir boşluk mu ki ben kendimi kuyunun dibinde gibi hissediyorum. Ben sende Zemheriyi gördüm Musab. Ben sende aşkın en şiddetli halini gördüm.Sen benim olmayacak duamdın.Rabbimin bana verdiği imtihanım belkide şükür nedenim.
Yine gidiyorsun. Benden haberin yokken bile beni terk etmeyi başarabiliyorsun. Senden öncem vardı benim, gözyaşlarım kanayan dizlerim içindi. Ve seni hayatımın merkezine koymadan önceydi gülmelerim. Bizi yazacağım,imkansız olan bizi;

6 yıl önceydi gönlüme mührünün vurulduğu zaman.Okullar yaz tatiline girmişti.Kasabaya gidecektik akrabalarımızın yanına.Yolculuk çok sıkıcı geçti.Kasabaya geldiğimizde çoktan ikindi ezanı okunmuştu. Bavulları yerleştirdikten sonra gezintiye çıktım. Kasaba bıraktığım gibiydi.Yine huzur veriyordu havası.Yürürken aldığım o haz anlatılmaz.Havayı her soluduğumda ciğerlerim bayram ediyordu.

Ayşe teyzeyi ileride otururken görünce dayanamayıp yanına gittim.-Ayşe teyze nerelere daldın böyle, dedim. -Benim torunlar tatile geleceklerde şimdi konuştuk birazdan orada oluruz dediler onları bekliyorum.Siz ne zaman geldiniz ya Ravza, dedi.Şaşırdım Ayşe teyze bana hep Rabia derdi ilk defa ismimi doğru söyledi.Çok tatlıydı ama huysuzdu Ayşe teyze torunlarınlarından başka kimsesi yoktu.Kasabanın girişine bakışı görmeye değer vaziyetteydi.Sanki bayramlık bekleyen çocuklar misali. -Bizde az önce geldik, dedim.Onun baktığı yere bakarken.

Ne kadar beklediğimizi bilmiyorum.Çeşmenin başındaki kızların kahkahalarıyla kendime geldim.Biraz sessiz gülün demeye kalmadan kendimi onların içinde buldum.Hepsiyle sarılıp hal hatır sorduktan sonra yürümeye başladık. -Eee nasılsın Ravza, dedi Derya. -Nasıl olayım okula gidip geliyorum işte bildiğin gibi, sen. -Bende nişanla uğraşıp duruyorum, dedi. -Ne nişanlandın mı?dedim.

Daha yaşı küçüktü benden iki yaş büyüktü 18 yaşına yeni girecekti. -Evet, dedi. -Daha yaşın kaç Derya? -Canım burada böyle, dedi. Daha fazla bu konun üstünde durmak istemiyordum.Zaten Deryada istiyor gibiydi. Laflafı açtı derken arada Musab ismi konu oldu.Kimdi bu Musab kızların yere göğe sığdıramadığı?Kızlardan müsade isteyip eve gittim.

Bursadaki teyzemler çoktan gelmişler.Ömer beni görünce koşarak yanıma geldi. -Ravza nerde kaldın? dedi. -Kusura bakma kuzen kızlarlaydık birazcık kasaba gezintisi yaptık, dedim gülerek. Tamam hadi gidelim, dedi. Nereye Ömer? -Önce arkadaşın bi emaneti var onu verip seni bir yere götüreceğim, dedi. Yol boyunca ayrı kaldığımız günlerde neler yaptığımızı anlattık. Ömer benim sırdaşımdı çok iyi bir dinleyiciydi.Kardeş gibiydik.Aslında bana ağabeylik yapardı Ömer ama hiç ağabey demezdim.Hızlı hızlı gidiyorduk taki Ömer taşa takılıp düşünceye kadar. Yavaşladık tabii, kahkahalar eşliğinde.Sonunda büyük bir söğüt ağacının altına geldik.

Ömerin arkadaşını bekliyorduk.Söğüdün tepesine çıktım.Bir ara Ömerin geliyor demesiyle ilkilip yere çakılmam bir oldu.İleriden gelenlere rezil olmanın endişesiyle üzerimi silkelerken bir an gözlerim seni buldu Musab.Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atarken, kulağım sesinle şereflendi.Gözlerim gözlerine bakmaya cesaret edemedi.Ömerin Musab demesiyle ayaklarım yerden kesildi.İşte o an anladım dilimde lâl olan duamın sen olacağını...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin