Göktürklerin Çin esaretinden kurtulması üzerine epey zaman geçmişti. Türkler birbirlerine yakın bölgelerde küçük beylikler olarak yaşıyordu. Buharının yöneticisi Kibac Hatun askeri anlamda düzensiz olan milleti için çalışıyordu. Bu sıralar Türkler oldukça zenginleşmeye başlamıştı. Çöken bir devlet, ardından esaret ve şimdi tekrar yeni bir devlet kurma çabası... Aynı Türk Milletine yaraşır bir davranıştı...
Türkler zenginleştikçe, İslamı kana bulamış Araplar, bu zenginliğin farkına varıyordu. Çok kez şu Türk iline dalsak diye düşündüler...Türk beylikleriyle aralarında sınır olan Ceyhun nehrini geçmeye korkan Araplar bu zenginliğe iştah kabartmaya devam ediyordu.
Kibac Hatun, günün birinde Horasan'ın Araplar tarafından talan edildiği haberini aldı. Araplar daha sonra Buharaya ilerlemeye başladılar.Ubeydullah bin Ziyad komutasında 24000 kişilik bir ordu Buhara'nın kapısına dayanmıştı. Kibac Hatun bunun üstüne hemen en iyi adamlarından biri olan Açığ ile diğer Türk beyliklerine haber saldı ve yardım istedi. Haber ulaşana kadar Buhara kuşatılmıştı.
Kibac Hatun komutasındaki birlikler hemen kuşatmayı kaldırmak için harekete geçtiler. Savaş meydanında 24000 kişilik Arapların yarısı kadar bile olmayan Türkler korkusuzca çarpışıyordu. Onbaşı Balandı ve askerleri yaklaşık 50 Arabın içinde kalmışlardı. Balandı iri yarı bir adamdı. Adı da böyle olmasından geliyordu zaten. Balandı'nın adamları teker teker uçmağ'a varana kadar Arap canına kıydılar. En sona kalan Balandı Arapların arasından kılıcıyla yararak geçmişti. İleriye baktığında Kibac Hatun'un durumunu gördü. Kibac Hatun ortada ve bir kaç Türk askeri onu korumak için etrafını kuşatmıştı.
Araplar Kibac Hatun'u ele geçirmek için önlerindeki Türk askerlerini aşmak zorunda idi. Ancak Türkler geçilmiyordu. Hepsi genç yaşta olan Türk askerleri Araplardan aldığı darbelere aldırmadan Kibac Hatunu koruyordu. Hatta içlerinden birinin göğsüne iki kere arka arkaya kılıç girmişti. Buna rağmen Kibac Hatun kurtulana kadar ayrılmadı. Böyle kahraman bir milleti ilk kuşatmada yenmek imkansızdı. Araplar ilk kuşatmada hezimete uğrayacak kadar kayıp verdikten sonra çekildiler.
Bu sırada ulak geri gelmişti. Türk beylikleri yardım etmeyecekti. Bu habere kızan Kibac Hatun son ana kadar direnecek olan ordusuna doğru baktı. Türk kanı çok akacaktı, ama bir gün intikam alınacaktı. Savaştan ve ölümden hiçbir şekilde korkmayan Türk Milleti, kaybedeceğini anladığı zaman nasıl kurtulacağını değil, nasıl intikam alacağını düşünürdü.
Yeniden saldıran Araplar verdikleri büyük kayıplara şaşırıyordu. Birkaç gün içinde Araplar Buharayı işgal edemese de talan etmişlerdi. Kibac Hatun ilini korumuştu. Ancak bir süre sonra, Muaviye'nin ikinci Horasan Valisi, Halife Osman'ın oğlu Said'de Buhara'ya saldırmaya hazırlanıyordu. Kendisine diğer Türk Beyliklerinden yardım gelmeyeceği için Kibac Hatun, Said ile anlaşma yapmaya karar verdi. Bu anlaşmaya göre, Kibac Hatun, Said'e diğer Türk Beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da Buhara'da ki Türk asilzadelerinden rehinler verir. Bu anlaşmanın verdiği verdiği rahatlıkla Said, zenginliğini öteden beri duyduğu Semerkant'a saldırmaya hazırlanır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türk Tarihinin Kayıp 70 Yılı (TAMAMLANDI)
Non-FictionTürkler Çin esaretinden kurtulduktan sonra; Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlere yerleşmiş, deri imal ediyor ve pamuktan kağıt üretiyorlar, bu şekilde ticaret yapıyorlardı. Türkler bu yolla iyi kazanç elde ediyorlardı. Bunların yanı sır...