Sizlere daha önce sürtüğün karşılığından bahsetmiş olmalıyım. Maria tam olarak Zayn’e yaslanmış, onu aç bir köpek gibi öperken iğrendici inlemelerini araya sokuyor, karşılığının hakkını veriyordu. Gözlerimi kaçırıp diğer tarafa dönmemle beraber Zayn beni fark eder gibi oldu. “Niall?”
Yavaşça ona döndüm. Maria zaferle gülümsüyordu. Kafamı salladım. “Ben lavaboya gidiyordum dostum, dışarda buluşuruz.”
Bir bana bir Maria’ya bakıp, “Tamam, görüşürüz,” dedi. Maria ile göz göze gelmeden hemen kayıt odalarını geçip lavaboya girdim. Ellerimi yıkarken aynadaki yansımama bakıyordum. Son günlerde gözlerim çökmüştü. Fazla düzensiz uyuyordum. Bu gece de muhtemelen o gecelerden biri olacaktı. Deniz’in çıkma teklifimi kabul edişi beni heyecanlandırıyordu. Tam olarak bir randevu olacağından şüpheliydim ama yine de kendimi onun sandalyesini çekip oturuşunu izlerken hayal etmekten alamıyordum. Ellerimi kurulayıp girdiğim taraftan çıkıp bizimkilerin yanına ulaştım. Zayn hariç hepsi dağılmıştı.
“Sen de mi kalacağım yine?” dedim arabanın açık camına eğilerek. Zayn omzunu silkti ve sonra hafif bir tebessümle bana döndü. “Sen bilirsin.”
Bir dakika düşündüm. Küçük bir ihtimal de olsa, değerdi. Bir şey demeden arabaya atladım. Telefonumu kontrol ettim ve bugünle ilgili birkaç tweet attım. Blokların olduğu sokağa girince ister istemez Deniz’in pençelerine bir bakış atmıştım. Salonun lambası açıktı.
Zayn arabasını güvenliğe teslim edip birkaç bloğu geçip kendi evinin önünde durdu. O anahtarları ararken sonunda konuşma cesareti bulup dudaklarımı araladım. “Sence ona uğrasam mı?”
“Hayır,” dedi Zayn kapıyı açarken. İlk merdiveni geçene dek bir şey söylemedim. Sonunda Zayn arkasına dönüp bana baktı. “Sen bilirsin tabii,” dedi şüpheli bir bakışla. Yine düşündüm ve kararsız bir halde onun olduğu katın merdivenini çıktım. Ancak gelen seslerle düşüncelerim dağıldı.
“Ben sana söylemiştim. Eee, şimdi ne yapacaksın?” dedi sesin sahibi. Zayn hızlı adımlarla önümden çıkıp o tarafa döndü. Deniz kapının önünde olmalıydı. Kalbimin sıkıştığını hissedince kendime gülmeye başladım.
“İyi geceler kızlar,” dedi Zayn diğer merdivenin başına geldiğinde. “İyi geceler Zayn Malik!” dedi başka bir ses. Bir an Maria’yı anımsayınca konuşanın Jessie olduğu tahmininde bulundum. “İyi geceler Zayn,” dedi Deniz hemen sonrasında. Merdivenin başından beni inceleyen Zayn’i fark edince derin bir nefes alıp merdivenin son basamağını çıktım ve Deniz’in kapısına bir bakış attım. Kapıya yaslı bir halde Jessie’yi dinliyordu. Beni görünce toparlandı ve ben de ona gülümsedim. “İyi geceler,” dedim.
“İyi geceler Niall,” diye mırıldandı o da. Sonra ağır adımlarla diğer merdivenin başına geldim ve çaktırmadan tekrar o tarafa bakmaya çalıştım. Deniz’le göz göze geldik. Ayağımın hafif sendelemesiyle duvara tutundum. Zayn kahkahalarla gülmeye başladı. Deniz’in fark etmemesini dileyerek son basamakları da atlayıp kapının önüne geldim. Zayn’i susturmak ayrı bir şeydi.
“O da neydi? Sadece iyi geceler, Niall dedi,” diyerek tekrar güldü. “İrlandalı, hemen şimdi aşağı inmelisin bence. O kız bu gibi konularda çekingen duruyor.”
Alayla güldüm. “Ben çok mu girişkenim ?”
“Erkekler öyle olmak zorunda,” derken göz kırptığını görünce iğrenç esprisi üzerine koltuktaki yastığı kafasına fırlattım. Kaçarak odasına gitti. Üstümdeki tişörtü çıkartıp koltuğun kenarına koydum. Uzun koltuğa uzanıp televizyonu açtım. O sırada telefonum titredi.